GAZETECİ YAŞAR GÜRSOY'DAN ATATÜRK KİTABI
Gazeteci ve televizyoncu Yaşar Gürsoy'un yazdığı "Atatürk ve Can Yoldaşı Nuri Conker" isimli kitap, Haziran'ın ilk günü tüm kitapçıların raflarında yerini alacak.
Yaşar Gürsoy’un ikinci kitabı olan eserde Atatürk’ün çocukluktan ölümüne değin yanından hiç ayrılmayan can dostu Nuri Conker’in kah güldüren, kah düşündüren anıları yer alıyor.
Bir çok anıyı bugüne kadar ilk kez ortaya çıkaran kitapta ayrıca Atatürk’ün Nuri Conker’e yazdığı ve bugüne kadar hiç bir yerde yayınlanmamış mektupları gün ışığına belgeleriyle çıkıyor.
İŞTE KİTABIN ÖNSÖZÜ
Gazi Mustafa Kemal Atatürk...
’O’, Türk insanını en acı günlerinden çekip almış, bir asker, bir kurtarıcı, bir önder...
Dostları vardı. Sevinçlerini, hüzünlerini paylaştığı; kader
birliği ettiği... ’Gerçek’ dostu, dostları kimdi, kimlerdi?..
Yarı yolda bırakanlar oldu kimi zaman; ama yanı başından
hiç ayrılmayanlar da...
"Devrim çocuklarını yer," derler.
Öyle de oldu... Samimi görünen, cephe, siyaset, kader
arkadaşı, ebediyete uğurlandığında yürekleri buruk veda
etti ardından. Ali Fuat Cebesoy’dan Kâzım Karabekir’e, İsmet
İnönü’den daha nicelerine...
Ve yarenleri vardı. En güvendikleri. En samimi, en içten
arkadaşları; Salih Bozok’u, Fuat Bulca’sı, Kılıç Ali’si, Cevat Abbas’ı...
Ve bir de, Nuri Conker.
Atatürk’ün olduğu fotoğraf karelerinde bile nerede duracağını
iyi bilen, nüktedan, ölçülü, haddini bilen, sözünü
sakınmayan, gerektiği yerde politik, gerektiği zaman muzip,
samimi, dost ve sağduyulu bir "dost"...
Neşeliydi. Sofra adabına hâkim, gönüldeş, fikirdaş, sırdaş; vefakâr bir arkadaş...
Ama en önemlisi cesurdu. Cepheden cepheye koştu Atatürk’le birlikte...
Milli Mücadele’de,siyasal alanda; her yerdeydi... Adım adım takip etti
çocukluk arkadaşını. Öyle ki; Nuri Conker’in hayatı, Atatürk’le
birlikte; neredeyse aynı kronolojik sırayla ele alınsa yanlış olmaz dedirtecek türden...
Atatürk’ün yaşadığı çok önemli anlarda, her an yanı başındaydı. Çocukluk yıllarının sokak oyunlarında, aşklarında,
okul sıralarında, süngü hücumunda, vurulup Gazi olduklarında...
Şakalaşmaları, samimiyetleri herkes tarafından bilinmektedir.
Atatürk’e, "Kemal," diye hitap edebilen tek arkadaşıdır Nuri Conker.
Bir çok anıyı bugüne kadar ilk kez ortaya çıkaran kitapta ayrıca Atatürk’ün Nuri Conker’e yazdığı ve bugüne kadar hiç bir yerde yayınlanmamış mektupları gün ışığına belgeleriyle çıkıyor.
İŞTE KİTABIN ÖNSÖZÜ
Gazi Mustafa Kemal Atatürk...
’O’, Türk insanını en acı günlerinden çekip almış, bir asker, bir kurtarıcı, bir önder...
Dostları vardı. Sevinçlerini, hüzünlerini paylaştığı; kader
birliği ettiği... ’Gerçek’ dostu, dostları kimdi, kimlerdi?..
Yarı yolda bırakanlar oldu kimi zaman; ama yanı başından
hiç ayrılmayanlar da...
"Devrim çocuklarını yer," derler.
Öyle de oldu... Samimi görünen, cephe, siyaset, kader
arkadaşı, ebediyete uğurlandığında yürekleri buruk veda
etti ardından. Ali Fuat Cebesoy’dan Kâzım Karabekir’e, İsmet
İnönü’den daha nicelerine...
Ve yarenleri vardı. En güvendikleri. En samimi, en içten
arkadaşları; Salih Bozok’u, Fuat Bulca’sı, Kılıç Ali’si, Cevat Abbas’ı...
Ve bir de, Nuri Conker.
Atatürk’ün olduğu fotoğraf karelerinde bile nerede duracağını
iyi bilen, nüktedan, ölçülü, haddini bilen, sözünü
sakınmayan, gerektiği yerde politik, gerektiği zaman muzip,
samimi, dost ve sağduyulu bir "dost"...
Neşeliydi. Sofra adabına hâkim, gönüldeş, fikirdaş, sırdaş; vefakâr bir arkadaş...
Ama en önemlisi cesurdu. Cepheden cepheye koştu Atatürk’le birlikte...
Milli Mücadele’de,siyasal alanda; her yerdeydi... Adım adım takip etti
çocukluk arkadaşını. Öyle ki; Nuri Conker’in hayatı, Atatürk’le
birlikte; neredeyse aynı kronolojik sırayla ele alınsa yanlış olmaz dedirtecek türden...
Atatürk’ün yaşadığı çok önemli anlarda, her an yanı başındaydı. Çocukluk yıllarının sokak oyunlarında, aşklarında,
okul sıralarında, süngü hücumunda, vurulup Gazi olduklarında...
Şakalaşmaları, samimiyetleri herkes tarafından bilinmektedir.
Atatürk’e, "Kemal," diye hitap edebilen tek arkadaşıdır Nuri Conker.