GAZETECİ KİTAP YAZDI. KARISI BİLE "İSTİHBARATÇI MISIN" DİYE SORDU?

Tuncay Güney'in kendisi için istihbarata çalışıyor iddiasını değerlendiren deneyimli gazeteciye göre artık herkes şüpheyle bakıyormuş. Hatta bir ara karısı bile Tuncay Güney'e inanmaya başlamış.

Yenişafak'ta Gül Kireklo'nun röportajı


Ergenekon dalga dalga yayılırken bir gazeteci, Kanada'da yaşayan Ergenekon'un kilit ismi Tuncay Güney'e ulaştı ve ilk röportajı yaptı. Sonra da Tuncay Güney'i anlatan, bir kitap yazdı. O gazeteci, yani Şaban Arslan Yeni Şafak'ın istihbarat müdürü olarak çalışıyor. Kitap yazıyor, gazetelere, televizyonlara çıkıyor. Peki bu kitaplar, bu çalışmalar, hangi aralıkta hangi cesaretle yazılıyor? Bu soruların cevabını almak için kayıt cihazımı açıp Şaban Arslan'ın karşısına geçtim. Bu röportajda patron benim. İstihbarat şefim Arslan ise Ergenekon'u yazan bir yazar rolünde. İşte sorular ve cevaplar...


Tuncay Güney 'Şaban Arslan istihbarata çalışıyor' demişti. Öyle mi?

Bu cümle beni çok mağdur etti. Açıklama yaptım, 'Hayır değilim' dedim ama insanlar hala bana kuşkuyla bakıyor. 13 yıllık karımı bile istihbaratçı olmadığıma ikna etmem zor oldu. 'Şaban bu adam doğru mu söylüyor' diye haykırdı. Şunu söylemek istiyorum. 20 yıllık mesleki geçmişimde gazeteciliğime halel getirecek hiçbir oluşumun içinde olmadım. Ucunda haber olmayan hiçbir ilişkide yokum. Tabii ki hatalar yaptım. Bana ait bir 'ata sözü' var: Çalışmayan adam hata yapmaz. Bir sürü gazeteci var. Hiç hata yapmıyorlar. Çünkü yıllardır yan gelip yatarak, haksız kazanç elde ediyorlar.

Güney'le hiç yüzyüze geldin mi?

Tuncay Güney'le Mart ayından beri MSN aracılığıyla konuşuyorum. Hiç yüz yüze gelmedim. Görüşmemin tek nedeni ise haber. Çünkü adamın her söylediği hala manşet oluyor, reyting rekoru kırıyor... Ayrıca, Tuncay Güney'e ulaşmak için e-mail gönderen, hatta para teklif eden gazeteciler olduğunu biliyorum. Ama o Şaban Arslan'a konuşuyor. Bu bir gazetecilik başarısı. İstihbarat şefliği yaptığım halde muhabirlikten uzaklaşmadım. Kaç tane istihbarat şefi haber yapıyor? Yıllardır bilgisayarda pişti oynayan istihbarat şefi tanıyorum ben.

Yoğun bir rutininiz var. Bu kitapları hangi arada yazıyorsunuz ?

Aylarca sabahlara kadar çalıştım. Kitap yazıyorum diye işimi aksatmadım. 'Rabay-Kurye Tuncay Güney' kitabını iki ayda yazdım. Ama buna iki ay artı 20 yıl demek lazım.

Kitabınızın ithaf bölümü ilginç...

Ben uzun soluklu bir haber yazdım. Ve bunu suikastler, karanlık ilişkiler ve yolsuzluk olmayan aydınlık Türkiye'ye ithaf ettim. Çok iyi hazırlanmıştım. Binlerce sayfa belgeyi sağlamalarını da yaparak kitaba koydum. Kitabınızda, 'Kimdir Tuncay Güney sorusunun yanıtlarını arıyorsunuz. Kimdir Tuncay Güney?

Hala esrarengiz bir adam benim için. Anlattıkları doğru mu yanlışı mı? Bunları mahkeme araştırıyor. Ama anlattıkları haber değeri ve suç niteliği taşıyor. Mesela Tuncay Güney diyor ki 'JİTEM'in içinde bir grup, TSK envanterindeki silahları Irak'a, PKK'ya sattı. JİTEM uyuşturucu sevkıyatı yaptı. Veli Küçük Karadeniz Jandarma Komutanı olunca Avrupa'nın uyuşturucusu Türk Cumhuriyetleri üzerinden gitmeye başladı. Karadeniz'e PKK özellikle getirildi.

PKK Ergenekon'un kontrolünde. Hizbullah'ı Ergenekon kurdu..." "Bu adap delidir' demeden önce bunları araştırmak gerekmiyor mu? İstihbaratla nereden bağlantısı var?

Babasının MİT'çi olduğunu söyledi bana. Babası öldükten sonra, annesi onu cemaat yurtlarına veriyor. Bir şekilde gazetecilik mesleğine bulaşıyor. Samanyolu TV'de talk-show programı yapıyor, Veli Küçük'le tanışıyor. 'Ben' her hafta Mehmet Eymür'ün adamlarına, bilgi verirdim' diyor. İstihbarat örgütlerine çok yabancı olmayan biri. 9 yıl boyunca Veli Küçük ve Ergenekon'a kuryelik yapmış, belge biriktirmiş...

Ağır suçlamalar içeren bu iddiaları yazarken hiç tereddüt etmediniz mi?

Tabi ki ettik. Bunlar hakikaten, inanılması çok güç ama 'Niye olmasın' dedirten iddialar. Tuncay Güney'in anlattıkları bence, komplo teorisyenlerine çıtayı yükselttirdi.

Ergenekon yok oldu mu sizce?

Yok olduğuna ben inanmıyorum. Sadece darbe yedi. Susurluk Ergenekon'dan büyüktü d