G.t korkusu sözü hakaret sayılmadı

Facebook hesabında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan için “Tayyip g.t korkusu başa bela değil mi” şeklinde yazdığı için...

Facebook hesabında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan için “Tayyip g.t korkusu başa bela değil mi” şeklinde yazdığı için hakkında sesli ve görüntülü ileti ile hakaret suçundan dava açılan 40 yaşındaki Kemal Kaya Taylan, sözün mahkemece eleştiri sayılması nedeniyle beraat etti.

Beraat kararına gerekçe olarak AİHM’nin “Bir siyasetçiye yönelik eleştiri sınırları, özel bir şahsa yönelik eleştiri sınırlarına göre daha geniştir. Siyasetçi daha geniş hoşgörü göstermek zorundadır” kararı dayanak yapıldı.

Anadolu Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede sanığın kendi şifresi ile girebildiği facebook hesabında başbakan için söz konusu yazıyı yazdığı gerekçesiyle “Sesli, yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret” ve “Hakaret” suçunu işlediği için 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

Anadolu 8. Sulh Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılama sırasında sanık Kemal Kaya Taylan söz konusu yazıyı kendisinin yazmadığını, facebook hesabına kimin yazdığını da bilmediğini söyledi.

Mahkeme yapılan yargılamada sonucunda verilen kararda, sanığın kendisine ait kullanıcı adıl ve şifre ile girilebilen facebook sosyal paylaşım sitesine Başbakan için, “Tayyip g..korkusu başa bela değil mi” şeklinde yazı yazarak hakaret ettiği ancak bu sözlerin son derece kaba ve nezaket dışı, ayrıca kışkırtıcı olduğu kabul edilse de müştekinin politikacı olması ve söylenen sözlerin kaba bir eleştiri niteliğinde olması dikkate alındığında hakaret suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı belirtildi ve beraat kararı verildi.

Gazeteport'un ulaştığı kararda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. Maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Handyside ve Tuşalt-Türkeyi kararlarına da atıfta bulunularak, “İfade özgürlüğü 10. Maddenin sınırları içinde sadece lehte olduğu kabul edilen veya zararsız veya ilgilenmeye değmez görülen haber ve düşünceler için değil, devletin ve toplumun bir bölümünün aleyhine olan, onlara çarpıcı gelen, rahatsız eden haber ve düşünceler için de uygulanır. Bunlar çoğulcu hoşgörünün ve açık fikirliliğin gereğidir, bunlar olmaksızın demokratik toplu olmaz” ve “Bir siyasetçiye yönelik eleştiri sınırları, özel bir şahsa yönelik eleştiri sınırlarına göre daha geniştir. Siyasetçi daha geniş hoşgörü göstermek zorundadır” kararları da gerekçe olarak gösterildi.