Gülse Birsel TRT arşivine daldı: 1970'in suçluları, şimdinin ekran akademisyenlerine 10 basar!
TRT tüm arşivini dijitale geçirip internet üzerinden herkesin kullanımına açmıştı.
Bu uygulama sayesinde isteyen 70'li, 80'li yıllardaki görüntüleri izleyebiliyor.
Geçmişe yolculuğa çıkan Hürriyet gazetesi yazarı Gülse Birsel, haber kanallarının gediklisi akademisyenlerle o gün ekrana çıkartılan uyuşturucu kaçakçası gibi azılı suçluların kullandığı Türkçe'yi karşılaştırdı.
İşte Gülse Birsel'in o yazısı:
TRT, arşivinin bir bölümünü internete yükledi. Açın izleyin.
Özellikle 70’lerden 90’ların sonuna kadar devlet televizyonu kalitesi açısından (bu dönemlerde köprü, yol vs. için çok söylendiği gibi) BBC’nin bizi fena halde kıskanacağı bir durum var.
Ferhan Şensoy’un komedi dizileri yayınlanıyor... Doğan Hızlan Cemal Süreya’yla söyleşi yapıyor... Oğuz Aral, Aziz Nesin, Uğur Yücel “Mizah Yolcuları” programında muhabbet ediyor... Cemal Reşit Rey, Ankara radyosunun açılışını anlatıyor... Gencecik bir Zülfü Livaneli sazıyla Leylim Ley’i söylüyor.
Özellikle 70’ler, TRT’nin TRT olduğu yıllar.
O yılların yayınlarında dikkatimi çeken, şu an bize sürreel gelecek bir vaziyet: Herkes o kadar düzgün bir Türkçe konuşuyor ki! Derli toplu, başı sonu olan cümleler, zengin kelime dağarcığı, net ifadeler. Ve daha önemlisi, bu harika Türkçeye eşlik eden müthiş bir kültür, kibarlık ve tevazu.
Yahu sanatçıları, sunucuları bırakın, Uğur Dündar’ın suçlularla röportaj yaptığı bir seri var, açın seyredin. Uyuşturucu satıcıları, başka suçlardan yakalanmış tipler. Nasıl suç işlediklerini, bu ağa nasıl düştüklerini, suç örgütlerinin nasıl çalıştığını anlatırkenki tavırları, kibarlıkları, Türkçeyi doğru kullanmak için gösterdikleri özenle şu an haber kanallarında seyrettiğimiz bazı akademisyenleri sulu götürür susuz getirirler!
TRT arşivine bakınca 1970’lerin Türkiye’si ütopik bir yer, adeta bir kültür vahası, dünyanın en rafine ülkesi gibi!
Ha çok problem de vardı o yıllarda, biliyorum. Ama belli ki eğitim ve kültür politikaları açısından, o döneme bakıp çok ders çıkarılmalı.
Bir de popüler kültürdeki örnekleme açısından o yılları görmek çok ama çok önemli. Zira köylüsü kentlisi, çoluk çocuk, tek kanal olan TRT’yi izliyor ve ekranda gördüğü insanlar kültürlü, bilgili, saygılı. Yani “Önemli biri” olmak istiyorsan, bunlar şart gibi görünüyor.
Anadilini iyi konuşmanın, kibarlığın, alçakgönüllülüğün, iyi eğitimin, bilginin yüceltildiği, şuurlu zamanlar.
Cahillik, saldırganlık ve kabalığın kutlanıp kutsandığı şimdinin tam aksine!
Geçmişe yolculuğa çıkan Hürriyet gazetesi yazarı Gülse Birsel, haber kanallarının gediklisi akademisyenlerle o gün ekrana çıkartılan uyuşturucu kaçakçası gibi azılı suçluların kullandığı Türkçe'yi karşılaştırdı.
İşte Gülse Birsel'in o yazısı:
TRT, arşivinin bir bölümünü internete yükledi. Açın izleyin.
Özellikle 70’lerden 90’ların sonuna kadar devlet televizyonu kalitesi açısından (bu dönemlerde köprü, yol vs. için çok söylendiği gibi) BBC’nin bizi fena halde kıskanacağı bir durum var.
Ferhan Şensoy’un komedi dizileri yayınlanıyor... Doğan Hızlan Cemal Süreya’yla söyleşi yapıyor... Oğuz Aral, Aziz Nesin, Uğur Yücel “Mizah Yolcuları” programında muhabbet ediyor... Cemal Reşit Rey, Ankara radyosunun açılışını anlatıyor... Gencecik bir Zülfü Livaneli sazıyla Leylim Ley’i söylüyor.
Özellikle 70’ler, TRT’nin TRT olduğu yıllar.
O yılların yayınlarında dikkatimi çeken, şu an bize sürreel gelecek bir vaziyet: Herkes o kadar düzgün bir Türkçe konuşuyor ki! Derli toplu, başı sonu olan cümleler, zengin kelime dağarcığı, net ifadeler. Ve daha önemlisi, bu harika Türkçeye eşlik eden müthiş bir kültür, kibarlık ve tevazu.
Yahu sanatçıları, sunucuları bırakın, Uğur Dündar’ın suçlularla röportaj yaptığı bir seri var, açın seyredin. Uyuşturucu satıcıları, başka suçlardan yakalanmış tipler. Nasıl suç işlediklerini, bu ağa nasıl düştüklerini, suç örgütlerinin nasıl çalıştığını anlatırkenki tavırları, kibarlıkları, Türkçeyi doğru kullanmak için gösterdikleri özenle şu an haber kanallarında seyrettiğimiz bazı akademisyenleri sulu götürür susuz getirirler!
TRT arşivine bakınca 1970’lerin Türkiye’si ütopik bir yer, adeta bir kültür vahası, dünyanın en rafine ülkesi gibi!
Ha çok problem de vardı o yıllarda, biliyorum. Ama belli ki eğitim ve kültür politikaları açısından, o döneme bakıp çok ders çıkarılmalı.
Bir de popüler kültürdeki örnekleme açısından o yılları görmek çok ama çok önemli. Zira köylüsü kentlisi, çoluk çocuk, tek kanal olan TRT’yi izliyor ve ekranda gördüğü insanlar kültürlü, bilgili, saygılı. Yani “Önemli biri” olmak istiyorsan, bunlar şart gibi görünüyor.
Anadilini iyi konuşmanın, kibarlığın, alçakgönüllülüğün, iyi eğitimin, bilginin yüceltildiği, şuurlu zamanlar.
Cahillik, saldırganlık ve kabalığın kutlanıp kutsandığı şimdinin tam aksine!