Google'ın dahi çocuğu Fatih Altaylı'yı topa tuttu!

"Bir deneyimli gazetecinin bu kadar az kelimeye bu kadar çok 'cehalet' ve 'önyargı' sıkıştırabilmesi büyük yetenek"

Uzun yıllar Google'da çalıştıktan sonra İyi Parti'nin kuruluş aşamasında ABD'den Türkiye'ye dönerek bir süre İyi Parti'de Genel Başkan Yardımcılığı görevinde bulunan Taylan Yıldız'ı Fatih Altaylı'nın bugünkü Habertürk'te kaleme aldığı yazı kızdırdı.

Altaylı, "Siyasette kalite" başlıklı yazısında isim vermeden halen İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in danışmanlığı görevini sürdüren Yıldız'la ilgili şöyle yazdı:

....
Siyaset iyiden iyiye yamulmaya başladı.
CHP listelerinde faşistler, bir yandan FETÖ avı sürdüren iktidar listelerinde FETÖ’ye hiç de uzak olmayan isimler oluyor.
Milas Belediye Başkan adayı gibiler ise başka bir alem.
En güldüklerimden birisi ise ismi lazım değil, İYİ Parti’ye “büyük umutlarla” alınan bir vatandaş.
“Google’de üst düzey yönetici” diye büyük bir tanıtımla İYİ Parti’ye alınmış, rozeti takılmıştı.
“Bakan olacak adam. Çok değerli” diyerek.
Sonra Google’da pek de öyle üst düzey olmadığı anlaşılmıştı.
Pazarlama bölümünde çalışıyordu firmanın.
Ankara’ya yerleşti.
Bakan olacaktı ya, Ankara’da olması lazımdı.
Şimdi duydum ki, İstanbul Sarıyer’den “Belediye Meclisi” üyeliğine aday olmuş.
Güldüm.
Güldüm ama siyasette böylesine kalite düşüşlerinin olduğu dönemler memleket açısından hiç de hayırlı olmaz.
“Ne var canım” demeyin.
Böyle dönemlerde bile siyaset kalitesini koruyamayan ülkeler, asla iyiye gitmez.

YILDIZ'DAN FATİH ALTAYLI'YA AÇIK MEKTUP

Halen İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in danışmanlığı görevini sürdüren Taylan Yıldız, Altaylı'nın bu yazısına sert tepki gösterdi.

İşte o satırlar...

Gazeteci-yazar Fatih Altaylı bugünkü köşesinde benimle ilgili bir yazı yazmış. Bir deneyimli gazetecinin bu kadar az kelimeye bu kadar çok “cehalet” ve “önyargı” sıkıştırabilmesi büyük yetenek. Ama kendisi adına da çok üzücü. Kendisine açık mektubumdur.

Altaylı,

Birkaç şeye açıklık getirelim.

BİR, Google dediğiniz şirket geçen sene 132 milyar dolar kazandı. Bunun 116 milyar doları reklam gelirlerinden. Ben ve takımım bu reklamların optimizasyonunu big data analizleri ve yapay zeka kullanarak yaptık orada geçirdiğim 10 sene boyunca. Bunu yapabilmek için de dünyanın en iyi okullarının istatistik ya da ekonometri bölümlerinden doktoranız olması gerek. Dünya devi şirketlerde “pazarlamacılık” böyle bir şey artık. Patentlerimi de bilahare gönderirim; İngilizceniz ve matematik bilginiz yetiyorsa okursunuz.

İKİ, Genel Başkan yardımcısı olunca parti merkezindeki görevim gereği Ankara’ya taşındım. Bu basit nedenselliği anlamayacak kadar sığ olamazsınız. Onun için sözlerinizde art niyet arıyorum maalesef. “Bakan olacaktı ya ondan kendi kendine gelin güvey oldu”imaları çok seviyesiz.

ÜÇ, İstanbul Sarıyer’den Belediye Meclisi üyesi adayıyım evet. Bana ulaşıp da bunu neden yaptığımı sormak aklınıza gelmedi mi bir “araştırmacı” gazeteci olarak? Yoksa o “derin” içgörünüzle tanımadığınız birinin ideallerini bildiğinizi düşünecek kadar kibirli misiniz?

Büyük bir had bilmezlikle koltuk sevdalısı biri olduğum imasında bulunuyorsunuz. Ama biraz "araştırsaydınız" veya bana SORSAYDINIZ:

- Sayın Genel Başkan Meral Akşener’in çevresindeki çoğu insan milletvekilliği adayı olmuş ve kendi kampanyasında çalışırken bana gelen milletvekilliği teklifini daha faydalı olacağım Cumhurbaşkanlığı kampanyasında çalışabilmek için elimin tersiyle ittiğimi BİLİRDİNİZ.

- Genel başkan yardımcılığını arkamda bıraktığımda emeğimi mevkime endekslemediğimi, 25 il gezdiğimi, 65 üniversiteden gençlerle buluşup onlara Türkiye’mizin nasıl girişimcilik ve teknolojiyle kurtulacağını anlattığımı ve bunu hiç bir siyasi kampanyanın bir parçası olarak yapmadığımı BİLİRDİNİZ.

- Amacımın, 21. Yüzyıl değerlerini gençlerimize aşılayarak dünyaya layık bir Türkiye yaratmak ve halkımıza müreffeh bir ülke sunabilmek olduğunu ve bu tohumları Sarıyer’de atacağımızı, onun için Sarıyer’imizde çalışacağımı BİLİRDİNİZ.

SORMADINIZ...

Bugün meclis üye adaylığımı tiye almaya çalışıyorsunuz ama sizdeki ego bende yok, ben Türkiye ideallerimi hangi mevkide gerçekleştirebilirsem oradayım.

Gerekirse muhtar olurum, gerekirse hiçbir şey olmam yine de çalışmaya devam ederim.

Size milletvekilliği sunulduğunda bunu kabul etmemek, ülkenizin menfaatini en önde tutmayı, samimi bir vatan sevgisini, sadakati, ilkeli duruşu ve göz tokluğunu gerektirir.

Ama kalemini her devre göre eğip bükmekte beis görmeyenler, üstüne marka gömlek giymek için kalemini, ruhunu ve ilkelerini satılığa çıkaranlar beni ve benim gibi nice arkadaşımı anlayamazlar.

O yüzden sizler bizlere gülerken, bizler sizin için sadece üzülürüz.

Saygılarımla diye bitirilir genelde ama size saygı duymuyorum, duyan da çok fazla insan olduğunu sanmıyorum.

Gazetecilik ahlakınızın artması dileğiyle...