GÜNDEMİNDE DOĞAN GRUBU'NA KESİLEN VERGİ CEZASI VAR!.. ERTUĞRUL ÖZKÖK ERDOĞAN İÇİN ÖYLE LAFLAR ETTİ Kİ!..

Biz adalete güveniyoruz, ama belli ki karşımızda olan bazıları güvenmiyor. Hep birlikte, bu süreçten kimin alnı ak, kimin ise tencere dibi gibi kapkara çıkacak göreceğiz.

Yoksa adalete güvenmiyorlar mı


BAŞBAKAN Erdoğan, miting meydanında, "Belden aşağı inmeyin" dedim diyor.


Ama kendisi, serbest düşüşle belden aşağı iniyor.


Yozgat´ta miting meydanında, Doğan Grubu ile ilgili sözleri, tam anlamıyla "belden aşağı" vuruştur.


Erdoğan, Petrol Ofisi´ne salınan vergi cezasıyla ilgili konuşurken, uzlaşmaya gidilmesini, sanki "vergi kaçakçılığı" yapılmış gibi sunuyor.


Bunu bir ayıpmış gibi üzerimize yapıştırmaya çalışıyor.


Maliye Bakanlığı´nın bir yetkilisi, kendisine hemen brifing verip şunu söylemelidir:


Sayın Başbakan, bu ülkenin en tepe yöneticisi olarak bilmeniz gerekir ki, "vergi uzlaşması" bir suç değil, kanuni haktır.


O sözlerle sadece Doğan Grubu´nu değil, Maliye Bakanlığı´nı da töhmet altında bırakıyorsunuz.


O bir vergi uzlaşmazlığıdır.


Eğer vergi kaçakçılığı var ve Maliye uzlaşmaya gitmişse, size bağlı bakanlık suç işlemiş demektir.


* * *


Türkiye´de, vergi uzlaşmazlıklarının yüzde 64´ü uzlaşmaya gider.


Bunların yüzde 91´i, "uzlaşmayla" sonuçlanır.


Bu uzlaşmaların küçümsenmeyecek bir bölümü, vergi sıfırlanarak bitirilir.


Yani, Maliye, haksız vergi yazdığına ikna olur ve kestiği cezayı, mükelleften almaktan vazgeçer.


Uzlaşma, yüzde 90´la tamamlansa da, uzlaşmayı yapan şirket, "şerefli bir mükellef" olarak iş hayatına devam eder.


Uzlaşma sıfırlanarak sonuçlansa da, Maliye, o şirkete özel kıyak yapmakla suçlanamaz.


Bu dünyanın her ülkesinde, vergi hayatının normal parçasıdır.


Bugün Türkiye´nin önde gelen en büyük şirketlerinin çoğu, hayatlarının bir veya birden çok döneminde Maliye ile uzlaşma masasına oturmuştur.


Bunlar arasında Başbakan´a çok yakın işadamlarının şirketleri de vardır.


Dolayısıyla miting meydanlarında, Aydın Doğan´a, "Utanacak bir şey mi yaptın ki uzlaşmaya gittin" derken, bu ülkenin şerefli işadamlarının çoğuna da aynı suçlamayı yapıyorsunuz.


İki:


Birtakım karanlık çevreler, telefonlarımızı dinleyip oraya buraya servis yapmaya başladılar.


Telefon dinleme, kanunlarımıza göre ağır bir suçtur.


Bunun yayınlanması da suçtur.


Bunları, Doğan Grubu´nun Mali İşler Koordinatörü Soner Gedik´in telefon konuşmasının içeriğinden rahatsızlık duyduğum için söylemiyorum.


Tam aksine, o konuşma, bir vergi mükellefi ile Maliye arasında geçebilecek son derece normal ve kanuni bir konuşmadır.


Türkiye´deki şirketlerin çoğunun yöneticisi, Maliye ile telefonda veya yüz yüze buna benzer konuşmalar yapmıştır.


* * *


O konuşmada söylenenler, daha önce aynen Maliye Bakanı Unakıtan´a da anlatılmış, yapılan haksızlıklar dile getirilmiştir.


Maliye Bakanı, aynı şeylerin Gelirler Genel Müdürü´ne de söylenmesini istemiştir.


Yapılan konuşma bundan ibarettir.


Ortada bir vergi anlaşmazlığı varsa, mükellefin haklarını savunmasından, bu cezanın yazılmamasını istemesinden daha doğal ne olabilir.


Ayrıca biz istemişiz de ne yapılmış?


O konuşmadan sonra, Maliye bize, Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir cezayı yazmış.


Burada önemli olan, kanun dışı bir telefon dinlemesinin, böylesine insafsız bir siyasi mücadele aracı olarak kullanılmasıdır.


Yani kamuoyunda, sanki kanunsuz pazarlıklar yapılıyormuş hissini uyandırmak için böyle pespaye bir yola başvurulmasıdır.


* * *


Ama işin çok önemli bir yanı var.


Bu mücadeleyi yapanlar, böyle belden aşağı kanunsuz işlerden medet umar hale geldiyse, bilin ki, yaptıkları insafsızlıkta kendilerini çok zayıf hissediyorlar demektir.


Doğan Yayın Grubu´na, bizce insafsız cezalar yazıldı.


Hakkımızda suç duyurusunda bulunuldu.


Olay adalete intikal edecek.


Biz adalete güveniyoruz, ama belli ki karşımızda olan bazıları güvenmiyor.


Onun için, illegal telefon dinlemeleriyle yargısız infaz, siyasi recm yolları arıyorlar.


Hep birlikte, bu süreçten kimin alnı ak, kimin ise tencere dibi gibi kapkara çıkacak göreceğiz.


ERTUĞRUL ÖZKÖK / HÜRRİYET