GÜLEN'İ TÜRKİYE'YE GETİRİN! YİĞİT BULUT'TAN CUMHURBAŞKANI GÜL'E AÇIK ÇAĞRI!
Habertürk TV Genel Yayın Yönetmeni Yiğit Bulut, Cumhurbaşkanı'na yazdığı açık mektupta Fethullah Gülen hakkında bakın neler dedi.
İşte o yazıdan bir bölüm;
Erdoğan’ın siyasi alanda dünya genelinde yeni bir resim ve yeni bir siyaset ortaya koyarken, "herkes elinden geleni yapsın" inancıyla inandığı tezi küresel bir yapıya dönüştüren bir başka isim vardı. Türkler ve İslam algılamasına dünya genelinde kurduğu okullar, bu okullarda yarattığı dinamikler ve ortaya koyduğu felsefeyle önemli bir zemin oluşturdu. Bu isim 28 Şubat sonucu ülkesini terk etmek zorunda kalan Fethullah Gülen’di. Ve hareketi de bir cemaat değil, küresel bir gerçek haline gelmişti.
Türkiye sadece ekonomik olarak büyümedi ve/veya siyasi olarak genleşmedi. Bugün "Acaba Osmanlı mı doğuyor" veya "yeni süper güç" gibi yorumların arkasında ve özellikle Amerika’nın bölgeden "Biz daha iyisini yapamayız" diyerek çekilme isteğinin arkasında tek bir gerçek var: Dünya "Türk Müslümanlığı" ile tanıştı, Suudi Arabistan-İran çizgisinden Türkiye merkezine kayan bu yeni resmi sevdi ve bu gücün İslam dünyasında öne çıkmasını ve korktuğu dinamikleri de dengelemesini tercih etti.
Sevgili dostlar, Gülen hareketine "din odaklı bir cemaat" algısıyla bakarsanız, gerçekleri ıskalarsınız. Gülen’in attığı adımları ve özellikle "Cihan Devleti Türkiye" modeline yarattığı katma değeri doğru analiz etmek ve siyasi bir yargılama içinde üstünden atlamamak gerekli. Dünya üzerinde uçakların bile gitmediği bir yere birkaç aktarma ile varıp da orada Türkçe konuşan çocuklar size "Hoşgeldiniz" dediği zaman, içerideki kısır tartışmaların ne kadar boş ve anlamsız, önyargılı olduğunu anlayabilirsiniz.
Sonuç: Yaptığının genişliğini ve küreselliğini her geçen gün daha iyi görebileceğimiz, kavrayabileceğimiz Fethullah Gülen’i, Türkiye’ye davet etmek ve Türkiye adına yarattığı küresel gücü- küresel sentezi Türk devleti adına takdir etmek görevi Cumhurbaşkanlığı makamına düşer. Gülen yaptıklarının Türkiye tarafından bağrına basıldığını sağlığında görmeli ve Türkiye birkaç akılsız, öngörüsüz adamın bize korku pompalamak adına yarattığı 28 Şubat ayıbıyla bu şekilde hesaplaşmalıdır.
Yazının tamamını okumak için tıklayınız.
Erdoğan’ın siyasi alanda dünya genelinde yeni bir resim ve yeni bir siyaset ortaya koyarken, "herkes elinden geleni yapsın" inancıyla inandığı tezi küresel bir yapıya dönüştüren bir başka isim vardı. Türkler ve İslam algılamasına dünya genelinde kurduğu okullar, bu okullarda yarattığı dinamikler ve ortaya koyduğu felsefeyle önemli bir zemin oluşturdu. Bu isim 28 Şubat sonucu ülkesini terk etmek zorunda kalan Fethullah Gülen’di. Ve hareketi de bir cemaat değil, küresel bir gerçek haline gelmişti.
Türkiye sadece ekonomik olarak büyümedi ve/veya siyasi olarak genleşmedi. Bugün "Acaba Osmanlı mı doğuyor" veya "yeni süper güç" gibi yorumların arkasında ve özellikle Amerika’nın bölgeden "Biz daha iyisini yapamayız" diyerek çekilme isteğinin arkasında tek bir gerçek var: Dünya "Türk Müslümanlığı" ile tanıştı, Suudi Arabistan-İran çizgisinden Türkiye merkezine kayan bu yeni resmi sevdi ve bu gücün İslam dünyasında öne çıkmasını ve korktuğu dinamikleri de dengelemesini tercih etti.
Sevgili dostlar, Gülen hareketine "din odaklı bir cemaat" algısıyla bakarsanız, gerçekleri ıskalarsınız. Gülen’in attığı adımları ve özellikle "Cihan Devleti Türkiye" modeline yarattığı katma değeri doğru analiz etmek ve siyasi bir yargılama içinde üstünden atlamamak gerekli. Dünya üzerinde uçakların bile gitmediği bir yere birkaç aktarma ile varıp da orada Türkçe konuşan çocuklar size "Hoşgeldiniz" dediği zaman, içerideki kısır tartışmaların ne kadar boş ve anlamsız, önyargılı olduğunu anlayabilirsiniz.
Sonuç: Yaptığının genişliğini ve küreselliğini her geçen gün daha iyi görebileceğimiz, kavrayabileceğimiz Fethullah Gülen’i, Türkiye’ye davet etmek ve Türkiye adına yarattığı küresel gücü- küresel sentezi Türk devleti adına takdir etmek görevi Cumhurbaşkanlığı makamına düşer. Gülen yaptıklarının Türkiye tarafından bağrına basıldığını sağlığında görmeli ve Türkiye birkaç akılsız, öngörüsüz adamın bize korku pompalamak adına yarattığı 28 Şubat ayıbıyla bu şekilde hesaplaşmalıdır.
Yazının tamamını okumak için tıklayınız.