Gazetecilerin Çankaya sınavı! Kim geçti kim kaldı?
Aslı Aydıntaşbaş Başbakan Erdoğan, Ekmeleddin İhsanoğlu ve Selahattin Demirtaş'ın tanıtım toplantılarını medya açısından sırasıyla masaya yatırdı...
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adayların medyaya tanıtıldığı toplantıları kritik eden Milliyet gazetesi yazarı Aslı Aydıntaşbaş gazetecilerin Çankaya sınavını sorguladı. Başbakan Erdoğan, Ekmeleddin İhsanoğlu ve Selahattin Demirtaş'ın tanıtım toplantılarını sırasıyla masaya yatıran Milliyet yazarı hem medyanın genel yaklaşımı hem de Milliyet'in tanıtımlara yaklaşımını yazdı.
İşte Aydıntaşbaş'ın yazısındaki ilgili bölüm:
DEMİRTAŞ'IN TANITIMI MÜTAVAZİ VE SORULARA AÇIKTI
Bu hafta biz gazeteciler için eğlenceli geçti. Malum, her 3 Çankaya adayının da tanıtım toplantısı vardı...
Selahattin Demirtaş‘la Taksim’de mütevazı bir otelde buluştuk. Genelde Kürt sorununa da duyarlı davranan 15 civarı köşe yazarı vardı toplantıda. Demirtaş, kazanma ihtimali en düşük ancak ‘Değişim‘ sloganıyla en iddialı aday. Rahat bir buluşma oldu, tüm soruları yanıtladı. Hatta bizim görüşlerimizi de dinlemek istedi. Ayrılırken hepimize “Çankaya’ya bekliyorum“ diye veda etti.
İHSANOĞLU İÇİN ŞAŞALI BİR ÇIRAĞAN TANITIMI
Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Çırağan toplantısı, mekâna yakışır ölçüde şaşalı ve (ses düzeni dışında) profesyonelce düzenlenmişti. Hükümete yakın yazarlar dışında medyanın A takımı ve İstanbul’da kalan ana akım gazete ve TV yöneticileri oradaydı. Akit’ten Yeni Şafak’a toplantı herkese açıktı. Yabancı basınla birlikte yüzden fazla gazeteci... Her ne kadar İhsanoğlu’nun konumu ve “Ekmek için Ekmeleddin“ kamuoyunda rağbet görmese de, ben şahsen çatı adayın nazik üslubunu ve gazetecilerin sorularına açık olmasını önemsedim.
NE PARTİ NE İDEOLOJİ SADECE ERDOĞAN!
Haftanın kapanış gongu ise artık Ak Parti’den geldi. İktidar partisi, Haliç Kongre merkezinde artık alıştığımız o büyük organizasyonlarından birine imza attı. Ak Parti açısından Cumhurbaşkanlığı seçimleri, birkaç yıldır Erdoğan etrafından şekillenen kişilik kültünün zirve noktasını temsil ediyor. Ana tema, ideoloji değil, parti değil Erdoğan. Haliyle Dombra’nın yanında bir de yeni Erdoğan şarkısı eklenmiş olması kimseyi şaşırtmadı.
ERDOĞAN'IN MEDYAYA İHTİYACI BİLE YOK!
Biz gazeteciler ise bu sefer en arkalardaydık. “Akademisyenler”, “Kadın Kolları”, “Gençlik Kolları”, “Büyük Proje Çalışanları” gibi kategorilerin arkasında... Erdoğan gücünün zirvesinde. Bir anlamda aslında medyaya ihtiyacı bile yok. Yine de ana akım medya yöneticileri oradaydı. Ancak bu kez de hükümete muhalif duran kalemler ya da yayınlar yoktu. Kimi çağrılmadığından, kimi gelmek istemediğinden...
MİLLİYET OLARAK 3 ADAYI DA İZLEMEYE ÇALIŞTIK
Bu durum normal değil. Doğrusu, siyaset yazan herkesin her 3 toplantıyı da izlemesi ve gözlemleyebilmesi. Biz, Milliyet olarak elimizden geldiğince bunu yapmaya çalıştık. Önyargısız analiz yaptık. Gazetecinin görüşü olabilir, taraf tutabilir, ancak habercilik yaparken profesyonel tavır, her 3 adayı da olabildiğince gözlemlemek, dinlemek, irdelemektir.
Yoksa, biz gazeteciler bile kendi aramızda kutuplaşır, habercilik yapayım derken tribündeki taraftarlara dönersek, siyasetçilerden ne bekleyebiliriz?
İşte Aydıntaşbaş'ın yazısındaki ilgili bölüm:
DEMİRTAŞ'IN TANITIMI MÜTAVAZİ VE SORULARA AÇIKTI
Bu hafta biz gazeteciler için eğlenceli geçti. Malum, her 3 Çankaya adayının da tanıtım toplantısı vardı...
Selahattin Demirtaş‘la Taksim’de mütevazı bir otelde buluştuk. Genelde Kürt sorununa da duyarlı davranan 15 civarı köşe yazarı vardı toplantıda. Demirtaş, kazanma ihtimali en düşük ancak ‘Değişim‘ sloganıyla en iddialı aday. Rahat bir buluşma oldu, tüm soruları yanıtladı. Hatta bizim görüşlerimizi de dinlemek istedi. Ayrılırken hepimize “Çankaya’ya bekliyorum“ diye veda etti.
İHSANOĞLU İÇİN ŞAŞALI BİR ÇIRAĞAN TANITIMI
Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Çırağan toplantısı, mekâna yakışır ölçüde şaşalı ve (ses düzeni dışında) profesyonelce düzenlenmişti. Hükümete yakın yazarlar dışında medyanın A takımı ve İstanbul’da kalan ana akım gazete ve TV yöneticileri oradaydı. Akit’ten Yeni Şafak’a toplantı herkese açıktı. Yabancı basınla birlikte yüzden fazla gazeteci... Her ne kadar İhsanoğlu’nun konumu ve “Ekmek için Ekmeleddin“ kamuoyunda rağbet görmese de, ben şahsen çatı adayın nazik üslubunu ve gazetecilerin sorularına açık olmasını önemsedim.
NE PARTİ NE İDEOLOJİ SADECE ERDOĞAN!
Haftanın kapanış gongu ise artık Ak Parti’den geldi. İktidar partisi, Haliç Kongre merkezinde artık alıştığımız o büyük organizasyonlarından birine imza attı. Ak Parti açısından Cumhurbaşkanlığı seçimleri, birkaç yıldır Erdoğan etrafından şekillenen kişilik kültünün zirve noktasını temsil ediyor. Ana tema, ideoloji değil, parti değil Erdoğan. Haliyle Dombra’nın yanında bir de yeni Erdoğan şarkısı eklenmiş olması kimseyi şaşırtmadı.
ERDOĞAN'IN MEDYAYA İHTİYACI BİLE YOK!
Biz gazeteciler ise bu sefer en arkalardaydık. “Akademisyenler”, “Kadın Kolları”, “Gençlik Kolları”, “Büyük Proje Çalışanları” gibi kategorilerin arkasında... Erdoğan gücünün zirvesinde. Bir anlamda aslında medyaya ihtiyacı bile yok. Yine de ana akım medya yöneticileri oradaydı. Ancak bu kez de hükümete muhalif duran kalemler ya da yayınlar yoktu. Kimi çağrılmadığından, kimi gelmek istemediğinden...
MİLLİYET OLARAK 3 ADAYI DA İZLEMEYE ÇALIŞTIK
Bu durum normal değil. Doğrusu, siyaset yazan herkesin her 3 toplantıyı da izlemesi ve gözlemleyebilmesi. Biz, Milliyet olarak elimizden geldiğince bunu yapmaya çalıştık. Önyargısız analiz yaptık. Gazetecinin görüşü olabilir, taraf tutabilir, ancak habercilik yaparken profesyonel tavır, her 3 adayı da olabildiğince gözlemlemek, dinlemek, irdelemektir.
Yoksa, biz gazeteciler bile kendi aramızda kutuplaşır, habercilik yapayım derken tribündeki taraftarlara dönersek, siyasetçilerden ne bekleyebiliriz?