GENELKURMAY BİLDİRİSİ KÖŞE YAZARLIĞINDA DİKİŞ TUTTURAMAYAN BİR AKADEMİSYEN-YAZARIN İŞİ Mİ?..KİM BU AKADEMİSYEN-YAZAR?..
Zaman Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı,Genelkurmay bildirisinin kurmaylar tarafından değil bir dönem sağ bir partiden milletvekili adayı olan,köşe yazarlığında dikiş tutturamayan bir akademisyen-yazar tarafından yazıldığı iddiasını ortaya attı.
Son haftanın çarpıcı iddiaları
Son günlerde etrafta pek çok dedikodu dolaşıyor. Bunlardan en çarpıcı olanı şu:
Bir akademisyen-yazar, Genelkurmay'ın açıklamasında etkin bir rol oynamış. Bir dönem sağ cenahta gezinen hatta sağcı bir partiden milletvekili adayı olan bu beyefendi önce Genelkurmay'a gidiyor ardından da Deniz Baykal'ın evine uğruyor.
Birkaç gün süren görüşme trafiğinin ardından Genelkurmay web sitesinde gece yarısı açıklaması yapılıyor. Bildirinin üslubundaki bozukluğu buna bağlayanlar var. Daha ilk gün Mehmet Barlas'ın mealen "Bu kurmay metnine benzemiyor, daha önceki metinler böyle değildi sanki kötü bir köşe yazarı üslubu var" demesi bundan.
İddia o ki köşe yazarlığında pek tutunamayan bu beyefendi şimdi "muhtıra" yazmaya niyetlenmiş. Genelkurmay'ın bu kadar düşük bir profille çalışacağını sanmıyorum. Ancak bu kişinin asker ve muhalefet arasında mekik dokuması soru işaretlerini güçlendiriyor.
Dikkat çeken bir konu daha var. Cumartesi nüshalarına bakınca bazı gazetelerin Genelkurmay açıklamasına fazlaca hazırlıklı olduğu gözleniyor. Üstelik bunlardan bir kısmı erken basılmak zorunda olan gazeteler. Acaba metni kaleme alan, şartların oluşmasına katkıda bulunan şahıstan bazı meslektaşlara erken uyarı mı gelmişti?
Her meydanda tükürükler saçarak konuşan bir gazetecinin bir merkez sağ liderini iki kez ziyaret ettiği çok konuşuldu. Hatta ima edilerek de olsa yazıldı. Ancak bu liderden hâlâ tık yok. Bu kadar gazetecinin tuhaf bir trafik içinde olması akla başka sorular getiriyor. Bunlar aydınlanmadan demokrasi karşıtlarının ne yaptıklarını anlamak çok kolay değil...
Son günlerde etrafta pek çok dedikodu dolaşıyor. Bunlardan en çarpıcı olanı şu:
Bir akademisyen-yazar, Genelkurmay'ın açıklamasında etkin bir rol oynamış. Bir dönem sağ cenahta gezinen hatta sağcı bir partiden milletvekili adayı olan bu beyefendi önce Genelkurmay'a gidiyor ardından da Deniz Baykal'ın evine uğruyor.
Birkaç gün süren görüşme trafiğinin ardından Genelkurmay web sitesinde gece yarısı açıklaması yapılıyor. Bildirinin üslubundaki bozukluğu buna bağlayanlar var. Daha ilk gün Mehmet Barlas'ın mealen "Bu kurmay metnine benzemiyor, daha önceki metinler böyle değildi sanki kötü bir köşe yazarı üslubu var" demesi bundan.
İddia o ki köşe yazarlığında pek tutunamayan bu beyefendi şimdi "muhtıra" yazmaya niyetlenmiş. Genelkurmay'ın bu kadar düşük bir profille çalışacağını sanmıyorum. Ancak bu kişinin asker ve muhalefet arasında mekik dokuması soru işaretlerini güçlendiriyor.
Dikkat çeken bir konu daha var. Cumartesi nüshalarına bakınca bazı gazetelerin Genelkurmay açıklamasına fazlaca hazırlıklı olduğu gözleniyor. Üstelik bunlardan bir kısmı erken basılmak zorunda olan gazeteler. Acaba metni kaleme alan, şartların oluşmasına katkıda bulunan şahıstan bazı meslektaşlara erken uyarı mı gelmişti?
Her meydanda tükürükler saçarak konuşan bir gazetecinin bir merkez sağ liderini iki kez ziyaret ettiği çok konuşuldu. Hatta ima edilerek de olsa yazıldı. Ancak bu liderden hâlâ tık yok. Bu kadar gazetecinin tuhaf bir trafik içinde olması akla başka sorular getiriyor. Bunlar aydınlanmadan demokrasi karşıtlarının ne yaptıklarını anlamak çok kolay değil...