GENERALLER İSTİFA ETMELİ DEMİŞTİM! BU SEFER HÜKÜMET ORDUYA EL KOYDU!
Vatan yazarı Can Ataklı iki hafta önce "bütün generaller YAŞ'ı beklemeden istifa etmeli" demişti. Ataklı bugün yine bu konuyu kaleme aldı.
İşte Vatan yazarı Can Ataklı’nın bugünkü köşe yazısı
Bu sefer hükümet orduya el koydu
Komutanların istifası ister istemez herkesi heyecanlandırdı. Ama açık söyleyeyim benim için hiç sürpriz olmadı.
Beklediğim gibi hatırlayan okurlar olacaktır, kısa bir süre önce “Bütün
generaller istifa etmeli” diye yazmıştım.
Çünkü yüzde 50 ile iktidarını pekiştiren AKP uzun süredir Silahlı Kuvvetler’i kendi dilediği gibi dizayn etmeyi düşünüyor ve bunu planlıyordu. O halde generallerin de, bugünkü konjonktürde direnecek güçleri olmadığını da hesap edersek,
hükümete bu yolu
açması gerekiyordu.
Görünen o ki, hükümet Yüksek Askeri
Şûra’ya iki gün kala düğmeye bastı ve Silahlı Kuvvetler’in tüm komuta kademesinin kenara çekilmesini sağladı.
Dün akşam üzeri yaşadığımız istifalar, Türkiye’de 30 yıl öncesine kadar alışılmış olan “Ordu yönetime el koydu” anlayışının tam tersidir. Yani bu kez hükümet orduya el koymuş durumda.
Hükümet bundan sonra Silahlı Kuvvetler’i yeniden oluşturma yönünde kesin güç kazanmıştır. Muhtemelen başta “or” rütbesinde olmak üzere
bir dizi istifa daha olabilir. Hatta istifa etmemiş çok az general de kalabilir. Ama bu, iktidarın hızını kesmek bir yana, işini kolaylaştıracaktır.
İktidar bu operasyonu uzun
süredir planlıyordu. “Darbe paranoyası” üzerine kurulan siyasetle “Bu ordunun
en temel işi darbe yapmaktır” fikri halkın kafasına adeta nakşedildi.
Ardından PKK terörü ve sürekli şehit verilmesi bahane edilerek “Silahlı Kuvvetler’in çapsız ve beceriksiz olduğu gibi darbe yapmak uğruna teröristlerle işbirliğinden bile çekinmeyeceği hatta kendi askerinin öldürülmesine göz yumduğu” görüşü de yaygınlaştırıldı. Böylelikle halkın önemli bir bölümü kendi ordusuna karşı kuşku duyar hale getirildi.
Çeşitli davalarla “Orgeneralleri bile hapse atan, dokunulmazlara dokunan iktidar” imajı da yaratıldı.
Dünkü istifalarla (bana göre görevden almalarla) operasyonun sonuna gelindi. İktidar, her şeye rağmen endişe duyduğu, çalışmak istemediği, ülke güvenliğini teslim etmek istemediği tüm üst kadroyu bir hamlede tasfiye etmiş oldu.
Bundan sonrasında artık sürpriz yoktur. İktidara yakın olan görüşteki subaylar, hangi rütbede olurlarsa olsunlar istenilen makamlara getirileceklerdir. Türk Ordusu belli ki baştan aşağı yenilenecektir.
Avrupa Birliği bu gelişmeleri “demokrasi” olarak niteliyor. Bilemem artık.
Bu sefer hükümet orduya el koydu
Komutanların istifası ister istemez herkesi heyecanlandırdı. Ama açık söyleyeyim benim için hiç sürpriz olmadı.
Beklediğim gibi hatırlayan okurlar olacaktır, kısa bir süre önce “Bütün
generaller istifa etmeli” diye yazmıştım.
Çünkü yüzde 50 ile iktidarını pekiştiren AKP uzun süredir Silahlı Kuvvetler’i kendi dilediği gibi dizayn etmeyi düşünüyor ve bunu planlıyordu. O halde generallerin de, bugünkü konjonktürde direnecek güçleri olmadığını da hesap edersek,
hükümete bu yolu
açması gerekiyordu.
Görünen o ki, hükümet Yüksek Askeri
Şûra’ya iki gün kala düğmeye bastı ve Silahlı Kuvvetler’in tüm komuta kademesinin kenara çekilmesini sağladı.
Dün akşam üzeri yaşadığımız istifalar, Türkiye’de 30 yıl öncesine kadar alışılmış olan “Ordu yönetime el koydu” anlayışının tam tersidir. Yani bu kez hükümet orduya el koymuş durumda.
Hükümet bundan sonra Silahlı Kuvvetler’i yeniden oluşturma yönünde kesin güç kazanmıştır. Muhtemelen başta “or” rütbesinde olmak üzere
bir dizi istifa daha olabilir. Hatta istifa etmemiş çok az general de kalabilir. Ama bu, iktidarın hızını kesmek bir yana, işini kolaylaştıracaktır.
İktidar bu operasyonu uzun
süredir planlıyordu. “Darbe paranoyası” üzerine kurulan siyasetle “Bu ordunun
en temel işi darbe yapmaktır” fikri halkın kafasına adeta nakşedildi.
Ardından PKK terörü ve sürekli şehit verilmesi bahane edilerek “Silahlı Kuvvetler’in çapsız ve beceriksiz olduğu gibi darbe yapmak uğruna teröristlerle işbirliğinden bile çekinmeyeceği hatta kendi askerinin öldürülmesine göz yumduğu” görüşü de yaygınlaştırıldı. Böylelikle halkın önemli bir bölümü kendi ordusuna karşı kuşku duyar hale getirildi.
Çeşitli davalarla “Orgeneralleri bile hapse atan, dokunulmazlara dokunan iktidar” imajı da yaratıldı.
Dünkü istifalarla (bana göre görevden almalarla) operasyonun sonuna gelindi. İktidar, her şeye rağmen endişe duyduğu, çalışmak istemediği, ülke güvenliğini teslim etmek istemediği tüm üst kadroyu bir hamlede tasfiye etmiş oldu.
Bundan sonrasında artık sürpriz yoktur. İktidara yakın olan görüşteki subaylar, hangi rütbede olurlarsa olsunlar istenilen makamlara getirileceklerdir. Türk Ordusu belli ki baştan aşağı yenilenecektir.
Avrupa Birliği bu gelişmeleri “demokrasi” olarak niteliyor. Bilemem artık.