GAZETECİ ÖRGÜTLERİ BİR PLATFORM OLUŞTURMAKTA GEÇ KALDI!
Gazeteci örgütleri bir platform oluşturmakta geç kaldı. Umarız bundan sonra hızlı hareket ederler...
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti önderliğinde 14 meslek örgütü dün “Gazetecilere Özgürlük Platformu”nu kurdu... Sloganımız:
“Gazeteciler yazıları nedeniyle tutuklanmasın...”
Halen Silivri’de gazeteciler hapis yatıyor. Tutukluluk süreleri tüm insaf ölçülerini aştığı halde adeta inadına içerde tutuluyor bu meslektaşlarımız. Yalnız onlar değil... Mehmet Haberal gibi televizyon sahipleri de sanırız sadece muhalif yayın yaptıklarından dolayı içerdeler.
Gazeteci örgütleri bir platform oluşturmakta geç kaldı. Umarız bundan sonra hızlı hareket ederler...
Bir de korumasız olduğu için itilip kakılan sol grupların gazetecileri var... Bakınız bunlardan biri, Suzan Zengin ne diyor mektubunda:
“Ben bir yıldır Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi’nde tutuklu bulunan bir çevirmen - gazeteciyim. Bu süre içinde hiç mahkemeye çıkarılmadım. İlk duruşmam 26 Ağustos 2010’da. Yani tutuklanmamdan tam bir yıl sonra. Tutuklanmamdan 8 ay sonra hazırlanan iddianamede ‘yasa-dışı örgüt üyeliği’ ile suçlanmaktayım. Ancak ne iddianamede ne de dosyada yöneltilen suçlamaya dönük tek bir ‘kanıt’ bile yoktur. Kanıt olarak sunulmaya çalışılan materyallerin tümü çalıştığım İşçi-Köylü gazetesinin çalışmaları kapsamındadır.”
Bu ülkede her adaletsizlik hepimizi ilgilendirmeli.
Melih AŞIK / MİLLİYET
“Gazeteciler yazıları nedeniyle tutuklanmasın...”
Halen Silivri’de gazeteciler hapis yatıyor. Tutukluluk süreleri tüm insaf ölçülerini aştığı halde adeta inadına içerde tutuluyor bu meslektaşlarımız. Yalnız onlar değil... Mehmet Haberal gibi televizyon sahipleri de sanırız sadece muhalif yayın yaptıklarından dolayı içerdeler.
Gazeteci örgütleri bir platform oluşturmakta geç kaldı. Umarız bundan sonra hızlı hareket ederler...
Bir de korumasız olduğu için itilip kakılan sol grupların gazetecileri var... Bakınız bunlardan biri, Suzan Zengin ne diyor mektubunda:
“Ben bir yıldır Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi’nde tutuklu bulunan bir çevirmen - gazeteciyim. Bu süre içinde hiç mahkemeye çıkarılmadım. İlk duruşmam 26 Ağustos 2010’da. Yani tutuklanmamdan tam bir yıl sonra. Tutuklanmamdan 8 ay sonra hazırlanan iddianamede ‘yasa-dışı örgüt üyeliği’ ile suçlanmaktayım. Ancak ne iddianamede ne de dosyada yöneltilen suçlamaya dönük tek bir ‘kanıt’ bile yoktur. Kanıt olarak sunulmaya çalışılan materyallerin tümü çalıştığım İşçi-Köylü gazetesinin çalışmaları kapsamındadır.”
Bu ülkede her adaletsizlik hepimizi ilgilendirmeli.
Melih AŞIK / MİLLİYET