Gece kavga çıktı! Kılıçdaroğlu DNA raporu istedi, Soylu ‘parmak izi’ dedi…
Gece yarısı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu arasında kavga çıktı.
Terör örgüyü PKK, Mersin Tece’deki polisevine yönelik saldırıyı üstlendiğini açıkladı. Fakat PKK açıklamasında saldırıyı gerçekleştiren teröristlerin arasında Dilşah Ercan olmadığını ifade etti.
Saldırıdan sonra ise İçişleri Bakanlığı saldırganlardan birinin Dilşah Ercan olduğunu duyurmuştu. Bunun ardından AK Parti ve MHP kanadından, CHP’yi ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na Dilşah Ercan’ı tutuklu gazeteciler listesinde gösterdiği gerekçesiyle ağır eleştiriler yöneltilmişti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da “CHP bir milli güvenlik sorunudur” diyerek çıkışmıştı.
PKK ise yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı:
“AKP-MHP hükümeti, bu eylemi yapan arkadaşlarımızın ismini tespit edememiştir, bu da istihbaratta ne kadar zayıf olduklarını göstermektedir. AKP-MHP hükümeti, Zozan Tolan arkadaşımızın bu eylemde yer almadığını bilmesine rağmen bilinçli bir şekilde Zozan arkadaşımızın ismini vermiş, ailesine ve farklı çevrelere karşı baskı aracı olarak kullanmak istemiştir. Zozan arkadaşımızın bu olayla herhangi bir ilgisi yoktur, görevi başındadır.”
KEMAL KILIÇDAROĞLU’NDAN AÇIKLAMA
Bu durumun ortaya çıkmasının ardından CHP lideri de bir açıklama yaptı.
Twitter hesabından sert ifadeler kullanan CHP lideri, “İki gündür kirli propaganda yürüten Erdoğan ve yaveri fotoroman Süleyman… Öldürülen teröristin DNA raporuna rağmen, tam 2 gündür yalan söylediniz, havuz medyanız manşetler attı. Oysa ben ne dolaplar çevirdiğinizi iki gündür biliyorum. Bile bile yalan söylediniz” dedi.
CHP lideri devamında şunları kaydetti:
“Şimdi çıkın ve teröriste ait DNA raporunu açıklayın, bu millet bir kez ağzınızdan doğru bir şey duysun. Başsavcıya dosyaya el koyun dediniz. Başsavcıya sesleniyorum, o dosyayı gizlemeye çalışma, biliyoruz gerçekleri… Utanmıyor musunuz!”
SÜLEYMAN SOYLU’DAN CEVAP GELDİ
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu açıklamalarına gece İçişleri Bakanı Süleyman Soylu yanıt verdi.
“İki gün PKK’nın ipini bekledin. Bizi yine şaşırtmadın” diyen Soylu, Kılıçdaroğlu’nun tweetini alıntılayarak, “Sizin bu devletle bir meseleniz var. Yapılan saldırıyı ilk önce adamların DEAŞ'a yıktı. Tutmayınca adamların ‘cinnet geçiren bir kadın Polis’ yalanına sarıldı. Derdiniz, ortağınız PKK'yı kurtarmak” ifadelerini kullandı.
Bakan Soylu devamında Dilşah Ercan’ın parmak izlerinin ve tanık ifadesinin tuttuğunu dile getirerek şunları yazdı:
“Saldırıyı PKK yaptığı belli olup, devletin yargının tespitlerine rağmen teröristleri gazeteci kılığına sokup Türkiye’ye "en büyük gazeteci cezaevi" iftirasıyla teröristleri aklaman ortaya çıkınca PKK açıklamasına sığınacak zavallısın.
1- Teröristi taşıyan taksici teşhisini yaptı
2- Yıllarca terör örgütünde birlikte olduğu örgüt mensubu sözde ölümsüzler taburunda sabotajcı eğitimi alıp Türkiye’de eylem yapmak üzere görevlendirildiğini belirtip hemen teşhisini yaptı.
3- Hoşuna gitmeyecek ama parmak izleri ile yapılan çalışmada bir tanesinde eşleşme çıktı.
4- Kurtarıcın PKK’nın açıklamasındaki teröristlerle ilgili tüm detaylara da çalışılıyor.
5- PKK’nın açıklamasını referans alıp kabul ettiği teröristlerle ilgili henüz sonucu çıkmamış raporların üzerinden terör örgütünü ve utanılacak parti raporunu korumaya alıyorsun.
Yani terör örgütünün tespiti imkansız Suriyeli isim verip,
‘Zozan arkadaşımızın (yani Dilşah Ercan) bu olayla herhangi bir ilgisi yoktur, görevinin başındadır.’ demesine sığınmaktan bile utanmıyorsun.
6’lı masada sıkıştın
PKK’ya sığındın
Yazıklar olsun...”
KAVGA MAHKEMELİK OLDU
Öte yandan terör saldırısının ardından CHP, teröristin adının tutuklu gazeteciler listesinde yer almasına dair bir açıklama yapmıştı.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel yaptığı açıklamada söz konusu listede o dönem gazetecilik faaliyeti yapan ve sarı basın kartı olan kişilerin yer aldığını dile getirmişti.
Aynı konuşmada Özel, listede Nedim Şener gibi gazetecilerin de olduğunu aktararak, Nedim Şener ile de görüşülerek listenin hazırlandığını belirtmişti.
Bu iddiasına Nedim Şener karşı çıktı. Konuyu mahkemeye taşıyan Nedim Şener kendisiyle görüşülmeden isminin listeye eklendiğini dile getirdi.
Nedim Şener Özgür Özel’i hedef alarak, “Suç duyurusunda bulundum, kamera kaydı dahil her şeyi talep ettim. Eğer azıcık cesaretin varsa azıcık şerefin kaldıysa, fezleke TBMM’ye geldiğinde dokunulmazlığının kaldırılmasını talep et, delikanlıysan mahkemede çık karşıma yalancı” ifadelerini kullandı.