GÜMRÜK OPERASYONUNDA FLAŞ İDDİA! ''YOLSUZLUĞU YAZACAĞIM'' DİYEN HANGİ İNTERNET SİTESİNE 100 BİN DOLAR SUS PAYI VERİLDİ?

İstanbul'da 35 kişinin gözaltına alındığı büyük gümrük operasyonunda çetenin "yolsuzluğu yazacağım" diye duyuru yapan internet sitesine 100 bin dolar vererek bu yayını durdurduğu ortaya çıktı.

İstanbul’da gümrük yolsuzluğunu soruşturan müfettişlerin raporunda çetenin girdiği karanlık ilişkiler de anlatıldı.30 Mart 2010’da bir internet sitesinde "Mermi gibi iddialar...Bu iddialar doğruysa çok canlar yanar...İnanın Atatürk Havalimanı’nda taş taş üstünde kalmaz.." başlıklarıyla yazılar çıktı.

İnternet sitesinde çıkan yazıların kendileriyle ilgili olduğunu gören Atatürk Havalimanı Kargo Terminali Gümrük Müdürü Hayrettin Eker, çetenin rüşvet havuzundan aldığı 100 bin doları, sitenin yazarına vererek yolsuzluğun devamının yazılmasını engelledi.

İstanbul Gümrükler Başmüdürü dahil 33 kişinin gözaltına alındığı rüşvet operasyonunda kullanılan çok özel yöntemler dikkat çekti.


Sıradışı operasyon Operasyonu Cumhuriyet Savcısı Sinan Kandemir yönetti. Önce emniyette özel bir ekip kuruldu. Tüm yazışmalar tek kuryeyle yapıldı. Kurye 24 saat gizlice izlendi. Dinleme kararları aynı mahkemeden alındı. Özel ekip hakimlerin vermekte tereddüt ettiği kritik kararlar öncesi adliyede brifing verdi. Savcı gümrük mevzuatı konusunda üniversiteden akademik destek aldı. Operasyon bilgisi sızınca, özel ekip B planını devreye soktu ve operasyon öne çekildi.

İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından İstanbul gümrüklerindeki “rüşvet ve yolsuzluk” iddialarıyla ilgili 7 Ocak’ta düzenlenen operasyonda aralarında şebekenin elebaşı olduğu iddia edilen Gümrük ve Muhafaza Başmüdürü Lütfi Eker’in de bulunduğu 33 kişi gözaltına alındı. Bir dönem “Türkiye’nin kanayan en büyük yarası” yorumları yapılan gümrüklerdeki rüşvet çarkının ortaya çıkmasını sağlayan soruşturmanın arkasında Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Fırat Sinan Kandemir ve birlikte çalıştığı ekibin sıradışı ve kararlı yöntemlerinin olduğu anlaşıldı. İşte zor operasyonun detayları:

Bakanın talimatıyla başladı

Bakan Hayati Yazıcı’ya gelen bir ihbar mektubu sonrasında Yazıcı’nın talimatıyla gümrük müfettişleri rüşvet çarkını araştırmaya başladı Gümrük Müşteşarlığı Teftiş Kurulu Ağustos ayında savcılığa başvurarak soruşturma açılmasını sağladı. Soruşturma Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Fırat Sinan Kandemir’e verildi.

Savcının özel ekibi

Teşftiş Kurulu raporunu en ince ayrınıtılarına kadar inceleyen Savcı Kandemir’in, “gizlilik” konusunda tam bir hassasiyet gösterdi. Önemli devlet memurlarına uzanan soruşturmanın her aşaması sır gibi saklandı. Dinleme ve arama kararlarının şebekeye sızmaması için sıradışı yöntemler uygulandı. İhbarları değerlendiren Savcı Fırat Sinan Kandemir, İstanbul Emniyeti’nden özel bir ekip kurulmasını istedi. Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’ın bilgisi dahilinde seçilen özel bir ekip sadece bu soruşturmayla ilgilenmek üzere 6 ay boyunca görevlendirildi. Özel ekip, edindiği bilgileri kendi merkezlerinden bile sakladı. Gümrük mevzuatının karışık olması nedeniyle zaman zaman güç durumlarda kalan savcı Kandemir, üniversitelerin öğretim üyelerinden de faydalandı.

Alınan dinleme ve arama kararlarının resmi olarak İstanbul Emniyeti’ne ulaştırılması sırasında da, geçmişte kullanılan resmi posta yöntemi rafa kaldırıldı. Emniyet Müdürülğü ve savcı arasında yapılan tüm yazışmalarda resmi postalar yerine seçilmeş özel bir kurye kullanıldı. Bütün soruşturma süresince emniyet ve Bakırköy Adliyesi arasında mekik dokuyan kurye de şebeke üyeleri gibi teknik takibe alındı. Kuryenin telefonları 24 saat polisler tarafından dinlenildi.

Hakimlere özel brifing

Sızmanın önüne geçebilmek için Savcı Kandemir’in girişimiyle dinleme ve arama kararlarının büyük bölümü sürekli aynı mahkeme heyeti tarafından alındı. Bu şekilde gizlilik içerisinde yürütülen soruşturmanın yayılması önlenilmiş oldu. Savcı Kandemir’in, “Bu kişiler İstanbul’un üst düzey gümrük yöneticileri. Sakın bir yanlışlık olmasın” diyerek tereddüt yaşayan hakimleri ikna etmek için farklı bir yöntem geliştirdi. Hakimlerle bizzat görüşen Kandemir, tereddütlerin devam ettiği durumlarda da özel ekibi adliyeye getirterek hakimelere brifing verilmesini sağladı.

Köstebek sızdırdı

Bu yöntemlerle rüşvet operasyonunda hızlı bir şekilde ilerlenirken, beklenmedik bir gelişme yaşandı. İddiaya göre Gümrük Muhafaza Müdürlüğü Kaçakçılık Narkotik İstihbarat Şube Müdürü Coşkun C., bir köstebek sayesinde gizlilikle yürütülen bu soruşturmadan haberdar oldu. Bunun ardından Coşkun C., bütün müdürleri “Takip ediliyorsunuz. Dikkat edin” diye uyardı. Bu durumdan haberdar olan Savcı Kandemir ise operasyonu öne alarak baskın startı verdi. Yapılan operasyonda teknik ve fiziki takiple izlenen şebeke çökertildi. Coşkun C’nin de gözaltına alındığı operasyon sonrası polisin köstebeği bulmak için çalışma başlattığı öne sürüldü ancak polis bu bilgiler polis tarafından yalanlandı.

35 kişi gözaltında

İstanbul’da gümrükte ’rüşvet ve yolsuzluk’ operasyonunda gözaltına alınan zanlıların sayısı 35’e yükseldi. Gözaltına alınan zanlılar arasında bulunan gümrük müdürleri ve firma sahipleri ile birlikte gözaltında bulunan zanlıların emniyetteki sorguları devam ediyor.

RÜŞVET ŞEBEKESİNİ ÇÖKERTEN 3 İHBARCIYA VATAN ULAŞTI

‘Temiz memuru barındırmıyorlar’

Şebekenin çalışma şekilleri ile ilgili bilgi veren ihbarcılar, gümrükte kurulan bu rüşvet çarkı nedeniyle dürüst olarak iş yapmak isteyenlerin bile zorla rüşvete karıştırıldığını öne sürdü. Atatürk Havalimanı Kargo Terminali bölümünde memur olarak çalışan bir ihbarcı, “Buralarda bir rüşvet çarkı var. Buna uymayanları burada barındırmıyorlar. Dürüst çalışmak isteyen kişilerin, rüşvet almayanların hemen tayini çıkıyor. Gümrüğe bağlı başka bir yerde görevlendiriyorlar. Yerine kendi istedikleri adamları getiriyorlar. Bu şekilde çarkın sürmesini sağlıyorlar” dedi.

‘Rüşvet vermek zorundaydık’

Yurt dışından getirilen malların konulduğu bir antrepoyu işleten bir başka ihbarcı da, “Antrepolarda keşif yapan memurlar genelde bu çetenin atadığı memurlar oluyordu. Burada işlem yapan gümrük müşavirleri de çete tarafınadn seçilen emekli gümrük memurları oluyordu. Normalde biz para vermesek bile onlar gelip bizden para istiyordu. Vermezsek antrepoda keşif yapılmıyor, bir günlük işlemler üç dört güne sakıyordu. Bu durumda firmalar mağdur olup bir daha gelmek istemiyorlardı. Mallarını diğer şirketlerin antrepolarına indiriyorlardı. Biz de maddi kayba uğruyorduk. Rüşvet vermek zorunda kalıyorduk” diye konuştu.

‘Konteynır başına en az 5 TL verdik’

Şebekeye defalarca rüşvet verdiklerini belirten bir ithalat şirketinin yöneticisi ihbarcı ise, “Çarka uymadığımız sürece mallarımızı gümrükten çıkarmamız imkansız hale geliyordu. Yurt dışından normal yollarla getirdiğimiz malları usulsüz harhangi bir işlem yapmadan beyan ediyorduk. Böyle olduğu halde rüşvet vermeden malı gümrükten çıkartamıyorduk. Normalde bir günde alabileceğimiz malları rüşvet vermediğimizde günlerce bekleyebiliyorduk. Gümrük memuruna konteynır başına en az 5 TL para verip malımızı geçirebiliyorduk. Dakikada 10 konteynırın geçtiğini düşünürseniz, bunların her biri için 5 lira alınıyordu. İllegal işler için bu fiyat 30 bin TLye kadar çıkıyordu” diye konuştu.

Polis İÇİNDEKİ köstebeğin peşinde

Operasyonu kapsamında gözaltına alınan Gümrük Muhafaza Müdürlüğü Kaçakçılık Narkotik İstihbarat Şube Müdürü Coşkun C’nin, polisin operasyon yapacağını öğrenince bütün müdürleri tek tek dolaşıp “Takip ediliyorsunuz. Dikkat edin” diye uyardığı ortaya çıktı. Polis, operasyonun zamanından önce yapılmasına neden olan kişinin peşine düştü.

‘Bilgimize dahi başvurulmadı’

Rüşvet operasyonunda adı geçen DHL Express, İstanbul’daki rüşvet operasyonu ile firma arasında herhangi bir bağlantı bulunmadığını, şirkette hiçbir şekilde arama yapılmadığını ve hiçbir şirket yöneticisi veya çalışanın gözaltına alınmadığını bildirdi.