Gezi'yi çizgi roman ile anlatacaklar!

Gezi Parkı direnişinden ilham alan bir grup yazar ve çizerin bir sene kadar önce çalışmalarına başladığı #DirenÇizgiRoman projesi tamamlanmak üzere.

Türkçe ve İngilizce olarak yayımlanacak olan ve Gezi direnişini bir çizgi roman antolojisi ile anlatmayı amaçlayan #DirenÇizgiRoman’ın İngilizce edisyon edilmiş kapağı hazır.
Projenin başındaki isim Dr. Can Yalçınkaya. Şu an Macquarie Üniversitesi’nde Akademik Kültürler ve Kamusal Alanda Bilim derslerinde asistanlık yapan Dr. Yalçınkaya, lisans eğitimini Hacettepe Üniversitesi Amerikan Kültürü ve Edebiyatı Bölümü’nde, yüksek lisansını ODTÜ’de Medya ve Kültürel Çalışmalar üzerine ve doktorasını Macquarie Üniversitesi Medya, Müzik ve Kültürel Çalışmalar alanında yaptı.

T24'ten Işıl Öz'e konuşan Dr. Yalçınkaya, Gezi’nin körüklediği yaratıcı enerjinin verdiği ilhamla ve çizgi romanlara olan ilgisinden dolayı bu projeye girişmek istediğini söyledi. “Çeşitli mecralarda beraber çalıştığımız bir grup arkadaşımla internet üzerinden organize olduk. Yigilante Kocagöz, Nihal Engin Vrana, Linda Stark, Serdar Kökçeoğlu, Fatih Yürür ve Okan Bülbül projenin belkemiğini oluşturdular. Zaman içinde Türkiye’den ve Avustralya’dan birçok yetenekli çizer de ekibimize katıldı ve #DirenÇizgiRoman projesi Gezi’nin birinci yıldönümünde tamamlanmak üzere…” diye ekledi.


Dr. Yalçınkaya, bu projenin ortaya çıkışını, ilham aldıkları antolojileri şöyle anlattı:
“Gezi Direnişi başladığı sırada, dünyanın öbür ucunda,Avustralya’daydım ve elimden tek gelen sosyal medyada akan haberleri izlemek, yazılanları ve yazdıklarımı paylaşmak, polisin şiddeti karşısında kahır duymak ve direnişçilerin otoriteye mizahla meydan okumalarını hayranlıkla izlemekti. İnternet aktivizmi yetmemeye başlayınca direnişin yaratıcı gücüne eklemlenecek bir proje düşünmeye başladım.
Çizgi romanlar ile çocukluktan gelen haşır neşirliğim üniversite yıllarımda akademik bir ilgiye dönüşmüştü. Çeşitli sitelerde ve basılı yayınlarda çizgi romanlar hakkında yazılar yazdım. Levent Cantek editörlüğünde Çizgili Hayat Kılavuzu ve Çizgili Kenar Notları kitaplarına ve Serüven dergisine katkıda bulundum. Yüksek lisans tezimde L-Manyak ve Lombak dergilerinin karnavalesk ve punk tavırlı politikalarını inceledim. Çizgi romanların politikayla olan ilişkileri hep ilgimi çekti.
Gezi’nin sanat ve yaratıcılıkla olan ilişkisini çok önemsiyorum. Bir şehir hareketi olarak başlayıp hükümet karşıtı kitlesel bir harekete dönüşen direniş, şehirlerimizi ve ülkemizi otoriter bir devletin tahakkümünden geri talep etmekle alakalı. Fakat talep ettiklerimizi sadece fiziksel mekanlar olarak görmek hata olur, çünkü şehirler ve ülkeler hayalimizde var olan yerlerdir aynı zamanda. Benedict Anderson’ın hayali cemiyetleri gibi. Eğer bunları geri elde etmek istiyorsak politik eylemlerin yanısıra, yaratıcılığımızı da kullanmalı, şarkılarda, filmlerde, edebiyatta ve çizgilerde şehirlerimizi ve ülkemizi yeniden hayal etmeliyiz. Mevcut, baskıcı söylemleri ve düşünceleri kırmanın en etkili yollarından biridir bu.
Çizgi romanlar, politik anlatılar kurmak için benzersiz bir sanat dalıdır.
Edward Said, Joe Sacco’nun Filistin adlı grafik romanı için, başka hiçbir eserin oradaki durumu daha iyi anlatmadığını söylemiştir. Art Spiegelman’ın Maus’u Nazilerin Yahudi soykırımını içten ve insancıl bir şekilde anlatan bir başyapıttır. Türkiye’de Necdet Şen’in Hızlı Gazeteci serisi, Levent Cantek’in Ankara Üçlemesinin çıkan ilk iki kitabı, Kemal Gökhan Gürses’in Gezi Direnişi temalı Ya Ameliyatlı Yerime Gelseydi adlı çizgi romanı, ciddi politik konuları ve dönemleri mizahla, büyük bir insancıllıkla anlatan önemli çalışmalardır.



Biz de #DirenÇizgiRoman’la didaktik bir tavırdan uzak, iyi hikayeler anlatma gayesinde olan bir proje yapmak istedik. Dünyada yakın zamanda emsallerini gördüğümüz Occupy Comics, Fight The Power! gibi antolojilerden ilham aldık.”
Şu anda kitlesel fon sitesi Kickstarter’da, İngilizce baskıları, #ResistComics için gerekli miktarı toplamaya çalışıyorlar. Gelen fonları çizerlere makul bir telif ücreti ödemek ve kitaplarını basmak için kullanacaklarını öğreniyoruz.
Eş zamanlı olarak bir Türkçe baskı yapma gayreti içinde olduklarını da duyuralım.