GENÇLER SEVİŞMEK ÜZERE! YETİŞ VALİ, YETİŞ POLİS!
Erdoğan'ın öğrenci evlerine dönük açıklamalarına en çarpıcı eleştirilerden biri Radikal yazarı Ezgi Başaran'dan geldi...
Başbakan Erdoğan’ın öğrenci evlerine devlet denetimi geleceğini açıklamasıyla başlayan tartışma köşe yazılarına da damgasını vurdu. Radikal gazetesi yazarı Ezgi Başaran, Erdoğan’ın çıkışını konu aldığı yazısında hem itirazlarını sıraladı hem de devletin gençlerin başına ahalk bekçisi olarak dikilmesinin imkansızlığını anlattı.
İşte Başaran’ın yazısındaki ilgili bölüm:
SADECE ARINÇ’A DEĞİL HEPİMİZE YAZIK OLDU
Yazık oldu. Hem de çok valla.
Sadece Akdoğan ve Arınç’a değil, hepimize.
Neden derseniz... Ahlak anlayışını evlere kadar sokmayı, bir insanın yegâne mahrem alanını polisle, valiyle denetlemeyi kendine hak gören bir Başbakan’la karşı karşıyayız. Bu onun ‘muhafazakâr demokrat’ kimliği için öyle doğal bir müdahale ki konuşmasını özellikle ‘kim ne derse desin, ne yazarsa yazsın ben bunu yaparım arkadaş’ tonlamasıyla yapıyor.
Devlet neymiş hepimize gösterecek. Bugün öğrencilerin odalarına, yarın bizlerin.
Bunu işgüzar ihbarcı komşular yaratarak, valiye, polise olmayan yetkiler vererek yapacak.
Yazık ve de hayli korkunç.
BAŞBAKAN’IN ANLAMASI GEREKEN ÜÇ MESELE
Başbakan’ın üç meseleyi anlaması gerekiyor.
Birincisi: 18 yaşını doldurmuş insanlar istediği kişiyle ev tutabilir, kızlı da kalır, erkekli de. Kızlı-erkekli her ortamdan bir seks partisi çıkmaz. Çıkacağını sananlar yeterince kızlı-erkekli ortamda bulunmamış, cinselliğini yaşayamamış kişilerdir. Ayrıca... İnsanlar sevişir de... Evinde ister kızlı-erkekli sevişir, ister sade erkekli, ister sade kızlı, ister ortaya karışık. Kimse de buna karışamaz. Ne devlet ne komşu.
İkincisi: Seks bir felaket değildir. Düzenli seks mutluluk getirir. Üniversite çağındaki gençlerin birbirlerine aşkla, tutkuyla, merakla dokunması sağlık belirtisidir. Bunun aksi yaşandığında... Yani cinsel güdüler bastırıldığında öfkesi, çatışması bol, kadın hakları noksan, kadın bedeni ihlal edilebilen, her bakımdan sağlıksız hırt bir toplum ortaya çıkar. Gençler için en büyük tehlike seks yapma ihtimali değil, otoriter bir devletin nefesiyle boğulmaktır.
Üçüncüsü: Sevişmeye karar vermiş iki gencin önüne yeni nesil ihbarcı/ahlakçı komşu, vali ya da polis bir kenara, inşaat vinci dikseniz, fayda etmez. Sevişeceği varsa o vincin kepçesinde sevişir, şaşarsınız.
O bakımdan... Hakkınızın ve yetkinizin sınırlarını hatırlayarak gençlerin evine, seksine, düşüncesine devletin parmağını sokmayınız.
İşte Başaran’ın yazısındaki ilgili bölüm:
SADECE ARINÇ’A DEĞİL HEPİMİZE YAZIK OLDU
Yazık oldu. Hem de çok valla.
Sadece Akdoğan ve Arınç’a değil, hepimize.
Neden derseniz... Ahlak anlayışını evlere kadar sokmayı, bir insanın yegâne mahrem alanını polisle, valiyle denetlemeyi kendine hak gören bir Başbakan’la karşı karşıyayız. Bu onun ‘muhafazakâr demokrat’ kimliği için öyle doğal bir müdahale ki konuşmasını özellikle ‘kim ne derse desin, ne yazarsa yazsın ben bunu yaparım arkadaş’ tonlamasıyla yapıyor.
Devlet neymiş hepimize gösterecek. Bugün öğrencilerin odalarına, yarın bizlerin.
Bunu işgüzar ihbarcı komşular yaratarak, valiye, polise olmayan yetkiler vererek yapacak.
Yazık ve de hayli korkunç.
BAŞBAKAN’IN ANLAMASI GEREKEN ÜÇ MESELE
Başbakan’ın üç meseleyi anlaması gerekiyor.
Birincisi: 18 yaşını doldurmuş insanlar istediği kişiyle ev tutabilir, kızlı da kalır, erkekli de. Kızlı-erkekli her ortamdan bir seks partisi çıkmaz. Çıkacağını sananlar yeterince kızlı-erkekli ortamda bulunmamış, cinselliğini yaşayamamış kişilerdir. Ayrıca... İnsanlar sevişir de... Evinde ister kızlı-erkekli sevişir, ister sade erkekli, ister sade kızlı, ister ortaya karışık. Kimse de buna karışamaz. Ne devlet ne komşu.
İkincisi: Seks bir felaket değildir. Düzenli seks mutluluk getirir. Üniversite çağındaki gençlerin birbirlerine aşkla, tutkuyla, merakla dokunması sağlık belirtisidir. Bunun aksi yaşandığında... Yani cinsel güdüler bastırıldığında öfkesi, çatışması bol, kadın hakları noksan, kadın bedeni ihlal edilebilen, her bakımdan sağlıksız hırt bir toplum ortaya çıkar. Gençler için en büyük tehlike seks yapma ihtimali değil, otoriter bir devletin nefesiyle boğulmaktır.
Üçüncüsü: Sevişmeye karar vermiş iki gencin önüne yeni nesil ihbarcı/ahlakçı komşu, vali ya da polis bir kenara, inşaat vinci dikseniz, fayda etmez. Sevişeceği varsa o vincin kepçesinde sevişir, şaşarsınız.
O bakımdan... Hakkınızın ve yetkinizin sınırlarını hatırlayarak gençlerin evine, seksine, düşüncesine devletin parmağını sokmayınız.