"GÖZDEN IRAK OLUNCA..." BİR SÜREDİR EVİNDEN YAZAN BURHAN AYERİ KİMLERE SİTEM ETTİ?
Geçirdiği rahatsızlık nedeniyle yazılarını evden yazmak zorunda kalan Akşam Gazetesi televizyon eleştirmeni Burhan Ayeri neler yazdı?
Gözden ırak olunca...
Bir süredir yazıları evden yazıyoruz. Şikayetçi değiliz. Ancak başta okurlardan olmak üzere, gelen mesajlar elimize o kadar geç ulaşıyor ki şaşırıyoruz. Levent Kırca'nın 'Son İstasyon'una davetiye aldığımızda gala başlamak üzereydi. Muharrem Akduman rahatsızlık geçirmiş, 'Geçmiş olsun bile demedin' şeklindeki haklı protestosunu görüşümüz, salı sabahı saat 09.00'daydı. İzlenme ölçümleri hiç yok. Sırf bu tip gecikmeler yüzünden dünkü yazımızdan bir bölümü son anda çıkarmak durumunda kaldık. Toptan özür dilerken, gerekçesini de yazalım; 'Gözden uzak olunca, hatırdan da ırak oluyorsunuz.'
...
Yaşar Usluer'in rötarlı e-postasının hiç olmazsa ilk bölümünü yayınlama ihtiyacı hissediyoruz:
'Sayın Ayeri,
l Farkında mısınız durduk yerde yine Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili havanda su dövülüp, gündem yaratılıyor. Öcalan'ın teslim edilişinin yıldönümünde terör estirenleri, polisin su sıkmasından başka gören yok. Son yağmurlardan sonra Bulgaristan baraj kapaklarını açtığı için Edirne'yi sel basmış, binlerce dönüm ekili alan, yüzlerce ev su altında kalmış, hayvanlar telef olmuş, ne gam? Sayın Demirel böyle durumlarda soluğu orada alır, gerekli tedbirlere nezaret ederdi. Mağdur olanın zararını hemen öderdi. Şimdi bakan bile gitmiyor-Trakya'da seçim kazanamıyorlar ki-.
l Bilindiği üzere 1982 Anayasası'nda yer alan milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerini düzenleyen maddeler değiştirildi. Referandumla kabul edildi. Gerekli düzenlemeleri yapan iktidar, Cumhurbaşkanlığıyla ilgili değişiklik yapmadı. Erdoğan, topu YSK'ya atıyor. Bana göre özellikle düzenleme yapmadı. Zira önümüzdeki
-erken veya zamanında- genel seçimlerde yine iktidar olursa, Cumhurbaşkanlığına aday olmayı düşünüyor. Düzenlemeyi o zaman 5 yıl yapacak. İktidarı kaybederlerse 'Cumhurbaşkanı'nın görev süresi 7 yıldır' diyecek.'
...
Engin Balim'in uyarısını herkes okumalı;
'Yakın tarihte Doğu-Batı Almanya, Kuzey-Güney Kore, Kuzey-Güney Yemen gibi ülkelere tanık olduk. Ama savcılar ve siyasetçiler eliyle laik-anti laik şeklinde ikiye ayrılmaya çalışılan bir ülkeyi ilk defa görüyoruz. Bir Milleti bu kadar kutuplaştırmaya kimsenin hakkı yok. Hele ki vatandaş onları 'Bizi iyi yönetsinler' diye işbaşına getirmişse'.
...
Faruk Yurdatap'ın tespiti bazı hukukçu geçinen köşe yazarlarımıza ders olacak nitelikte:
'Kabloluda BBC Entertainment'ta 'Judge John Deed' dizisini seyrettim. Bu bölümde 15 yaşında suç işlemiş bir genç, yargıç Deed tarafından cezalandırıldı. İngiltere İçişleri Bakanlığı'nın yönetmeliği gereği normal hapishaneye kondu. Çocuk oradaki duruma dayanamayıp intihar etti. Savunma avukatı, durumu yargıca bildirdi. Hakim çok üzülüp bu gencin annesini ziyaret etti. Ama kadın kızgındı. Sonunda hakim, İçişleri Bakanı'na bizzat giderek eğer bu yönetmeliği değiştirmezse tüm yargıçların protesto eylemi yapacağını söyledi. Bakan önce güldü ama tehdidin ciddiliğini anlayınca istenileni yaptı. Bildiğiniz gibi Büyük Britanya'da hakimler bağımsızdır. Hiçbir hükümet üyesi onların kararlarını, yerlerini değiştiremez. Darısı başımıza'.
...
Murat Yıldırımoğlu'nun upuzun mesajını özetlemek güç oldu. 'Siyasi Fal'ını beğendik:
'Adalet ve Kalkınma Partisi dağıldığı zaman boşluğu yine bir merkez sağ oluşum doldurur. Bu siyasi kuruluşun adı büyük olasılıkla 'A' ile başlar. Lideri bu sefer Erdoğan gibi değil de Özal gibi olur. Kamplaştırıcı olmayan bir zat başına geçer. Cuma Namazı'na giden ama arada iki tek de atabilen biri. Bu parti de 10 yıla yakın siyaset sahnesinde kalıp, dağılır. Yerini bir başka 'A Partisi'ne bırakmak üzere.
Burhan Ayeri/Akşam