Gazetecilerin çatışmalı bölgelerde 'Haber Nöbeti'
İstanbul'dan gazetecilerin sokağa çıkma yasağının uygulandığı bölgelerdeki 'Haber Nöbeti' başladı. İşte ilk giden ekip...
İstanbul'da farklı basın kuruluşlarında çalışan gazeteciler, Türkiye'nin çatışmalı bölgelerinde görev yapan meslektaşlarıyla dayanışmak ve "haber alma hakkını savunmak" için Haber Nöbeti adıyla bir girişim başlattı.
BBC Türkçe'nin haberine göre, Türkiye’nin basın tarihinde ilk defa çatışma bölgelerinde haber yapan meslektaşları için bu çapta bir dayanışma eylemi düzenliyor.
“Bu defa haberden ziyade, haberciler ve gazeteciler için gidiyorum. Kendi adıma şunu söyleyeyim, orada zorlukları aşarak, sıkıntıları bertaraf ederek gazetecilik yapan arkadaşlarımdan, genç de olsalar çok öğreneceğim tecrübeler var. Her gün gözaltına alınan arkadaşlarımızın haberlerini yapıyoruz. Bu kez, bir defa olsun onlara moral desteği vermek için gidiyorum.”
Yukarıdaki sözlerin sahibi, haberler.com internet sitesinin genel yayın yönetmeniSaid Sefa, Güneydoğu'da çalışan meslektaşlarına destek olmak için yola çıkan gazeteciler arasında
Haber Nöbeti için ilk ekip bugün Diyarbakır’a gidiyor.
Her hafta farklı isimlerden oluşan ekipler farklı bölgelere gidecek ve o bölgelerde çalışan gazetecilerle birlikte haber yapacak, onların haber yapma süreçlerinin de tanığı olacaklar.
“Sembolik ama oradaki ortamı resmedebiliriz”
Bu girişim için hazırlanan blog adresinden ve sosyal medya hesaplarından yapılan duyuruda Güneydoğu'da gazetecilerin haber yaparken yaşadıkları zorluklar sıralanıyor:
“Sokağa çıkma yasaklarıyla gerçeklerin karartılmaya çalışıldığı bölgede görev yapan meslektaşlarımız ise yoğun baskılara maruz kalıyor; çalışmaları engelleniyor, kafalarına silah dayanıyor, gözaltına alınıyor, tutuklanıyor.”
BBC Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Said Sefa’ya bu dayanışma eylemine neden katıldığını sorduğumda, “Birer birer gitseydik bu kadar etkili olmayacaktı. Orada olmak önemli. Onlarla birlikte sokağa çıkıp haber de yapacağız. Farkındayız, sembolik olacak. 2-3 günde onların yaşadıklarını deneyimleyemeyiz ama en azından onu resmedebiliriz diye düşünüyorum” diye yanıtlıyor.
Oradan kendi yayın yönetmenliğini yaptığı site için değil, Haber Nöbeti adına açılan blogda yayımlayacak haberlerini.
Son aylarda sokağa çıkma yasaklarının ilan edildiği Nusaybin, Cizre, Diyarbakır Sur, Silopi gibi yerler gazeteciler için de en riskli çalışma alanları haline geldi.
Diyarbakır’da kameramanı Baran Ok’un zırhlı aracın içine konarak gözaltına alınmasının ardından, aracın önüne geçerek ve arkasından koşarak “O benim kameramanım” diyen gazeteci Ferat Mehmetoğlu'nun video görüntüleri, bunun en görünür örneklerinden biri oldu.
Meslek örgütleri Diyarbakır’da gazetecilerle buluştu
Haber takibi yaptıkları sırada onlarca gazeteci gözaltına alındı. Son olarak Cizre’de cenazeleri almaya giden grubu takip eden IMC TV kameramanı Refik Tekin’in vurulması ve gözaltına alınması gazetecileri harekete geçiren nedenlerden biri oldu. Refik Tekin daha sonra serbest bırakıldı.
Türkiye Gazeteciler Sendikası, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, DİSK’e bağlı Basın-iş ve KESK’e bağlı Haber-Sen'den temsilciler 22 Ocak’ta Diyarbakır’a gitmiş ve burada görüşmeler yapmış, gazetecilerin çalışma koşullarını gözlemlemişti.
Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Uğur Güç, bu ziyaret sonrası yapılan açıklamada, “Biz meslek örgütleri olarak bölgede görev yapan meslektaşlarımızla dayanışma için buraya geldik. Bölgede şu anda olağanüstü bir çatışma ortamı var. Arkadaşlarımız çok zor şartlar altında mesleklerini yerine getirmeye çalışıyorlar. Ağır baskılarla karşılaşıyorlar” demişti.
“Kadın gazetecilerin durumu erkeklerden daha zor”
Diyarbakır’a giden ilk grupta bulunan Evrensel gazetesinden Ceren Sözeri ise hem akademisyen hem gazeteci olarak bu ekibin içinde yer alacak. Onun gidiş amacı da öncelikle dayanışmak. Diyarbakır’da özellikle kadın gazetecilerle birlikte çalışmak istediğini ve onların durumuyla ilgili haber yapmak istediğini belirtiyor.
Bunu da şöyle açıklıyor: “Bölgede kadın gazeteci olarak görev yapmak, erkek olarak gazeteci yapmaktan daha zor. Onların dışarıda bulundukları zaman hayatları daha kolay. Kadınlar için, daha kırılgan. Özellikle aileleri bağlamında. Kadınlar bir şey olduğu zaman daha ağır saldırıya uğruyorlar. Kadınlar açısından bakmaya çalışacağım.”
Bölgeye gidecek ilk sekiz kişilik ekipte, Cumhuriyet gazetesinden Ayşe Yıldırım, Haberdar internet sitesinden Celal Başlangıç ve Said Sefa, Evrensel gazetesinden Ceren Sözeri, Özgür Düşünce internet sitesinden Ergun Babahan, serbest gazeteci Evrim Kurdoğlu, Etha’dan Önder Öner ve Diken.com.tr internet sitesinden Tunca Öğreten bulunuyor.
BBC Türkçe'nin haberine göre, Türkiye’nin basın tarihinde ilk defa çatışma bölgelerinde haber yapan meslektaşları için bu çapta bir dayanışma eylemi düzenliyor.
“Bu defa haberden ziyade, haberciler ve gazeteciler için gidiyorum. Kendi adıma şunu söyleyeyim, orada zorlukları aşarak, sıkıntıları bertaraf ederek gazetecilik yapan arkadaşlarımdan, genç de olsalar çok öğreneceğim tecrübeler var. Her gün gözaltına alınan arkadaşlarımızın haberlerini yapıyoruz. Bu kez, bir defa olsun onlara moral desteği vermek için gidiyorum.”
Yukarıdaki sözlerin sahibi, haberler.com internet sitesinin genel yayın yönetmeniSaid Sefa, Güneydoğu'da çalışan meslektaşlarına destek olmak için yola çıkan gazeteciler arasında
Haber Nöbeti için ilk ekip bugün Diyarbakır’a gidiyor.
Her hafta farklı isimlerden oluşan ekipler farklı bölgelere gidecek ve o bölgelerde çalışan gazetecilerle birlikte haber yapacak, onların haber yapma süreçlerinin de tanığı olacaklar.
“Sembolik ama oradaki ortamı resmedebiliriz”
Bu girişim için hazırlanan blog adresinden ve sosyal medya hesaplarından yapılan duyuruda Güneydoğu'da gazetecilerin haber yaparken yaşadıkları zorluklar sıralanıyor:
“Sokağa çıkma yasaklarıyla gerçeklerin karartılmaya çalışıldığı bölgede görev yapan meslektaşlarımız ise yoğun baskılara maruz kalıyor; çalışmaları engelleniyor, kafalarına silah dayanıyor, gözaltına alınıyor, tutuklanıyor.”
BBC Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Said Sefa’ya bu dayanışma eylemine neden katıldığını sorduğumda, “Birer birer gitseydik bu kadar etkili olmayacaktı. Orada olmak önemli. Onlarla birlikte sokağa çıkıp haber de yapacağız. Farkındayız, sembolik olacak. 2-3 günde onların yaşadıklarını deneyimleyemeyiz ama en azından onu resmedebiliriz diye düşünüyorum” diye yanıtlıyor.
Oradan kendi yayın yönetmenliğini yaptığı site için değil, Haber Nöbeti adına açılan blogda yayımlayacak haberlerini.
Son aylarda sokağa çıkma yasaklarının ilan edildiği Nusaybin, Cizre, Diyarbakır Sur, Silopi gibi yerler gazeteciler için de en riskli çalışma alanları haline geldi.
Diyarbakır’da kameramanı Baran Ok’un zırhlı aracın içine konarak gözaltına alınmasının ardından, aracın önüne geçerek ve arkasından koşarak “O benim kameramanım” diyen gazeteci Ferat Mehmetoğlu'nun video görüntüleri, bunun en görünür örneklerinden biri oldu.
Meslek örgütleri Diyarbakır’da gazetecilerle buluştu
Haber takibi yaptıkları sırada onlarca gazeteci gözaltına alındı. Son olarak Cizre’de cenazeleri almaya giden grubu takip eden IMC TV kameramanı Refik Tekin’in vurulması ve gözaltına alınması gazetecileri harekete geçiren nedenlerden biri oldu. Refik Tekin daha sonra serbest bırakıldı.
Türkiye Gazeteciler Sendikası, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, DİSK’e bağlı Basın-iş ve KESK’e bağlı Haber-Sen'den temsilciler 22 Ocak’ta Diyarbakır’a gitmiş ve burada görüşmeler yapmış, gazetecilerin çalışma koşullarını gözlemlemişti.
Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Uğur Güç, bu ziyaret sonrası yapılan açıklamada, “Biz meslek örgütleri olarak bölgede görev yapan meslektaşlarımızla dayanışma için buraya geldik. Bölgede şu anda olağanüstü bir çatışma ortamı var. Arkadaşlarımız çok zor şartlar altında mesleklerini yerine getirmeye çalışıyorlar. Ağır baskılarla karşılaşıyorlar” demişti.
“Kadın gazetecilerin durumu erkeklerden daha zor”
Diyarbakır’a giden ilk grupta bulunan Evrensel gazetesinden Ceren Sözeri ise hem akademisyen hem gazeteci olarak bu ekibin içinde yer alacak. Onun gidiş amacı da öncelikle dayanışmak. Diyarbakır’da özellikle kadın gazetecilerle birlikte çalışmak istediğini ve onların durumuyla ilgili haber yapmak istediğini belirtiyor.
Bunu da şöyle açıklıyor: “Bölgede kadın gazeteci olarak görev yapmak, erkek olarak gazeteci yapmaktan daha zor. Onların dışarıda bulundukları zaman hayatları daha kolay. Kadınlar için, daha kırılgan. Özellikle aileleri bağlamında. Kadınlar bir şey olduğu zaman daha ağır saldırıya uğruyorlar. Kadınlar açısından bakmaya çalışacağım.”
Bölgeye gidecek ilk sekiz kişilik ekipte, Cumhuriyet gazetesinden Ayşe Yıldırım, Haberdar internet sitesinden Celal Başlangıç ve Said Sefa, Evrensel gazetesinden Ceren Sözeri, Özgür Düşünce internet sitesinden Ergun Babahan, serbest gazeteci Evrim Kurdoğlu, Etha’dan Önder Öner ve Diken.com.tr internet sitesinden Tunca Öğreten bulunuyor.