GAZETECİLER NİÇİN HAPİSTE?
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bir gazetecinin mesleğini yaparken hiçbir zaman tutuklanmaması gerektiğini belirtti ve...
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bir gazetecinin mesleğini yaparken hiçbir zaman tutuklanmaması gerektiğini belirterek, ''Peki içerdekiler? İçerdekiler tartışmalı bir durum'' dedi.
Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün 91. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'nde düzenlenen “Anadolu Basını Özendirme Yarışması 2010” ödülleri, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın katıldığı törenle sahiplerine verildi.
Arınç, törende yaptığı konuşmada, özellikle “Özgür basın var mı yok mu? Özgür basının şartları nedir ne değildir? Gazeteciler niçin hapiste? Gazeteciler niçin sorgulanıyor?” konularının, bugünlerin tartışmalı konuları olduğunu söyledi.
Bunların sevimsiz konular olduğunu vurgulayan Arınç, “Bir gazeteci, gazetecilik mesleğini yaparken bütün yüreğimle samimiyetimle söylüyorum, hiçbir zaman tutuklanmamalı, hiçbir zaman sorgu ve sualle muhatap olmamalıdır. Peki içerdekiler? İçerdekiler tartışmalı bir durum” diye konuştu.
Türk Ceza Kanunda ilgili maddelerde mutlaka bir iyileştirme yapılması gerektiğini, bunun belli başlı 3-5 maddelik bir iyileştirme olduğunu vurgulayan Arınç, bunu yapmanın da zor olmadığını kaydetti.
Bülent Arınç, bu konuda hazırlık yaptıklarını, bunu tartışmaya açtıklarını ifade ederek, bunun üzerine daha çok beğenmeyen ve yetersiz bulanların konuştuğunu, “Neresi, ne kadar yetersiz?” diye sorduklarında da herkesin kendi konumuna uygun bir şeyler söylediğini anlattı.
“Biz kişiye özel kanun çıkarmak durumunda değiliz” diyen Arınç, "Ortalama suçun unsurlarını daha netleştiren, cezaları daha azaltan, unsurlarını muğlaklıktan çıkaracak düzenleme yapmıştık. Umarım şimdi beğenilen şekliyle bunu Ekim'den sonra tekrar gündeme getireceğiz” ifadesini kullandı.
Bugün cezaevinde bulunan ve mesleğinin karşılığında gazeteci yazan 60'dan fazla insan olduğunu anımsatan Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunların yüzde 95'i, Terörle Mücadele Kanunu'na aykırılık sebebiyle mahkum edilmişlerdir. Dolayısıyla her gün gündeme gelenler de bu gazeteci arkadaşlarımızdır. Eğer, 'Türk Ceza Kanunu'nda değişiklik yeterli değil, aslında Terörle Mücadele Kanunu değişiklik istiyor' deniliyorsa bugüne kadar yüksek sesle söylenmedi, kulağımıza üflendi sadece, lütfen bunu savunanlar, yüksek sesle, Terörle Mücadele Kanunu'nda ne değişmesi gerektiğini, hangi maddenin hangi sebeple özgürlükleri kısıtladığını söylesinler, bunun üzerine bir tartışma başlatalım. Ama gazetelerde bir türlü, başka yerlerde başka türlü konuşulmaya devam edilirse, terörle mücadelede kritik noktaya gelmiş Türkiye'de bu samimiyetsizlik demektir. Olabilir ki 'İfade özgürlüğünü kısıtlayan hükümler Terörle Mücadele Kanunu'nda vardır, bunları kaldıralım' diyebiliriz,' bunları değiştirelim' diyebiliriz. Ama ben bunu gazetelerin köşe yazılarında meslek örgütlerinin başkan veya yöneticilerinin hazırladıkları rapor ve konuşmalarında da görmek istiyorum. Terörle Mücadele Kanunu değişmeli midir, değişmemeli midir? Değişecekse niçin, değişmeyecekse niçin? Bunu ben kendi vicdanımda muhasebesini yapıyorum.”
Konuşmaların bu mihval üzerinde olması gerektiğine işaret eden Arınç, yoksa, “Gazeteciler hapiste” diye topu taça atmamak veya hedef saptırmamak gerektiğini belirtti. Yıllardan beri ilgiyle izlenen pek çok gazeteci olduğuna dikkati çeken Arınç, bu konuda hem kendilerinin hem kamuoyunun uyarıcı yazılara ihtiyacı olduğunu kaydetti.