GAZETECİ MURAT SABUNCU GAZZE ANILARINI YAZDI

Milliyet Gazetesi'nin ekonomi müdürü Murat Sabuncu'nun Gazze adını taşıyan kitabı Alfa Yayınları'ndan çıktı.

Mahsuscuktan Bir Aşk Hikayesi alt başlığıyla okura ulaşan kitap için Murat Sabuncu biraz masal biraz gerçek; ama hangisi masal hangisi gerçek bilmiyorum diyor.

Gazeteci yazar, 31 Mayıs’ta yaşanan Mavi Marmara baskınından sonra Gazze için yazılmış yazıları, raporları okurken az ve yüzeysel bilgiye sahip olduğumu gördüm derken bu meselenin de hep politikacılar tarafından konuşulduğunu fark ettiğinin altını çiziyor. Oradaki insanların söylediklerini duymak, yaşantılarını görmek ve ne hissettiklerini bilmek için Gazze yolculuğuna çıktım diyen Murat Sabuncu Gazze kitabı ile döndü.

“Bekle ve İnşallah”ın çok kullanıldığı bir coğrafyanın kitabını yazan Murat Sabuncu’nun anlattıklarını gazeteci gözüyle okuyacak, siyaseten değerlendirecek ama insanî ölçülerinizle yargılayacak, anlam katacaksınız

GAZZE ve SEVGİLİ
Sevmeyi düşünüyorum, aşkı… özellikle sana duyulan aşk kafamı kurcalayan. Gerçekten seni mi seviyorlar yoksa “konumunu”mu? Onlara vereceğin gücü mü? Sen Gazze olduğun için mi seviliyorsun, Ortadoğu’nun anahtarı olduğun için mi? Seni sevenler hesapsız kitapsız olduğu gibi mi seviyorlar yoksa sağlayacağın avantajların sağlamasını mı yapıyorlar? Sorularıyla Gazeteci Murat Sabuncu okuru, bilindiği sanılan ama aslında bilinmeyen bir dünyanın kapısından içeri davet ediyor.

Ve…

Bu kitapta yolculuk var...
Önce Mısır’a, sonra Gazze’ye...
Biliyorum sandığımız bilinmeyene...
Cesaretin hemen arkasındaki korkaklığa...
Uzak kalınan bir tarihe, coğrafyaya...
Hamas, Müslüman Kardeşler, El Fetih, Birleşmiş Milletler...
Örgütler, partiler, demeçler, raporlar, sözler, yeminler...
Şeyhler, liderler, başkanlar, diktatörler, katiller...
Her biri kendilerine biçilen rol kadar burada...
Ama başrol sıradan insanda...
Adının önünde ya da arkasında herhangi unvanı bulunmayanda...
Hayatı gerçekten yaşayanda...
Ve bir de mektuplar, sevgiliye yazılmış...
Sansürsüz, içten...
İsyan da var elbet içinde...
Gerçek mi yalan mı, yaşandı mı rüya mı belli olmayan olaylara....
Tüm mahsuscuklara...
Sorarsınız belki aklınıza gelir...
Ben ne kadar gerçeğim...
Emin değilim...
Sizi içime yolculuğa davet ediyorum.
Kararı size bırakıyorum.