Genelkurmay Başkanı, Darbe Komisyonu'na neden gitmek istemiyor?
Hürriyet Gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi Genelkurmay Başkanı Akar'ın Darbe Komisyonu'na açıklama yapmaya soğuk baktığını kaydetti.
Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Abdulkadir Selvi, Başbakan Binali Yıldırım'ın darbe girişimini tüm yönleriyle araştırmak ve alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu'nun Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın da davet edilmesi yönünde inisiyatif kullandığını ileri sürdü.
Abdulkadir Selvi'nin "Genelkurmay Başkanı Meclis'e gidecek mi?" başlığıyla yayımlanan (31 Ekim 2016) yazısı şöyle:
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki 29 Ekim resepsiyonunu tek bir cümlede özetle deseniz, son dönemlerin en anlamlı resepsiyonlarından biri derdim. 15 Temmuz duruşu yansımıştı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da olsa, ‘Yenikapı’ ruhu diyecektim. Kendisi yoktu ama Cumhuriyet’i anlatan kısa film gösterimi sırasında Külliye’de sesi duyuldu.
Eski başbakanlardan Ahmet Davutoğlu, Tansu Çiller ve Yıldırım Akbulut oradaydı. MHP Lideri Devlet Bahçeli hem sabahki tebrikleşmeye hem de akşamki resepsiyona katıldı.
Resepsiyonda dönen kulislere gelince, tek şey konuşuluyordu. O da başkanlık sistemi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yaptığımız soru-cevap bölümünde, “330’u bulup millete giderse, geçeceğinden umutlu musunuz?” diye sorduk. Söz konusu millet olunca çok emin konuştu. “Milletim gereğini yapar” dedi. Bu arada biz Cumhurbaşkanı ile konuşurken Bahçeli, az ötede oturuyordu. Bahçeli ile ilgili bir soru sordum, Cumhurbaşkanı aldı Kılıçdaroğlu’nun, “Meclis bombalanırken Marmaris’te tatil yapıyordu” sözüne getirdi. Belli ki çok kızmış. Yenikapı ruhu diye pek laf etmiyordu ama bu söz kanına dokunmuş. “Darbe gecesi ben milletimle beraberdim, o neredeydi?” diye sordu.
Resepsiyonun ikinci başlığını idam tartışmaları oluşturuyordu. Önce Başbakan’la konuştuk. Binali Bey, “Bizim sayımız tek başına yetmiyor. Muhalefetle görüşmemiz lazım” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, sanki o soruyu bekliyor gibiydi. Pat diye, “İdamın gecikmesi doğru değil” diye konuştu. Bir meslektaşımız, “Ama AB...” diye başlayacak oldu. Erdoğan, AB ne karışır havasındaydı. Bir kez daha anladım ki, AB konusunu bir süreliğine ‘Derin dondurucuya kaldırılmış’.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği resepsiyona katılım üst düzeydeydi. Medya patronları, iş ve sanat dünyası oradaydı. Doğan Grubu olarak salonda yerimizi aldık. Aydın Bey bizi Hürriyet binasında bir araya getirdi. Oradan bir heyet halinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne hareket ettik. Aydın Doğan, Sema Doğan, Vuslat Doğan Sabancı, Arzuhan Doğan Yalçındağ, Fikret Bilâ, Ferhat Boratav, Erdoğan Aktaş, Hande Fırat, Hakan Çelik, Vahap Munyar, Fatih Çekirge ve Barbaros Muratoğlu vardı.
Tabii ki askerlerle Musul operasyonunu ve Suriye’deki gelişmeleri de konuştuk. Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar, ayaküstü konuşmamakta kararlıydı. Hulusi Paşa konuşmayınca biz de başka askeri kaynaklara yöneldik. “Asker, hükümet, Dışişleri ve İstihbarat tam bir uyum içinde çalışıyoruz” denildi. “Devletteki tam uyumun” altı özenle çizildi.
Genelkurmay Başkanı Akar’ın, Meclis’te 15 Temmuz’u araştırmak üzere kurulan komisyona gidip gitmeyeceği konusunun da peşine düştüm. Eski genelkurmay başkanları Hilmi Özkök ile Işık Koşaner gitti, Necdet Özel ile Yaşar Büyükanıtgitmedi. Hulusi Akar, henüz davet edilmemiş. Hem Hulusi Akar hem de MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın davet edilmesi konusunda hükümette bir hassasiyet oluştu. Başbakan’ın davet edilmeleri yönünde inisiyatif kullandığı kulağıma geldi. Konuştuğumuz askeri kaynaklar, “Genelkurmay Başkanı Cumhuriyet savcılığına verdiği ifadesinde darbeye ilişkin bildiklerini anlattı. Komisyonda anlatılanlar kimi zaman magazin malzemesi yapılıyor, polemik konusu oluyor” diyor.
Bir de HDP faktörü var. Asker, terörle mücadelenin şiddetli bir dönemden geçtiği bir sırada Genelkurmay Başkanı, HDP’lilerce sorgulanıyor şeklinde bir görüntü vermek istemiyor.
Gelelim çoğunluğun lacivert giysiler içinde olduğu resepsiyon salonundan renkli görüntülere... Sanatçıların varlığı orayı da renklendirdi. Alman dizi oyuncumuz Wilma Elles kuğu gibiydi. Külliyenin merdivenlerinde hayranlarıyla fotoğraf çektirdi.
Mustafa Ceceli’ye hayranları, ‘Bizim Mustafa’ kıvamında sarılıyordu. Cumhurbaşkanı gecenin finalini, ‘Diriliş’ dizisi ekibiyle yaptı. ‘Cerablus’ta ‘Acil meleği’ olarak ünlenen Acil Tıp Teknisyeni Sibel Öztürk de oradaydı. “3 gün sonra yine Cerablus’ta olacağım”dedi. İyilik meleği gibiydi.
Abdulkadir Selvi'nin "Genelkurmay Başkanı Meclis'e gidecek mi?" başlığıyla yayımlanan (31 Ekim 2016) yazısı şöyle:
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki 29 Ekim resepsiyonunu tek bir cümlede özetle deseniz, son dönemlerin en anlamlı resepsiyonlarından biri derdim. 15 Temmuz duruşu yansımıştı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da olsa, ‘Yenikapı’ ruhu diyecektim. Kendisi yoktu ama Cumhuriyet’i anlatan kısa film gösterimi sırasında Külliye’de sesi duyuldu.
Eski başbakanlardan Ahmet Davutoğlu, Tansu Çiller ve Yıldırım Akbulut oradaydı. MHP Lideri Devlet Bahçeli hem sabahki tebrikleşmeye hem de akşamki resepsiyona katıldı.
Resepsiyonda dönen kulislere gelince, tek şey konuşuluyordu. O da başkanlık sistemi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yaptığımız soru-cevap bölümünde, “330’u bulup millete giderse, geçeceğinden umutlu musunuz?” diye sorduk. Söz konusu millet olunca çok emin konuştu. “Milletim gereğini yapar” dedi. Bu arada biz Cumhurbaşkanı ile konuşurken Bahçeli, az ötede oturuyordu. Bahçeli ile ilgili bir soru sordum, Cumhurbaşkanı aldı Kılıçdaroğlu’nun, “Meclis bombalanırken Marmaris’te tatil yapıyordu” sözüne getirdi. Belli ki çok kızmış. Yenikapı ruhu diye pek laf etmiyordu ama bu söz kanına dokunmuş. “Darbe gecesi ben milletimle beraberdim, o neredeydi?” diye sordu.
Resepsiyonun ikinci başlığını idam tartışmaları oluşturuyordu. Önce Başbakan’la konuştuk. Binali Bey, “Bizim sayımız tek başına yetmiyor. Muhalefetle görüşmemiz lazım” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, sanki o soruyu bekliyor gibiydi. Pat diye, “İdamın gecikmesi doğru değil” diye konuştu. Bir meslektaşımız, “Ama AB...” diye başlayacak oldu. Erdoğan, AB ne karışır havasındaydı. Bir kez daha anladım ki, AB konusunu bir süreliğine ‘Derin dondurucuya kaldırılmış’.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği resepsiyona katılım üst düzeydeydi. Medya patronları, iş ve sanat dünyası oradaydı. Doğan Grubu olarak salonda yerimizi aldık. Aydın Bey bizi Hürriyet binasında bir araya getirdi. Oradan bir heyet halinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne hareket ettik. Aydın Doğan, Sema Doğan, Vuslat Doğan Sabancı, Arzuhan Doğan Yalçındağ, Fikret Bilâ, Ferhat Boratav, Erdoğan Aktaş, Hande Fırat, Hakan Çelik, Vahap Munyar, Fatih Çekirge ve Barbaros Muratoğlu vardı.
Tabii ki askerlerle Musul operasyonunu ve Suriye’deki gelişmeleri de konuştuk. Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar, ayaküstü konuşmamakta kararlıydı. Hulusi Paşa konuşmayınca biz de başka askeri kaynaklara yöneldik. “Asker, hükümet, Dışişleri ve İstihbarat tam bir uyum içinde çalışıyoruz” denildi. “Devletteki tam uyumun” altı özenle çizildi.
Genelkurmay Başkanı Akar’ın, Meclis’te 15 Temmuz’u araştırmak üzere kurulan komisyona gidip gitmeyeceği konusunun da peşine düştüm. Eski genelkurmay başkanları Hilmi Özkök ile Işık Koşaner gitti, Necdet Özel ile Yaşar Büyükanıtgitmedi. Hulusi Akar, henüz davet edilmemiş. Hem Hulusi Akar hem de MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın davet edilmesi konusunda hükümette bir hassasiyet oluştu. Başbakan’ın davet edilmeleri yönünde inisiyatif kullandığı kulağıma geldi. Konuştuğumuz askeri kaynaklar, “Genelkurmay Başkanı Cumhuriyet savcılığına verdiği ifadesinde darbeye ilişkin bildiklerini anlattı. Komisyonda anlatılanlar kimi zaman magazin malzemesi yapılıyor, polemik konusu oluyor” diyor.
Bir de HDP faktörü var. Asker, terörle mücadelenin şiddetli bir dönemden geçtiği bir sırada Genelkurmay Başkanı, HDP’lilerce sorgulanıyor şeklinde bir görüntü vermek istemiyor.
Gelelim çoğunluğun lacivert giysiler içinde olduğu resepsiyon salonundan renkli görüntülere... Sanatçıların varlığı orayı da renklendirdi. Alman dizi oyuncumuz Wilma Elles kuğu gibiydi. Külliyenin merdivenlerinde hayranlarıyla fotoğraf çektirdi.
Mustafa Ceceli’ye hayranları, ‘Bizim Mustafa’ kıvamında sarılıyordu. Cumhurbaşkanı gecenin finalini, ‘Diriliş’ dizisi ekibiyle yaptı. ‘Cerablus’ta ‘Acil meleği’ olarak ünlenen Acil Tıp Teknisyeni Sibel Öztürk de oradaydı. “3 gün sonra yine Cerablus’ta olacağım”dedi. İyilik meleği gibiydi.