Gülen röportajını yerden yere vurdu! BBC mi yoksa Samanyolu TV mi?
Fethullah Gülen'in BBC'ye verdiği röportaja Yeni Şafak Ankara temsilcisi Abdülkadir Selvi'den ağır eleştiri geldi.
Röportajda hiç zorlayıcı sorular sorulmadığını söyleyen Selvi " Hocaefendi'nin karşısında ise soran, sorgulayan, çapraz sorularla konuyu açmaya çalışan BBC muhabiri değil, önceden çalışılmış soru ve cevaplarla Gülen medyasından yetişmiş biri duruyordu." dedi.
Selvi şunları yazdı:
BBC röportajı
Yazılı basından özel televizyonlara geçen kuşaktandım.
Aramızda mikrofonu dondurma külahı gibi tutan da vardı, teybi kapıp, mikrofonu unutup röportaja koşanı da...
İlk başlarda sayfalarca haber yapar, Kam Spiker ile Beta'yı ayırmayı komik bulurdum.
Ancak haber montajlanıp, bültende yayınlanınca, asıl komikliğin kendi anlayışım olduğunu görürdüm.
Kameramanlardan, montajcılardan, editörlerden, yönetmenlerden çok şey öğrendim.
Özel TV kanallarında çekirdekten yetişme televizyoncular az sayıda bulunurdu.
TRT'den yetişen spiker ve teknikçiler gönüllü ustalarımız gibiydi. E, açık olmayacak, haberde kurguya dikkat edilecek.
İçlerinde BBC'yi görmüş olanı çıkarsa imrenerek bakardık.
Haberi de, röportajı da sorgularlardı.
Röportaja girmeden önce hazırlık yapar, sıkı sorular sorarlardı.
Fethullah Gülen Hocaefendi'nin BBC'deki röportajını o gözle seyrettim.
Röportaj bitti, 'Yanlış bir kanala mı baktım' diye kontrol ettim.
BBC mi yoksa Samanyolu TV mi!
Hocaefendi'nin ayaklarının altında Samanyolu TV yazıyordu, ama ekranda BBC logosu vardı.
Habercilikte dünya çapında bir ekol olan BBC gitmiş, yerine Gülen Hareketinin yayın kuruluşu olan Samanyolu TV gelmişti.
Hocaefendi'nin karşısında ise soran, sorgulayan, çapraz sorularla konuyu açmaya çalışan BBC muhabiri değil, önceden çalışılmış soru ve cevaplarla Gülen medyasından yetişmiş biri duruyordu.
Mesajların derli toplu verilmesi noktasında Gülen Hareketi açısından başarılı bir yayıncılık olabilir, ama BBC haberciliğinin intiharıydı.
Yazının tamamını okumak için tıklayınız
Selvi şunları yazdı:
BBC röportajı
Yazılı basından özel televizyonlara geçen kuşaktandım.
Aramızda mikrofonu dondurma külahı gibi tutan da vardı, teybi kapıp, mikrofonu unutup röportaja koşanı da...
İlk başlarda sayfalarca haber yapar, Kam Spiker ile Beta'yı ayırmayı komik bulurdum.
Ancak haber montajlanıp, bültende yayınlanınca, asıl komikliğin kendi anlayışım olduğunu görürdüm.
Kameramanlardan, montajcılardan, editörlerden, yönetmenlerden çok şey öğrendim.
Özel TV kanallarında çekirdekten yetişme televizyoncular az sayıda bulunurdu.
TRT'den yetişen spiker ve teknikçiler gönüllü ustalarımız gibiydi. E, açık olmayacak, haberde kurguya dikkat edilecek.
İçlerinde BBC'yi görmüş olanı çıkarsa imrenerek bakardık.
Haberi de, röportajı da sorgularlardı.
Röportaja girmeden önce hazırlık yapar, sıkı sorular sorarlardı.
Fethullah Gülen Hocaefendi'nin BBC'deki röportajını o gözle seyrettim.
Röportaj bitti, 'Yanlış bir kanala mı baktım' diye kontrol ettim.
BBC mi yoksa Samanyolu TV mi!
Hocaefendi'nin ayaklarının altında Samanyolu TV yazıyordu, ama ekranda BBC logosu vardı.
Habercilikte dünya çapında bir ekol olan BBC gitmiş, yerine Gülen Hareketinin yayın kuruluşu olan Samanyolu TV gelmişti.
Hocaefendi'nin karşısında ise soran, sorgulayan, çapraz sorularla konuyu açmaya çalışan BBC muhabiri değil, önceden çalışılmış soru ve cevaplarla Gülen medyasından yetişmiş biri duruyordu.
Mesajların derli toplu verilmesi noktasında Gülen Hareketi açısından başarılı bir yayıncılık olabilir, ama BBC haberciliğinin intiharıydı.
Yazının tamamını okumak için tıklayınız