''GİZLİ BELGEYİ YAYINLAMAK SUÇ DEĞİL!..'' MAHKEMEDEN İLGİNÇ KARAR!
Taraf'ın Aktütün haberleriyle ilgili mahkeme kararı tarihi bir nitelik taşıyor.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Aktütün Karakoluna yapılan saldırıyı Genelkurmay Başkanlığının daha önceden bildiği halde tedbir almadığı yönünde haberlere imza atan Taraf Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürünün beraat etmesine karar verdi. Gerekçeli kararda, "niteliği bakımından gizli kalmasının gerekmediği hatta, tüm halkı ilgilendiren bu tür konuların kamuya açık bir şekilde tartışılmasının zorunlu olduğu" belirtildi.
Aktütün Karakoluna yapılan baskın sonrası 17 asker şehit oldu. Taraf Gazetesi, Genelkurmay Başkanlığının Aktütün baskınını, tıpkı Dağlıca gibi, ayrıntılarıyla bildiğini belgeleriyle gösterdi.
Yayınlanan gizli ibareli belgelerde iç güvenlik harekât durum raporları ve insansız hava araçlarının ilettiği anlık istihbarat bilgileri Aktütün baskınından Genelkurmayı bir ay önce haberdar ettiği belirtildi.
Bu manşetler nedeniyle yasaklanan bilgileri açıklamak suçunu işlediği iddiasıyla Taraf Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Adnan Demir hakkında dava açıldı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarihi bir karara imza attı. Gizli ibareli belgelerin yayınlanmasının suç olmadığının belirtildiği tarihi kararda şöyle denildi:
"GİZLİ BELGEYİ YAYINLAMAK SUÇ DEĞİL"
"Anlık istihbarat görüntüleri terör örgütü mensuplarının hareketlerini ve yer değişikliklerini gösteriyor. Terörle mücadelede kullanılmak üzere temin edildiği, özelliği gereği derhal kullanılmadığı takdirde bir öneminin olamayacağı, bu nedenle Aktütün Karakoluna terörist saldırıdan sonra o fotoğrafların yayınlanması, yasaklanan bilgileri açıklama suçunu oluşturmaz.
İç güvenlik harekatı, günlük durum raporlarının ise ilgili kolordu komutanlığının sorumlu olduğu il ve ilçelerde meydana gelen adli ve idari nitelikteki olaylar ile bağlı yerlerdeki faaliyetlerin Genelkurmay Başkanlığı ilgili birime bildirilmesinden ibarettir.
İçeriğinden; kamuoyu tarafından bilinen ve aleni konular olduğu, gizli kalması gereken belge olarak değerlendirilemeyeceği, Jandarma Genel Komutanlığı tarafından 26/10/2008 tarihli gizli ve kişiye özel kaşeli yazının içeriğinde ise İçişleri Bakanlığı bünyesinde düzenlendiği anlaşılan taslak ulusal programın iç güvenlik hizmetleri ile ilgili bir kısım ifadelerinin eleştirilmesinden ibarettir.
Niteliği bakımından gizli kalmasının gerekmediği hatta, tüm halkı ilgilendiren bu tür konuların kamuya açık bir şekilde tartışılmasının zorunlu olduğu, bu yazıya gizli kaşesinin basılmasına TCKnın 336/1. maddesinde belirtilen gizli kalması gereken bilgi olarak nitelendirilemeyeceği, gizli ibareli kaşenin yazıyı kaleme alanın tercihi ile basıldığı, resmi makamın her istediği bilginin açıklanmasının yasaklama yetkisi demokratik bir düzende kabul edilmez"
Bu kararın ardından, "gizli" ve "özel" ibareli belgeleri yayınlamanın yasaklanan bilgileri açıklama suçu kapsamında değerlendirilemeyeceği kaydedildi.
Yasemin Güneri/Gazete Habertürk
Aktütün Karakoluna yapılan baskın sonrası 17 asker şehit oldu. Taraf Gazetesi, Genelkurmay Başkanlığının Aktütün baskınını, tıpkı Dağlıca gibi, ayrıntılarıyla bildiğini belgeleriyle gösterdi.
Yayınlanan gizli ibareli belgelerde iç güvenlik harekât durum raporları ve insansız hava araçlarının ilettiği anlık istihbarat bilgileri Aktütün baskınından Genelkurmayı bir ay önce haberdar ettiği belirtildi.
Bu manşetler nedeniyle yasaklanan bilgileri açıklamak suçunu işlediği iddiasıyla Taraf Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Adnan Demir hakkında dava açıldı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarihi bir karara imza attı. Gizli ibareli belgelerin yayınlanmasının suç olmadığının belirtildiği tarihi kararda şöyle denildi:
"GİZLİ BELGEYİ YAYINLAMAK SUÇ DEĞİL"
"Anlık istihbarat görüntüleri terör örgütü mensuplarının hareketlerini ve yer değişikliklerini gösteriyor. Terörle mücadelede kullanılmak üzere temin edildiği, özelliği gereği derhal kullanılmadığı takdirde bir öneminin olamayacağı, bu nedenle Aktütün Karakoluna terörist saldırıdan sonra o fotoğrafların yayınlanması, yasaklanan bilgileri açıklama suçunu oluşturmaz.
İç güvenlik harekatı, günlük durum raporlarının ise ilgili kolordu komutanlığının sorumlu olduğu il ve ilçelerde meydana gelen adli ve idari nitelikteki olaylar ile bağlı yerlerdeki faaliyetlerin Genelkurmay Başkanlığı ilgili birime bildirilmesinden ibarettir.
İçeriğinden; kamuoyu tarafından bilinen ve aleni konular olduğu, gizli kalması gereken belge olarak değerlendirilemeyeceği, Jandarma Genel Komutanlığı tarafından 26/10/2008 tarihli gizli ve kişiye özel kaşeli yazının içeriğinde ise İçişleri Bakanlığı bünyesinde düzenlendiği anlaşılan taslak ulusal programın iç güvenlik hizmetleri ile ilgili bir kısım ifadelerinin eleştirilmesinden ibarettir.
Niteliği bakımından gizli kalmasının gerekmediği hatta, tüm halkı ilgilendiren bu tür konuların kamuya açık bir şekilde tartışılmasının zorunlu olduğu, bu yazıya gizli kaşesinin basılmasına TCKnın 336/1. maddesinde belirtilen gizli kalması gereken bilgi olarak nitelendirilemeyeceği, gizli ibareli kaşenin yazıyı kaleme alanın tercihi ile basıldığı, resmi makamın her istediği bilginin açıklanmasının yasaklama yetkisi demokratik bir düzende kabul edilmez"
Bu kararın ardından, "gizli" ve "özel" ibareli belgeleri yayınlamanın yasaklanan bilgileri açıklama suçu kapsamında değerlendirilemeyeceği kaydedildi.
Yasemin Güneri/Gazete Habertürk