Gazeteciler “insan hakları haberciliğini” konuştu
Milliyet Gazetesi Ankara Haber Müdürü Gökçer Tahincioğlu, İzmirli meslektaşlarıyla deneyimlerini paylaştı.
İzmir Genç Gazeteciler Platformu ve Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) İzmir Şubesi ortaklığında düzenlenen “İnsan Hakları Gazeteciliği” konulu söyleşide Milliyet Gazetesi Ankara Haber Müdürü Gökçer Tahincioğlu, İzmirli meslektaşlarıyla deneyimlerini paylaştı.
Yakın Kitabevi’nde düzenlenen söyleşi öncesinde Gökçer Tahincioğlu yeni çıkan kitabı Beyaz Toros’u imzaladı. Kitabın başlığını Türkiye’nin yakın siyasi geçmişinde faili meçhullerin simgesi haline gelmiş “Beyaz Toros” marka araçtan esinlenerek koyduğunu hatırlatan Tahincioğlu, şu ana kadar pek çok kayıp ve ölümün faillerinin hukuki cezalarla karşılaşmadığına, kitabın da “cezasızlık hikayesi” olduğuna dikkat çekti.
Gazeteci olarak öncelikle bu cezasızlığın deşifre edilmesi gerektiğini vurgulayan Tahincioğlu, kitabın içeriğinin yanısıra yargı muhabirliği, insan hakları gazeteciliği gibi konularda da soruları yanıtladı. İzmirli gazetecilere de takip ettikleri konuları kitaplaştırmaları konusunda öneriler sunan Tahincioğlu, “Bazı konular 1-2 haber küpürüne sığmayacak kadar önemli olabiliyor. O yüzden ilgilendiğiniz alana ilişkin çalışmalarınızı daha geniş bir şekilde ele almak istiyorsanız kitap yazmanızı öneririm” diye konuştu.
İzmir basını hakkında da değerlendirmelerde bulunan Tahincioğlu, “İzmir, Ankara ve İstanbul medyası tarafından taşra olarak görülüyor. İzmir bir çok hikayenin biriktirilebileceği bir yer. Bir çok çevre mücadelesinin de yaşandığı bir şehir burası. En yakın Bergama örneğidir. İzmir'de gazetecilere bu konuda çok önemli görevler düşüyor” dedi.
Yakın Kitabevi’nde düzenlenen söyleşi öncesinde Gökçer Tahincioğlu yeni çıkan kitabı Beyaz Toros’u imzaladı. Kitabın başlığını Türkiye’nin yakın siyasi geçmişinde faili meçhullerin simgesi haline gelmiş “Beyaz Toros” marka araçtan esinlenerek koyduğunu hatırlatan Tahincioğlu, şu ana kadar pek çok kayıp ve ölümün faillerinin hukuki cezalarla karşılaşmadığına, kitabın da “cezasızlık hikayesi” olduğuna dikkat çekti.
Gazeteci olarak öncelikle bu cezasızlığın deşifre edilmesi gerektiğini vurgulayan Tahincioğlu, kitabın içeriğinin yanısıra yargı muhabirliği, insan hakları gazeteciliği gibi konularda da soruları yanıtladı. İzmirli gazetecilere de takip ettikleri konuları kitaplaştırmaları konusunda öneriler sunan Tahincioğlu, “Bazı konular 1-2 haber küpürüne sığmayacak kadar önemli olabiliyor. O yüzden ilgilendiğiniz alana ilişkin çalışmalarınızı daha geniş bir şekilde ele almak istiyorsanız kitap yazmanızı öneririm” diye konuştu.
İzmir basını hakkında da değerlendirmelerde bulunan Tahincioğlu, “İzmir, Ankara ve İstanbul medyası tarafından taşra olarak görülüyor. İzmir bir çok hikayenin biriktirilebileceği bir yer. Bir çok çevre mücadelesinin de yaşandığı bir şehir burası. En yakın Bergama örneğidir. İzmir'de gazetecilere bu konuda çok önemli görevler düşüyor” dedi.