Güneş gazetesine göre, Erdoğan Obama'ya ağzının payını verdi
Güneş gazetesi, Obama'nın basın özgürlüğü eleştirisi karşısında Erdoğan'ın ağzının payını verdiğini yazdı.
Güneş gazetesi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Nükleer Zirve’ye katılmak için gittiği ABD’de, basın özgürlüğü eleştirileri nedeniyle Barack Obama’ya ağzının payını verdiğini iddia etti. Haberde, basın özgürlüğü konusunda Obama’nın soru sormadığı, Erdoğan’ın da “Sorsaydı örnekleriyle cevap verirdim” dediği ileri sürüldü.
Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Turgay Güler imzasıyla yayımlanan haber şöyle:
"O konular gündeme gelmedi"
“Gıyabımda o tür bir açıklama yapıldığını duyunca üzüldüm. Ama şunu söyleyeyim; Sayın Obama ile görüşmemizde sorduğunuz konular gündeme gelmedi. Bana o türden bir şey söylenmiş değil. Kaldı ki bizler daha önceki telefon görüşmelerimizde, basın üzerinden konuşmak yerine, karşılıklı konuşmanın daha faydalı olacağını konuşmuştuk. Önce de belirttiğim gibi eleştiri ile hakareti birbirinden ayırmak lazım. Burada kanaat önderleriyle buluşmamda bunu örneklerle izah ettim. Türkiye’deki bazı gazetelerde, Cumhurbaşkanı için ‘katil, hırsız’ biçiminde manşetler atılıyor. Başlıklarda tehditler savruluyor. Bu hakaretleri yapan gazeteler ve dergiler, halen yayın hayatına devam ediyor.”
"Batı’da da müsaade edilmez"
“Türkiye’de iddia ettikleri türden bir diktatörlük olsa, o tür yayınlar nasıl yapılabilir?” diye soran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hakaret ve tehdide Batı’da da müsaade edilmez. Daha geçenlerde Obama’yı Facebook üzerinden tehdit eden biri tutuklandı. Merkel’e Almanya’da biri benzer bir şey yaptı, yine ceza aldı. ABD yasaları başkana tehdidi 5 yıla kadar hapisle, yüklü tazminatla cezalandırıyor. Cezalandırma örnekleri Almanya, Fransa, Hollanda gibi ülkelerden de verilebilir. Hakaret ve tehdit, basın özgürlüğü ya da eleştiri diye değerlendirilemez. Obama, görüşmemizde bu konuları gündeme getirmiş olsaydı, tüm bu örnekleri önüne koyar, bunları ona da söylerdim.”
"Amaç Türkiye’yi parçalamak"
ABD yönetiminin, kendi ülkelerindeki bariz olaylara rağmen basın ve ifade özgürlüğünü Türkiye’ye bir baskı unsuru olarak mı kullandığı sorulan Erdoğan, şunları söyledi: “Buradaki görüşmelerimde Adalet Bakanlığımızın açıklamasını paylaştım. Dinlediklerinde söyleyecek sözleri kalmıyor ama dediklerinden farklı bir söz de söyleyemiyorlar. ‘Ülkenin cumhurbaşkanı bunların çoğunun terörle bağlantılı olduğunu açıklıyor, peki bu durumda biz neyi savunuyoruz’ diyemiyorlar. Üst akıl dediğim olay da bu zaten. Üst akıl, Türkiye üzerinde oyun oynuyor. Türkiye’yi bölmek, parçalamak güçleri yeterse yutabilmek. Türkiye olarak nice zamandır terörizmle mücadele halindeyiz. Ülkemiz terör saldırılarına maruz kalıyor, operasyonlar yapıyoruz. Operasyonları da halkımızın güvenliği, ülkemizin huzuru ve birliği için yapıyoruz.
Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Turgay Güler imzasıyla yayımlanan haber şöyle:
"O konular gündeme gelmedi"
“Gıyabımda o tür bir açıklama yapıldığını duyunca üzüldüm. Ama şunu söyleyeyim; Sayın Obama ile görüşmemizde sorduğunuz konular gündeme gelmedi. Bana o türden bir şey söylenmiş değil. Kaldı ki bizler daha önceki telefon görüşmelerimizde, basın üzerinden konuşmak yerine, karşılıklı konuşmanın daha faydalı olacağını konuşmuştuk. Önce de belirttiğim gibi eleştiri ile hakareti birbirinden ayırmak lazım. Burada kanaat önderleriyle buluşmamda bunu örneklerle izah ettim. Türkiye’deki bazı gazetelerde, Cumhurbaşkanı için ‘katil, hırsız’ biçiminde manşetler atılıyor. Başlıklarda tehditler savruluyor. Bu hakaretleri yapan gazeteler ve dergiler, halen yayın hayatına devam ediyor.”
"Batı’da da müsaade edilmez"
“Türkiye’de iddia ettikleri türden bir diktatörlük olsa, o tür yayınlar nasıl yapılabilir?” diye soran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hakaret ve tehdide Batı’da da müsaade edilmez. Daha geçenlerde Obama’yı Facebook üzerinden tehdit eden biri tutuklandı. Merkel’e Almanya’da biri benzer bir şey yaptı, yine ceza aldı. ABD yasaları başkana tehdidi 5 yıla kadar hapisle, yüklü tazminatla cezalandırıyor. Cezalandırma örnekleri Almanya, Fransa, Hollanda gibi ülkelerden de verilebilir. Hakaret ve tehdit, basın özgürlüğü ya da eleştiri diye değerlendirilemez. Obama, görüşmemizde bu konuları gündeme getirmiş olsaydı, tüm bu örnekleri önüne koyar, bunları ona da söylerdim.”
"Amaç Türkiye’yi parçalamak"
ABD yönetiminin, kendi ülkelerindeki bariz olaylara rağmen basın ve ifade özgürlüğünü Türkiye’ye bir baskı unsuru olarak mı kullandığı sorulan Erdoğan, şunları söyledi: “Buradaki görüşmelerimde Adalet Bakanlığımızın açıklamasını paylaştım. Dinlediklerinde söyleyecek sözleri kalmıyor ama dediklerinden farklı bir söz de söyleyemiyorlar. ‘Ülkenin cumhurbaşkanı bunların çoğunun terörle bağlantılı olduğunu açıklıyor, peki bu durumda biz neyi savunuyoruz’ diyemiyorlar. Üst akıl dediğim olay da bu zaten. Üst akıl, Türkiye üzerinde oyun oynuyor. Türkiye’yi bölmek, parçalamak güçleri yeterse yutabilmek. Türkiye olarak nice zamandır terörizmle mücadele halindeyiz. Ülkemiz terör saldırılarına maruz kalıyor, operasyonlar yapıyoruz. Operasyonları da halkımızın güvenliği, ülkemizin huzuru ve birliği için yapıyoruz.