GİZLİ TANIK OLAYINDA RADİKAL MUHABİRİNE NASIL TUZAK KURULDU?
Erzincan'daki Ergenekon soruşturmasının kilit isimleri olan gizli tanıklarla buluşmaya giden Radikal gazetesi muhabiri Hasan Benli tuzağı anlattı.
Muhabire tuzak kurulmuş
Bu cemaat gazetecilerinin ilişkileri nerede başlıyor nerede bitiyor belli değil. Size bununla ilgili olarak başka bir örnek sunayım: Erzincandaki Ergenekon soruşturmasının kilit isimleri olan gizli tanıklarla görüşmek üzere buluşmaya giden Radikal gazetesi muhabirlerinden Hasan Benlinin fotoğrafları cemaatlere yakın internet siteleri ile gazetelerde yayınlandı.
Görüntüler öyle bir haberleştirildi ki, gazeteci Hasan Benli sanki gizli tanıkların ifadelerinin değiştirilmesi için onlarla buluşmuştu. O haberler işini yapmak üzere yola çıkan bir gazeteciye nasıl tuzaklar kurulduğunu göstermesi bakımından çok önemliydi. Şimdi üzerine senaryolar kurulan bu olayı Radikal muhabiri Hasan Benliden dinleyelim:
Telefonla AŞTİye çağırdılar
Birisi beni 5 Mart günü cep telefonumdan aradı. İsmini söylemedi. Erzincan soruşturmasının gizli tanıkları sizinle konuşmak istiyor, ifadelerini değiştireceklermiş, şu numarayı arayın dedi. Ben de ismi verilmeyen kişiyle telefonda konuştum. Adının Davut olduğunu söyleyen kişi Biz Ankaradan, Erzincana dönüyoruz. Sizi AŞTİde (Ankara Şehirlerarası Terminal İşletmesi) bekliyoruz dedi. Üç gizli tanığın da yanında olduğunu söyledi. Haber müdürüne gittim durumu bildirdim ve görüşmek için yola çıktım. AŞTİye gittiğimde yukarıdaki bekleme salonuna çağırdılar. Beni Davut denilen şahıs karşıladı. Sen kimsin? diye sordum, Halen tutuklu olan Erzincan Başsavcısı İlhan Cihanerin eşinin akrabasıyım dedi. Peki Ankarada ne arıyorsunuz? diye sordum. CHP Erzincan Milletvekili Erol Tınastepe ile görüştük. Ayrıca basınla görüşmek istiyoruz, hatta Uğur Dündar ekibi bizimle görüşmek istedi ama televizyona çıkmak riskli olur diye düşündük dedi. Gizli tanıklar nerede? diye sorduğumda Polis peşimizde onları Kızılaya gönderdim dedi. O anda tedirgin oldum ve Şimdi gidiyorum eğer konuşmak isterseniz Radikal gazetesinin bürosuna gelin deyip ayrıldım. Gazetede yaşadıklarımı haber müdürüne anlattım. CHP Milletvekili Erol Tınastepe ile görüştüm. Erol Tınastepe de, Gizli tanıklar ifade değiştirecekmiş deyince bunu haber yaptık. Haberin çıktığı gün bir internet sitesinde benim Davut isimli kişiyle AŞTİde yaptığım görüşmeye ilişkin fotoğraflar çıktı. Davut denilen kişinin Kızılayda dediği gizli tanık de sırtı dönük olarak önde oturuyormuş. Anlayamadığım fotoğrafı kim çekti ve servis etti. Bu her gazetecinin yapması gereken bir iştir. Suçmuş gibi gösterilmesi neden?
Zamanın haberine dikkat
Aslında Hasan Benlinin anlayamadığı nasıl bir tuzağa düştüğüydü. Gelin birlikte 7 Mart 2010 tarihli Zaman gazetesine göz atalım. Bakın, Hasan Benlinin anlattığı o görüşme Zamanda nasıl analiz edilmiş: Radikal 11. sayfasında çıkan Gizli tanıklar ifade değiştirecek başlıklı haberini CHP Milletvekili Erol Tınastepeye dayandırıyordu. Muhabir Hasan Benli imzalı haberde, iddianamede gizli tanık olarak ifadeleri yer alan üç kişinin Ankaraya gelerek CHP Erzincan Milletvekili Erol Tınastepe ile görüştüğü ve İfadelerimiz baskı altında alındı, değiştirmek istiyoruz dediği aktarılıyor. Habere göre, milletvekili gizli tanıklarla görüşmüş, muhabir de milletvekilinden bilgi almış. Ancak olayın hiç de öyle olmadığı fotoğraflarla kanıtlandı. Zira, Radikal muhabiri Hasan Benli gizli tanıklarla yüz yüze görüşmüş. Sonsayfa internet sitesinde yayınlanan fotoğraflarda gizli tanık Munzurla, onu Ankaraya getiren Davut Konıg ve muhabir Hasan Benli aynı karede yer alıyor. Sonsayfanın haberine göre görüşme Ankara Şehirlerarası Terminalinde (AŞTİ) kuytu bir bölümde gerçekleşti.
Gördüğünüz gibi Zaman durumu gazeteci Hasan Benlinin anlattığının ne kadar dışında kaleme almış. Zaman gazetesi, Sonsayfa.comun haberini bu şekilde analiz edeceğine, CHP Milletvekili Erol Tınastepe ve Radikal muhabiri Hasan Benliyi arayıp olayın nasıl cereyan ettiğini sorsaydı doğru sonuca ulaşırdı. Ama niyetin bu olmadığı çok açık.
Yürekli gazeteciler işini yapamaz hale getirildi
Ergenekon sanığı emekli Tuğgeneral Levent Ersözün hastalığının ciddi ve ağır olduğu imajını vermek için avukatı Ali Rıza Dizdar ile bir plan yaptıkları ortaya çıktı. Plan şu: Levent Ersözün hastalık görüntüsü televizyon kanallarına verilecek. Böylece, Levent Ersöz hakkında acıma hissi uyandırılarak mahkeme heyeti etki altına alınacak. Avukat Ali Rıza Dizdarın planına göre Levent Ersözün hapse girmesi de bu hastalık planıyla önlenecek. Ancak bu plan döndü dolaştı gazetecilerin üzerinde baskı unsuru haline getirildi. Çünkü Levent Ersözün avukatı Ali Rıza Dizdar, ortam dinlemesine takılan ses kaydında, NTVdeki arkadaşlar benim ismimi vermeden yayınlar, CNN Türk de oradan alır şeklinde sözler sarf ediyor. Avukat Ali Rıza Dizdarın ne amaçla söylediği belli olmayan bu sözler yüzünden, NTV ile CNN Türk acımasızca ve haksızca Ergenekon ile ilişkilendiriliyor.
Cemaatlere yakın gazete ve internet siteleri, NTV ve CNN Türk yönetiminin tümüyle dışında olduğu bu planı sanki onlar da işin içindeymiş gibi haber yapıyorlar. Başka bir deyişle Avukat Ali Rıza Dizdarın planı, NTV ve CNN Türkü işin içine bulaştırıp televizyoncular üzerinde baskı unsuru haline dönüştürülmeye çalışılıyor. Cemaatlere yakın gazete ve televizyonlarda çalışanlar kendilerinden olmayan herkesi ya susturmak ya da yok etmek üzere yemin etmişler sanki. En hassas oldukları konu da Erzincan soruşturması! Davanın üzerine oturtulduğu gizli tanıklar, gazetecilerin üzerine sürülüyor. Birileri bunu görüntülüyor, ardından da malum yayın kuruluşlarına servis edilip üzerine senaryolar yazılıyor. Kutlarım, yaptıkları bu çalışmadan sonuç aldılar. Gerçeğin peşinde koşacak gazeteciler bu olaylardan uzak durmayı tercih eder hale geldiler. Yıldılar. Çünkü bu yayınlarla, senaryolarla, servis etmelerle ciddi anlamda Dokunanı yakarız havası yaratıldı.
Nedim Şener/Posta
Radikal gazetesi muhabiri Hasan Benlinin (solda siyah montlu) Davut Konıg ile görüşmesi sırasında kim tarafından çekildiği bilinmeyen fotoğrafı.
Bu cemaat gazetecilerinin ilişkileri nerede başlıyor nerede bitiyor belli değil. Size bununla ilgili olarak başka bir örnek sunayım: Erzincandaki Ergenekon soruşturmasının kilit isimleri olan gizli tanıklarla görüşmek üzere buluşmaya giden Radikal gazetesi muhabirlerinden Hasan Benlinin fotoğrafları cemaatlere yakın internet siteleri ile gazetelerde yayınlandı.
Görüntüler öyle bir haberleştirildi ki, gazeteci Hasan Benli sanki gizli tanıkların ifadelerinin değiştirilmesi için onlarla buluşmuştu. O haberler işini yapmak üzere yola çıkan bir gazeteciye nasıl tuzaklar kurulduğunu göstermesi bakımından çok önemliydi. Şimdi üzerine senaryolar kurulan bu olayı Radikal muhabiri Hasan Benliden dinleyelim:
Telefonla AŞTİye çağırdılar
Birisi beni 5 Mart günü cep telefonumdan aradı. İsmini söylemedi. Erzincan soruşturmasının gizli tanıkları sizinle konuşmak istiyor, ifadelerini değiştireceklermiş, şu numarayı arayın dedi. Ben de ismi verilmeyen kişiyle telefonda konuştum. Adının Davut olduğunu söyleyen kişi Biz Ankaradan, Erzincana dönüyoruz. Sizi AŞTİde (Ankara Şehirlerarası Terminal İşletmesi) bekliyoruz dedi. Üç gizli tanığın da yanında olduğunu söyledi. Haber müdürüne gittim durumu bildirdim ve görüşmek için yola çıktım. AŞTİye gittiğimde yukarıdaki bekleme salonuna çağırdılar. Beni Davut denilen şahıs karşıladı. Sen kimsin? diye sordum, Halen tutuklu olan Erzincan Başsavcısı İlhan Cihanerin eşinin akrabasıyım dedi. Peki Ankarada ne arıyorsunuz? diye sordum. CHP Erzincan Milletvekili Erol Tınastepe ile görüştük. Ayrıca basınla görüşmek istiyoruz, hatta Uğur Dündar ekibi bizimle görüşmek istedi ama televizyona çıkmak riskli olur diye düşündük dedi. Gizli tanıklar nerede? diye sorduğumda Polis peşimizde onları Kızılaya gönderdim dedi. O anda tedirgin oldum ve Şimdi gidiyorum eğer konuşmak isterseniz Radikal gazetesinin bürosuna gelin deyip ayrıldım. Gazetede yaşadıklarımı haber müdürüne anlattım. CHP Milletvekili Erol Tınastepe ile görüştüm. Erol Tınastepe de, Gizli tanıklar ifade değiştirecekmiş deyince bunu haber yaptık. Haberin çıktığı gün bir internet sitesinde benim Davut isimli kişiyle AŞTİde yaptığım görüşmeye ilişkin fotoğraflar çıktı. Davut denilen kişinin Kızılayda dediği gizli tanık de sırtı dönük olarak önde oturuyormuş. Anlayamadığım fotoğrafı kim çekti ve servis etti. Bu her gazetecinin yapması gereken bir iştir. Suçmuş gibi gösterilmesi neden?
Zamanın haberine dikkat
Aslında Hasan Benlinin anlayamadığı nasıl bir tuzağa düştüğüydü. Gelin birlikte 7 Mart 2010 tarihli Zaman gazetesine göz atalım. Bakın, Hasan Benlinin anlattığı o görüşme Zamanda nasıl analiz edilmiş: Radikal 11. sayfasında çıkan Gizli tanıklar ifade değiştirecek başlıklı haberini CHP Milletvekili Erol Tınastepeye dayandırıyordu. Muhabir Hasan Benli imzalı haberde, iddianamede gizli tanık olarak ifadeleri yer alan üç kişinin Ankaraya gelerek CHP Erzincan Milletvekili Erol Tınastepe ile görüştüğü ve İfadelerimiz baskı altında alındı, değiştirmek istiyoruz dediği aktarılıyor. Habere göre, milletvekili gizli tanıklarla görüşmüş, muhabir de milletvekilinden bilgi almış. Ancak olayın hiç de öyle olmadığı fotoğraflarla kanıtlandı. Zira, Radikal muhabiri Hasan Benli gizli tanıklarla yüz yüze görüşmüş. Sonsayfa internet sitesinde yayınlanan fotoğraflarda gizli tanık Munzurla, onu Ankaraya getiren Davut Konıg ve muhabir Hasan Benli aynı karede yer alıyor. Sonsayfanın haberine göre görüşme Ankara Şehirlerarası Terminalinde (AŞTİ) kuytu bir bölümde gerçekleşti.
Gördüğünüz gibi Zaman durumu gazeteci Hasan Benlinin anlattığının ne kadar dışında kaleme almış. Zaman gazetesi, Sonsayfa.comun haberini bu şekilde analiz edeceğine, CHP Milletvekili Erol Tınastepe ve Radikal muhabiri Hasan Benliyi arayıp olayın nasıl cereyan ettiğini sorsaydı doğru sonuca ulaşırdı. Ama niyetin bu olmadığı çok açık.
Yürekli gazeteciler işini yapamaz hale getirildi
Ergenekon sanığı emekli Tuğgeneral Levent Ersözün hastalığının ciddi ve ağır olduğu imajını vermek için avukatı Ali Rıza Dizdar ile bir plan yaptıkları ortaya çıktı. Plan şu: Levent Ersözün hastalık görüntüsü televizyon kanallarına verilecek. Böylece, Levent Ersöz hakkında acıma hissi uyandırılarak mahkeme heyeti etki altına alınacak. Avukat Ali Rıza Dizdarın planına göre Levent Ersözün hapse girmesi de bu hastalık planıyla önlenecek. Ancak bu plan döndü dolaştı gazetecilerin üzerinde baskı unsuru haline getirildi. Çünkü Levent Ersözün avukatı Ali Rıza Dizdar, ortam dinlemesine takılan ses kaydında, NTVdeki arkadaşlar benim ismimi vermeden yayınlar, CNN Türk de oradan alır şeklinde sözler sarf ediyor. Avukat Ali Rıza Dizdarın ne amaçla söylediği belli olmayan bu sözler yüzünden, NTV ile CNN Türk acımasızca ve haksızca Ergenekon ile ilişkilendiriliyor.
Cemaatlere yakın gazete ve internet siteleri, NTV ve CNN Türk yönetiminin tümüyle dışında olduğu bu planı sanki onlar da işin içindeymiş gibi haber yapıyorlar. Başka bir deyişle Avukat Ali Rıza Dizdarın planı, NTV ve CNN Türkü işin içine bulaştırıp televizyoncular üzerinde baskı unsuru haline dönüştürülmeye çalışılıyor. Cemaatlere yakın gazete ve televizyonlarda çalışanlar kendilerinden olmayan herkesi ya susturmak ya da yok etmek üzere yemin etmişler sanki. En hassas oldukları konu da Erzincan soruşturması! Davanın üzerine oturtulduğu gizli tanıklar, gazetecilerin üzerine sürülüyor. Birileri bunu görüntülüyor, ardından da malum yayın kuruluşlarına servis edilip üzerine senaryolar yazılıyor. Kutlarım, yaptıkları bu çalışmadan sonuç aldılar. Gerçeğin peşinde koşacak gazeteciler bu olaylardan uzak durmayı tercih eder hale geldiler. Yıldılar. Çünkü bu yayınlarla, senaryolarla, servis etmelerle ciddi anlamda Dokunanı yakarız havası yaratıldı.
Nedim Şener/Posta
Radikal gazetesi muhabiri Hasan Benlinin (solda siyah montlu) Davut Konıg ile görüşmesi sırasında kim tarafından çekildiği bilinmeyen fotoğrafı.