Gülse Birsel'den bomba Bakanlar Kurulu kadrosu!
Hürriyet Gazetesi yazarı Gülse Birsel de "hükümet nasıl kurulacak?" tartışmalarına katıldı. Gülse Birsel'in bakanlar kurulu kadrosu için önerisi oldukça ilginç.
"Bir dizinin oyuncu kadrosu bir memleketin bakanlar kurulundan daha mı az önemlidir, sorarım size!" diyen Gülse Birsel'in önerisi bakanların oyuncu seçer gibi seçilmesi. Birsel, seçilecek bakanlar için "Hayali senaryolardaki tepkilerine, sorunlar karşısındaki doğaçlamalarına bakacak, terleteceksin!" dedikten sonra örnek de veriyor.
Seçilecek bir ekonomi bakanına doğaçlama yapma fırsatı verilmesi gerektiğini söyleyen Gülse Birsel, senaryo yeteneğini bakın nasıl konuşturuyor?
İşte Gülse Birsel'in Bakanlar Kurulu'nu ben oyuncu seçme yöntemiyle kurarım! başlıklı bugünkü yazısı:
Onca pazarlık, onca spekülasyon... Gerek yok! Bakanları oyuncu seçer gibi seçeceksin! Hayali senaryolardaki tepkilerine, sorunlar karşısındaki doğaçlamalarına bakacak, terleteceksin!
Bir dizinin oyuncu kadrosu bir memleketin bakanlar kurulundan daha mı az önemlidir, sorarım size! O halde niye ben dizilerin oyuncu seçmelerinde sevdiğim bir arkadaşımı alıp istediğim role atamıyorum? Sonuçta yazdığım dizinin başbakanı sayılabilirim. E o zaman niye bizde adayın sadece kağıt üzerindeki kariyerine bakılmayıp gelecekteki performansından bir 'kuple' isteniyor? Niye bir masa dolusu insan, onlarca oyuncuya saatlerce performans yaptırıp rolde neler yapacağını görmek istiyoruz? Ay zamanımız mı çok, sosyal hayatımız mı yok bizim ayol?
Hayır! Titizleniyoruz! Bakanlarımızı seçerken oyuncu seçmesi gibi inceci davransak bu ülke şahlanır, söyleyeyim!
Karpuzu bile güp güp diye atıp tutup seçiyoruz, bakanlara niye bir kişi karar veriyor?
Bizim sektörde, her rol için zaten gayet kalifiye 2030 kişi rol için acımasızca denenir! Senaryodan sayfalar okutulur.
Ezberleyip, bazen kostümlü şekilde oynamaları istenir. Karakterin içinde doğaçlama yapmaları talep edilir. Tekrar çağırılıp diğer oyuncularla karşılıklı daha zor deneme parçaları oynatılır.
Hikâye hep olaylı bir günde başlar!
Mesela ekonomi bakanı mı lazım? Eğitimi, tecrübesi fevkalade 2030 adayı çağıracaksın. Elinde senaryo olacak:
"Yunanistan batmış, aniden 1 milyon Suriyeli ülkeye girmiş, içişleri bakanı bunlara vatandaşlık vermiş,cumhurbaşkanı, merkez bankası başkanına fırça atmış, dolar yüzde 30 değer kazanmış" ve karakterimiz bu dramatik güne uyanmış!
İç. Bakanlık. Gün!
İçeri cumhurbaşkanı, dışişleri bakanı, içişleri bakanı ve merkez bankası başkanı girerler. Birbirlerine anayasa kitapçığı, Keynes'in 'Genel Teori'si ve '21. Yüzyılda Sermaye' kitaplarını fırlatmaktadırlar! Son kitap ağırdır. İçişleri bakanı kitabı kafaya yiyip fenalaşınca acil çağırılan sağlık bakanı istifa eder! Evet ekonomi bakanı adayı, başla doğaçlamaya! Baktın iyi gidiyor işini daha da zorlaştıracaksın. Mesela değeri düşen Türk liralarıyla 'bas bas paraları Leyla'ya' yaparak protesto eden bir grup vatandaşı sürpriz olarak temsili bakanlık dekorundan içeri sokacaksın.
Bakalım adayın kriz yönetimi, sahne hakimiyeti nasıl. Baskın cumhurbaşkanı karakterinin sahne çalmasına izin verecek mi, yoksa aradan sıyrılıp kendine oyun alanı yaratabilecek mi?
Dizinin devamı için iyi oyuncu şarttır
Sahne çakılacak, çatışma çözülmeden öylece kalacak mı? Adayımızın karakteri o karambolde başka yana kayacak mı, yoksa sapasağlam duracak mı? Karakter kaymaları çok gördük biz zira! Hem dizilerde hem siyasette!
Adayın nefesi kesilecek mi yoksa enerjisi düşmeden aynı kalitede performans gösterecek mi? Kriz sahnesi mutlu sonla mı bitecek? Vatandaş karakteri ertesi gün iş bulacak, nişanlısıyla düğün tarihini kararlaştıracak ve böylece dizide yeni sezonları getirecek gıcır bir hikâye başlayacak mı? Baktınız beceremiyor, "Oldu biz sizi ararız" deyip kapıdan uğurlayacaksınız!
"O bakanlığı şu parti alsın, ötekini filan partiye verelim"le olmaz bu iş. Adaletten dışişlerine bakanları böyle seçin, ondan sonra görün o bomba kadroyu! 45 gün, bir buçuk yıl filan değil, en az dört sene tıkır tıkır işler o hükümet. Altı sezonluk dizi yazmış insanım, bana güvenin!
Seçilecek bir ekonomi bakanına doğaçlama yapma fırsatı verilmesi gerektiğini söyleyen Gülse Birsel, senaryo yeteneğini bakın nasıl konuşturuyor?
İşte Gülse Birsel'in Bakanlar Kurulu'nu ben oyuncu seçme yöntemiyle kurarım! başlıklı bugünkü yazısı:
Onca pazarlık, onca spekülasyon... Gerek yok! Bakanları oyuncu seçer gibi seçeceksin! Hayali senaryolardaki tepkilerine, sorunlar karşısındaki doğaçlamalarına bakacak, terleteceksin!
Bir dizinin oyuncu kadrosu bir memleketin bakanlar kurulundan daha mı az önemlidir, sorarım size! O halde niye ben dizilerin oyuncu seçmelerinde sevdiğim bir arkadaşımı alıp istediğim role atamıyorum? Sonuçta yazdığım dizinin başbakanı sayılabilirim. E o zaman niye bizde adayın sadece kağıt üzerindeki kariyerine bakılmayıp gelecekteki performansından bir 'kuple' isteniyor? Niye bir masa dolusu insan, onlarca oyuncuya saatlerce performans yaptırıp rolde neler yapacağını görmek istiyoruz? Ay zamanımız mı çok, sosyal hayatımız mı yok bizim ayol?
Hayır! Titizleniyoruz! Bakanlarımızı seçerken oyuncu seçmesi gibi inceci davransak bu ülke şahlanır, söyleyeyim!
Karpuzu bile güp güp diye atıp tutup seçiyoruz, bakanlara niye bir kişi karar veriyor?
Bizim sektörde, her rol için zaten gayet kalifiye 2030 kişi rol için acımasızca denenir! Senaryodan sayfalar okutulur.
Ezberleyip, bazen kostümlü şekilde oynamaları istenir. Karakterin içinde doğaçlama yapmaları talep edilir. Tekrar çağırılıp diğer oyuncularla karşılıklı daha zor deneme parçaları oynatılır.
Hikâye hep olaylı bir günde başlar!
Mesela ekonomi bakanı mı lazım? Eğitimi, tecrübesi fevkalade 2030 adayı çağıracaksın. Elinde senaryo olacak:
"Yunanistan batmış, aniden 1 milyon Suriyeli ülkeye girmiş, içişleri bakanı bunlara vatandaşlık vermiş,cumhurbaşkanı, merkez bankası başkanına fırça atmış, dolar yüzde 30 değer kazanmış" ve karakterimiz bu dramatik güne uyanmış!
İç. Bakanlık. Gün!
İçeri cumhurbaşkanı, dışişleri bakanı, içişleri bakanı ve merkez bankası başkanı girerler. Birbirlerine anayasa kitapçığı, Keynes'in 'Genel Teori'si ve '21. Yüzyılda Sermaye' kitaplarını fırlatmaktadırlar! Son kitap ağırdır. İçişleri bakanı kitabı kafaya yiyip fenalaşınca acil çağırılan sağlık bakanı istifa eder! Evet ekonomi bakanı adayı, başla doğaçlamaya! Baktın iyi gidiyor işini daha da zorlaştıracaksın. Mesela değeri düşen Türk liralarıyla 'bas bas paraları Leyla'ya' yaparak protesto eden bir grup vatandaşı sürpriz olarak temsili bakanlık dekorundan içeri sokacaksın.
Bakalım adayın kriz yönetimi, sahne hakimiyeti nasıl. Baskın cumhurbaşkanı karakterinin sahne çalmasına izin verecek mi, yoksa aradan sıyrılıp kendine oyun alanı yaratabilecek mi?
Dizinin devamı için iyi oyuncu şarttır
Sahne çakılacak, çatışma çözülmeden öylece kalacak mı? Adayımızın karakteri o karambolde başka yana kayacak mı, yoksa sapasağlam duracak mı? Karakter kaymaları çok gördük biz zira! Hem dizilerde hem siyasette!
Adayın nefesi kesilecek mi yoksa enerjisi düşmeden aynı kalitede performans gösterecek mi? Kriz sahnesi mutlu sonla mı bitecek? Vatandaş karakteri ertesi gün iş bulacak, nişanlısıyla düğün tarihini kararlaştıracak ve böylece dizide yeni sezonları getirecek gıcır bir hikâye başlayacak mı? Baktınız beceremiyor, "Oldu biz sizi ararız" deyip kapıdan uğurlayacaksınız!
"O bakanlığı şu parti alsın, ötekini filan partiye verelim"le olmaz bu iş. Adaletten dışişlerine bakanları böyle seçin, ondan sonra görün o bomba kadroyu! 45 gün, bir buçuk yıl filan değil, en az dört sene tıkır tıkır işler o hükümet. Altı sezonluk dizi yazmış insanım, bana güvenin!