GÖZYAŞLARINIZA HAKİM OLAMAYABİLİRSİNİZ!..32 ÖDÜLLÜ SON VEDA GÖSTERİME GİRDİ!..
Bu yılın En İyi Yabancı Film OSCAR® ödülünü kazanan filmi `Son Veda´ 2 Ekim´de sinema salonlarında gösterime girdi.Oscar ödülü dahil 32 ödül alan film sinema seyircisine muhteşem bir seyir zevki sunuyor.
Bu yılın En İyi Yabancı Film OSCAR® ödülünü kazanan filmi `Son Veda´ 2 Ekim´de sinema salonlarında gösterime girdi. Dünyada toplam yaklaşık 61 milyon 500bin dolar hasılat kaydeden film, Türkiye´de de sinemaseverler tarafından büyük ilgi ve övgüyle karşılanıyor. Avşar Film´in ithalatını yaptığı, Warner Bros´un dağıtımını üstlendiği film bu hafta Ankara ve İstanbul seyircisiyle buluştu. Gelecek haftalarda diğer şehirlerde de gösterime girecek olan `Son Veda´, ilk kez 28. Uluslararası İstanbul Film Festivali´nin kapanış filmi olarak ve "Gidişler" adıyla seyirciyle buluşmuş salondaki izleyiciyi kendine hayran bırakmıştı.
`FİLMİ İZLEYENLER İÇİN OSCAR ÖDÜLÜ AKADEMİ ÜYELERİNE HAK VERMEMEK MÜMKÜN DEĞİL.´
2010 yılı OSCAR® ödülleri için Türkiye adına `Güneşi Gördüm´ ün katılacağının açıklandığı şu günlerde, En iyi yabancı film ödülünün ne tür filmlere gittiğini anlamak önemli. Bu yıl İsrail filmi `Beşir´le Vals´in ödülü alacağı tahmin edilirken, kazanan film bir Japon yapımı olan `Son Veda´ oldu. Filmi izleyenler için ise bu karara hak vermemek mümkün değil. Akademi üyeleri isabetli kararları nedeniyle Amerika ve Avrupa´daki birçok sinema eleştirmeni tarafından takdir edildi. Ölüm ve hayatın iç içeliğini sade fakat sarsıcı bir üslupla anlatan film, küçük yaşta terk edilmiş bir evlat olan Daigo´nun babasına olan öfkesini ve hayatın tek gerçeği olan ölümün bu nefrete yenik düşüşünü etkileyici bir biçimde beyazperdeye yansıtıyor. Müzikleri de ayrıca büyük beğeni alan ve bazı ülkelerde soundtrack olarak satışa sunulan film, Montreal Film Festivali Büyük Ödül´ünün de sahibi olmuştu.
Oscar ödülü dahil 32 ödül alan film sinema seyircisine muhteşem bir seyir zevki sunuyor. Son olarak hatırlatalım, filmi izlerken gözyaşlarınıza hakim olamayabilirsiniz!
ÖYKÜ
`Son yolculuğa hazırlanmak´
Çello çaldığı orkestra dağıldığında, Daigo KOBAYASHI (Masahiro Motoki) müzik kariyerine veda eder ve karısı Mika (Ryoko Hirosue) ile kuzeydoğudaki Yamagata Bölgesi´ndeki memleketine döner. İyi iş koşulları sunan bir `yardımcı aranıyor´ ilanı görür. Turizm acentesi olduğunu varsayarak görüşmeye gittiği ofisin arka duvarına yeni tabutlar dizilmiştir. Şirketin sahibi olan Sasaki (Tsutomu Yamazaki), Daigo´nun özgeçmişine şöyle bir bakarak işe alır. Bu noktada Daigo şirketin tam olarak ne iş yaptığını sorar ve iş tanımında cesetlerin yakılmadan önce törensel olarak `tabutlanmasının´ yer aldığını öğrenir. Tereddüt eder ancak Sasaki işi alması için onu zorlayınca kabul eder ve Mika´ya işe `törenlerin´ dahil olduğunu söyler. Bu şekilde Yamagata´da Hirano civarında Sasaki´yle yolculuk etmeye başlar.
Travesti olduğu anlaşılan güzel bir intihar kurbanı; motosiklet kazasında ölen serseri bir delikanlı, torunlarının lise üniformalarıyla birlikte giydiği bol beyaz çoraplara hayran yaşlı bir büyükanne: Daigo ölümün çeşitli biçimleriyle karşılaşır ve başlangıçta emin olmasa da `tabutlama´ işleminin bir şekilde hayata saygıyı ifade ettiğini de anlamaya başlar.
Mika ise işin içindeki `törenin´ tam olarak ne tarz bir şey olduğunu öğrenir. Dehşete düşerek kocasının işi bırakmasını ister ve red cevabını aldığında Tokyo´daki ailesinin yanına dönmek üzere yola çıkar.
Annesi yıllar önce ölen ve babası o daha çocukken evi terk eden Daigo bir kez daha yalnız kalmıştır ancak yaptığı işin değerine inanmaya devam eder.
Kış yerini ilkbahara bırakırken, kendine ve yeni kariyerine güven duyduğunu hisseder ancak bir dizi önemli olay art arda gerçekleşir: Mika döner, yakın bir çocukluk arkadaşının annesi aniden ölür ve 30 yıldır kendisinden tek kelime haber almadığı babasının da öldüğünü öğrenir.
Bir tabutlayıcı, koca, oğul ve insan olarak Daigo en değer verdiği insanlar arasında hayatla nasıl başa çıkacaktır? Son bir yolculukta, mutlu bir vedayla...