GAZETECİ KATİLİ AĞCA'DAN CANLI YAYINDA MÜTHİŞ İTİRAFLAR!

Gazeteci katili ve Papa suikasti sanığı Mehmet Ali Ağca'dan TRT ekranlarında şok itiraflar..

Milliyet gazetesi Genel Yayın Müdürü Abdi İpekçi’nin katili Mehmet Ali Ağca TRT’nin Kozmik Odası’nda ağırlandı!

TRT Haber’de yayınlanan programda İpekçi cinayetine ilişkin tek bir kelime dahi geçmemesi dikkati çekti...
Suskunluğunu bozan ve 14 yıl aradan sonra ilk kez bir Türk gazetecisine konuşan Mehmet Ali Ağca, dün gece TRT Haber’de yayınlanan Kozmik Oda programında Rıdvan Memi’ye sarsıcı açıklamalarda bulundu. Ağca Papa suikastı ile ilgili bugüne gün yüzüne çıkmamış sırlar ve isimler açıkladı.

İşte o röportaj;

Cezaevinden kaçtıktan 4 gün sonra 27 Kasım 1979’da Milliyet Gazetesi’nde el yazınızla bir mektup yayınlandı: “Papa 2.Jean Paul’ün Türkiye ziyareti iptal edilmezse kesinlikle vuracağım”.. haberin başlığı da şuydu: “Ağca:Papa’yı da vurmak için kaçtım”… O gün kaçışınızla suikast girişimi arasında bir ilişki var mıydı ?
Hayır böyle bir şey yok. Şimdi ben hapisten kaçtıktan sonra bu mektubu sadece bir blöf olarak yazmıştım. Papa’yı vurmak gibi bir planım da yoktu, niyetim yoktu. Zaten böyle bir şey o sırada mümkün de değildi. Ama bu mektup daha sonra bin yıllık bir tarihin uzantısı olarak ortaya çıktı.
Peki tesadüf mü bu?
Hayır tesadüf değil. Bakın…
Sizin söylediğinizi anladım. Tarihsel denklem içerisinde bir yere oturtuyorsunuz bunu. O zaman şöyle sormama izin verin O gün hapisten kaçışınızla 1981deki suikast arasında bir ilinti var mı?
Şimdi sıradan basit insanların mantık yürütmesiyle, salt akılcı zihniyetle bunu değerlendirmeye kalkışırsanız böyle bir şey görünme ama Vatikan’ın ilahi plan anlayışı çerçevesinde bu mektubu İstanbul’dan Fatima’ya, Vatikan’a kadar değerlendirirseniz ortaya bambaşka tablo çıkar.

Bugüne kadar suikastle ilgili bir çok teori öne sürüldü ama genelde üç tane temel teori var. Bunlardan bir tanesi şuydu aslen Polonyalı olan Papa, özelde Polonya’da genelde bütün Avrupa’da ve bütün Katolik dünyasında antisovyet bir politika yürütüyordu ve denildi ki hep bu Sovyet karşıtlığı nedeniyle yaşandı bu suikast. Doğru mu bu?
Bunlar tabi batılı istihbarat teşkilatlarının değerlendirmeleri veya medyanın görüşleri. Tabiatıyla kimisi samimi olarak böyle düşündü, kimi istihbarat teşkilat merkezlerinde ise, Sovyet imparatorluğunu dünyanın gözü önünde küçültmek için bütün dünya Hristiyanlarına hedef göstermek için bir takım masallar anlatıldı. Denildi ki, “Papa suikastının ardından Kremlin var. Tetikçi olarak da Bulgaristan devleti var. Şimdi tabi bunların söylenebilmesi için de birtakım belgelere ihtiyaç vardı tabi. Mesela 13 Kasım 1979 tarihinde yani Papa’nın seçiminden bir ay sonra Sovyet İmparatorluğu’nun iktidar merkezi olan Polit Büro, Sovyet Komünist Partisi’nin adamları, Moskova’da toplandılar, hemen hepsi; Brejnev, Gorbaçov ve Papa’nın ne olursa olsun durdurulması gerektiğini kararlaştırdılar. Tabi önce propagandayla olmazsa başka metodlar da araçlar da kullanılarak Papa’dan kurtulmak gerek dediler. İstihbaratçılar da bunu Kremlin’in suikast kararı olarak yorumladılar. CİA böyle diyor tabi. Kremlin’in bu siyasi kararı daha sonra KGB’ye verildi. Yuri Andropov bu planı uygulayacaktı denildi. Yuri Andropov daha sonra Sovyet lideri oldu, Kremlin’in başına geçti. Daha sonra bu kararı alanlardan Çernenko, 1984 te Sovyet lideri oldu Gorbaçov da en son 1985 te iktidara geldi.
Rus-Bulgar tezleri sadece bu anlattığınız şeylerin üzerinde mi duruyor?
Rus-Bulgar teorisi böylece yaratılmış oldu. Denildi ki, “Bakın Kremlin Papa’yı öldürmek için özel bir toplantı yaptı. Özel bir karar aldı. Bu karar KGB’ye bildirildi ve kimi de KGB değil GRU dedi. Ve Sovyetler de doğrudan ellerini kirletmediler ve tetikçi Bulgar devletini kullandılar”. Yani bu akla mantığa son derece uygun bir şey.
Sizin kendi el yazınızla ortaya çıkan bir mektup var. 2001 yılında CBS televizyonundan Sabina Castelfranko’ya bir mektup gönderdiniz. O mektupta isimler zikrederek, kimlerle görüştüğünüzün tek tek ismini vererek suikastı Bulgaristan gizli servisi ile işbirliği içinde yaptığınızı Bunu neden yaptınıZ?
Bunlar masal. Yirmi yirmibeş yıldır anlatılan masallar.
Bu masala neden ortak oldunuz?
Ben ortak oldum çünkü…açık konuşalım ben dört tane imparatorluğu kullandım. Sovyet imparatoprluğunu kullandım hedef tahtası olarak, Amerikan imparatorluğunu kullandım bu Kremlin masallarında, Avrupa imparatorluğunu kullandım onlar da benim maşam oldular, Vatikan imparatorluğunu kullandım onlar da CİA’yı Beyaz sarayı ikna ettiler. Kremlin’i suçlattılar olay bu.
Tamam ama 1981-2001 yirmi sene sonra CBS televizyonundan bir gazeteciye bir mektup yazıyorsunuz. Ve aradan 20 sene geçmiş hala Bulgar ve Rus tezine destek olabilecek bir şey söylüyorsunuz. Bunu hala anlamadım ben?
Basit bir şey ya. Belki can sıkınısı. Kominizmin cesedine bir tekme daha atmak gibi bir şey bu. Ben antikomünistim. Bana göre komünizm en büyük insanlık suçudur. Çünkü satanist komünist canavar sadece yirminci yüzyılda tam 100 milyon insanı vahşice katletmiştir. Stalin’in suçları, Mao’nun suçları ve diğer bütün komünist sistemlerin suçları asla affedilemez. Komüzmi tarihin çöplüğüne attık bir ittifak olarak ben Vatikan, Amerika, Avrupa. Bir eğlence olsun diye CBS e gönderdim onlar da yayınladı.
Bu Bulgar-Rus tezinin arkasında konyla ilgilenen hemen herkesin emin olduğu bir şey var. Bu tezin arkasında Washington’ın olduğu hep düşünülür. Bu konuyla ilgili özellikle 90’lı yıllarda özellikle Fransız basınında pek çok yazı yayınlandı. Burada iki isim öne çıktı bunlardan biri CİA elemanı olan Paul Henze diğeri de Claire Starling isimli ajandı. Bu iki isimden hareketle batı medyasından pekçok gazeteye bu meselenin servis edildiği defalarca yazıldı ve reddedilmedi. Bütün bu anlattıklarınızdan sonra CİA neden bu tezi işledi?
Paul Henze küçük bir tetikçi. Claire Starlin bir tetikçi. Basit admalar bunlar ben bunları kullandım. Diyeceksiniz ki niye, bu çok büyük bir mesele. Düşünebiliyor musunuz Sovyet İmparatorluğu Hristiyanlığın liderini kurşunluyor. Katil devlet. Bütün dünyaya rezil ediyorlar. Meşru zemin ayaklarının altından kayıyor. Zaten bu Stalin de biliyorsunuz Troçki’yi öldürttü Meksika’da. Sovyet imparatorluğu o zaman gerçekten küresel terörizmin merkeziydi. Bütün terör olaylarının merkezi Kremlin’di.
Washington’ın bundan çıkarı neydi?
Çıkarı şu, Washington Sovyetleri çok zor duruma düşürdü. Bir Papa’yı vırmak. İki milyarlık Hristiyan dünyasının lideri Papa’yı Kremlin öldürtmeye çalışıyor. Bütün dünya Sovyetlere düşman oldı kaçınılmaz olarak. Sovyetler çok zayıfladı bakın. Birçok insan Papa suikastı Sovyet İmparatorluğu’nun yıkılışının başlangıcıdır dedi. Batı dünyasında çok önemli analistleri istihbarat uzmanları, medya mensuplaru bunu söylediler.
Washington bu suikastı Sovyet imparatorluğunun kendince yıkılmasını hızlandırmak için kullandı ve bunun için Bulgar-Rus tezini işledi mi diyorsunuz?
Evet tabi ki kesinlikle. Ama tetikçi Pauyl Henze ve tetikçi Claire Starling’in meselesi değil. Bunlar tetikçi ama esas meseler nedir biliyor musunuz? Papa inandı buna. Papa ikna edildi Vatikan’da. Vatikan Hükümeti ikna etti.
Vatikan Hükümeti’nin bundan çıkarı ne?
Sen bir suç işlediysen kendini aklamak için o suçu başkasının sırtına yükleyeceksin ki rahat olasın. Şimdi bakın esas karar ne zaman alındı biliyor musunuz ? Vatikan Beyaz Saray’a bir mektup yazdı 5 Eylül 1981 de ve denildi ki suiakstın ardında Sovyet imparatorluğu var. Bir şikayet var yani. Dünyanın jandarması da Amerika ya. Ondan sonra Haziran 1982 de Papa ile Başkan Reagan 6 saatlik gizli bir görüşme yaptılar Vatikan’da ve orada Sovyet İmaratorluğu’nun nasıl yıkılacağına dair tarihi bier karar alındı, Vatikan, Avrupa Amerika Soğuk Savaş’ın son safhasını başlattılar. Sovyet imparatorluğunu dize getirdiler. Gorbaçov’un seçilmesinden sonra da o şeffaflık açıklık politikasından sonra da…
Vatikan’da bu görüşmede bu kararın alındığını nerden biliyorsunuz?
Biliyorum. Ben İtalyan istihbarat şefleriyle görüştüm. Vatikan’ın en önemli adamlarıyla görüştüm onlardan aldığım bilgi bu. Papa şikayet etmiş ve demiş ki suikastın arkasında Sovyetler Birliği var. Reagan da Sovyetleri zaten kötülük imparatorluğu olarak tanımlıyor. İkisi de anti komünist ikisi de dediler bunu tarihten silelim. Bunu barışçı bir şekilde yaptılar, Sovyet ekonomisi çökertildi, Sovyetlerin imajı yerle bir edildi. Sovyetler çok zor durumda kaldılar yani. Bütün hristiyan kitleler Sovyet imparatorluğuna düşman oldu, katolik Polonyalılar komünzimi reddettiler adım adım sovyetlerin yıkılışına gitti böylece.
Bu bilginin size hapishanedeyken İtalyan istihbarat elemanları tarafından iletildiğini söylüyorsunuz değil mi ?
Evet.
Siz duruşma esnasında Antonov ile beraber hareket ettiğinizi söylediniz. Antonov yargılandı delil yetersizliğinden serbest bırakıldı. Gerçekten Antonov’un rolü var mıydı suilkastta?
Yok. Hiçbirşey yok. Sovyetlerin de rolü yok. Burada anlatıyoruz ya bu bir fabrikasyon bir montaj. Vatikan, Avrupa, Amerika bir masal ürettiler. Sovyetlerin sırtına yüklediler.
Antonov’un ismini neden söylediiniz?,
Bulgar hükümetini suçladığın zaman onun adamlarından bir tanesini işaret etmen lazım, onu tutuklatman lazım. Olay basit çok basit.
Antanov’la aynı aparatmanda yaşayana Papaz Morlion var. Papaz Morlion bilindiği kadarıyla CİA’nın Roma elemanı. Siz Morliaon’la tanıştınız mı hiç?
Hayır. Bu adam hem CİA ajanı hem de Vatikan ajanıdır bu Papaz Morlion.
Tanışmadınız. Siz o duruşmalar sırasında Antonov’un evini tarif ederken bir ayrıntı verdiniz bir açılır kapanır kapı tarif ettiniz. Ve kapı Antonov’un evinde yoktu. O binada sadece Morlion’un evinde vardı?
Ya olay çok basittir ya. Bunlar bir çete.İtalyan istihbaratının tetikçileri.
Tanımıyorsanız evi nasıl bildiniz?
İtalyan istihbaratı getiriyor sana bilgiyi hepsi bu. İtalyan savcısı hakimi sana bilgiyi getiriyor kardeşim. Dedik ya fabrikasyon yani. Bu ilk defa da olmuyor yani. Naziler biliyorsunuz Nazi parlamenstosunu yaktılar ondan sonra da bir komünist Bulgar’ı yakaladılar, işte komünistler yaktı dediler ve Almanya’daki bütün komünsitleri anasını ağlattılar.
Bu bilgiyi iletenler arasında SISMI içindeki Amerikan ajanı Pazienzi ve SISMI şefi Lugaressi de var mıydı?
Bana İtalyan istihbaratı İtalyan savcıları ve hakimnleri de bilgi aktarıyordu. Generel Nino Lugaressi de bunlardan biriyidi.
Benimle görüşme yapanlar bana Vatikan’ın vaaatlerini sözlerini getirdiler. Vatikan bana “gerçeği söylemeyeceksin” dedi. Şaşrtmacayla Sovyetleri Bulgarları suçlayacaksın dediler.
Ve üçüncü teori… Vatikan’ın müthiş para trafiği-ilişkileri… Bu ilişkiler üç ismin etrafında dönüyor… Sindona-Gelli-Calvi… Bir ucu amerikan siyaset dünyasına dayanan para ilişkileri… Teori, vatikan bankasında oluşan yüklü açığı aklama hazırlığı sırasında Papa’nın bunu engelleme girişimi hazırlığı sırasında vurulduğu… Tabii ki sonrasında bu durumun kapandığı… Suikast girişiminin bununla ilişkisi var mı ?
Bu bir çok teoriden biri. Ama hiç alakası yok. Vatikan isteseydi diğer Papa gibi öldürürdü. Vatikan bir suç örgütüdür bakın. 2000 yıllık en büyük suç örgütüdür. Tabi ben katolikleri suçlamıyorum. Ben ordaki Vatikan bürokrasisini, İtalyan mafyası. Bu bir suç örgütüdür. Kara para aklamadır, çocuklara karşı işlenen en iğrenç suçlara gizlemek, latin amerika ülkelerinde darbecilere destek olmak gibi çok suçun sorumlusudure Vatikan. Ama Papa suikastının Vatikan Bankası ile hiç alakası yok.
P2 Mason locasının Papa suikastında bir sourumluluğu yok. Olayın arkasında Vatikan var. Vatikan’ın içinde de bir sürü mason var. Ama o ayrı bir şey, İtalyan mason çetesi ayrı bir şey.
Bu üçlüden Gelli bilinmeyen bir yere kaçmayı başardı, Calvi sözümona intihar etti, Sindona ise ABD’de yargılandı, mahkum oldu, İtalya’ya iade edildi… Ve ilginç bir şey oldu, siz bir öğleden sonra kaldığınız Rebbibia cezaevindeki hücrenizden apar topar alındınız, helikopter ile Ascoli Picena cezaevine nakledildiniz, sizi hücrenize Sindona kondu ? Neden ?
Önemli olan şu Sindona bir kaç ay sonra öldürüldü. Hücrede kalabilir o ayrı bir şey. Bunlar basit ayrıntılar. Bu adamların hiçbirinin Papa suikastıyla zerre kadar ilgisi yok.
Bu temel teorileri konuştuktan sonra sanırım artık size direkt bu soruyu sormanın zamanı geldi, Papa’yı kimin için vurdunuz ?
Artık özgür bir insanın bunu Vatikan’da söyeleyemezdim. Söylesem zaten pek anlaşılmazdı. Papa suikastının ardında kesinlikle Vatikan Hükümeti var. Vatikan Hükümeti Papa suikastına karar verdi, planladı, organize etti. Papa’yı vur emri kesinlikle Vatikan Başbakanı Kardinal Agostino Cazeroli’den geldi. Papa’yı vurduran adam en yakınındaki Kardinal Agostino Cazeroli’dir. Vatikan’ın ikinci adamıdır. Yani Papa suikastı Vatikan devletinin işidir. Vatikan Hükümeti’nin bir devlet politikası olatak uygulanmıştır. Kardinal Agostino Cazeroli Papa’yı vur emrini veren adamdır. Papa’yu vurma kararı Vatikan Hükümeti’nin kararıdır.
Siz birebir muhatap oldunuz mu Kardinalle?
Hayır, istemedik. Buna gerek de yoktu.
Kim temas sağladı?
Padre Michele kod adını kullanan bir şahıs. Kardinal Cazeroli’nin adamlarından biriydi. Daha doğruısu Vatikan istihbaratının adamıydı. Yani suikast süreci Padre Michele ile başladı. Emir Kardinal Cazeroli’den geldi ve bana ne yapacağım anlatıldı. Hapishane yıllarında bunun kesin olduğunu anladım. Belgelerle.
Kaç kez görüştünüz Padre Michele ile?
Bir çok kez görüştük. Vatikan Meydanı’na bile gitttik planı yapmak için. Zürih’te başladık temas orda oldu Eylül’de sonra Mayıs ayına kadar çok görüşmelerimiz oldu. Nisan ayında planladık Mayıs ayında Papa’ya suikastı yaptık.
Peki Vatikan Hükümeti neden Papa’yı vurdurdu?
Bunu seküler mantıkla izah etmeye kalkarsanız sıradan insanlar anlayamaz. Bu Vatikan’ın en büyük mucizesi olan Fatima mucizesinde bildirilen sırların gerçekleşmesi için yapıldı. Fatima mucizesi diyordu ki Papa vurulacak, Sovyet imparatorluğu tarihten silinecek. Olay bu. Vatikan inanıyordu buna CİA’yı da inandırdı. Ondan sonra Sovyetleri suçladılar, Bulgaristan’ı suçladılar.
Suikast gününe dönelim, 13 Mayıs 1981’de, Sen Pietro meydanında siz Papa’ya çok yakındınız, herkes biliyor ki o mesafeden attığınızı vurmamanız imkansız gibi bir şey, ne oldu, öldüremediniz mi, yoksa aslında yaralamak üzere mi ateş ettiniz ?
Vatikan Hükümeti bana dedi ki, “Papa’yı öldürmeyeceksin, Papa’yı yaralayacaksın. Başına ateş etmeyeceksin kalbine ateş etmeyeceksin. Karın bölgesine ateş edeceksin. Sadece iki kurşun sıktım o kadar. Birisi karnına öbürü elineydi. Vatikan Papa’yı öldürmeyeceksin dedi. Papa’yı öldürürsen seni kurtaramayız sakın öldürme dediler. Bunu şiddetle tavsiye ettiler.
Peki neden?
Papa sağ kalacaktı ki bu ilahi mucizenin gerçekleşmesi için araç olsun. Sovyet düşmanlığı daha da yükselsin. Fatima mucizesinin aracı olsun. Aynen de öyle oldu. Papa Reagan’la birlikte Sovyetlere karşı bir haçlı seferi yürüttü. Fatima mucizesindeki sırda denildiği gibi Papa acı çekecek ama Sovyet imparatorluğu tarihten silinecek. Aynen de öyle oldu.
Siz o an, mahşer yerine dönen Sen Pietro meydanından kaçabilir, en azından kaçmaya teşebbüs edebilirdiniz, ama yapmadınız, neden ?
Bu bir tercih meselesi değildi. Plan böyleydi. Kaçılmayacaktı. Suikastçının kim olduğu anlaşılacaktı.
Peki size vaat edilen kısa sürede serbest kalacağınız mıydı?
İki yıl. İki yılda serbest kalacaktım.
Ne değişti de müebbete dönüştü?
Bu çok karmaşık. Bunları kitabımda anlatıyorum. Bir takım talepler oldu. Şöyle yap böyle yap. Ben oyunu tam olarak oynamayınca… Mesela denildi ki Hristiyan ol. Ben de reddettim.
Bu neyi getirecekti?,
Ben dünya tarihindeki en büyük Hristiyan mucizesinin merkezindeki tek adamım. Bu onlar için olağanüstü bir öneme sahipti.
Öteden beri Abdullah Çatlı ve Oral Çelik’in suikast girişiminde sizinle birlikte olduğu söylenir, Çelik dada delil yetersizliğinden beraat etti, bunda davada tanık olarak dinlenen Çatlı’nın ‘Çelik o esnada benim evimdeydi’ ifadesi de etkili oldu, nedir bu iddiaların aslı ?
Ya yok. Abdullah Çatlı kim, Oral Çelik kim. Bunlar basit tetikçiler. Benim arkadaşlarım severim ama, Çatlı’yı severim rahmetli, Oral Çelik basit bir tetikçi. Kim bunlar? Benim için büyük bir sır bu. Onlara asla tek kelime söylemedim. Çok öfkelendiler bana bunun için. Sen nasıl bize söylemesin diye. Haberleri yok ya.. İkisi de Viyana’daydı.
Suikast gününde çekilmiş meşhur fotoğraftaki kişinin Oral Çelik olduğunu söylemiştiniz?
İtalyan devleti gelmiş istihbarat şefi savcısı, hakimi masum insanları beraber suçluyoruz. Bu kadar tuhaf bir şey yani. CİA geliyor İtalyan devletini kullanıyor. İtalyan devleti Bulgar diplomatın resmini getiriyor bana, diplomatı suçlayalım. Oral Çelik de o arada gitti yani. Savcıyla beraber, hakimle beraber bir isim bulmak gerekti, aklıma Oral Çelik geldi. Yoksa Orak Çelik kim. Adam Abdullah Çatlı ile beraber Viyana’da yaşıyordu o zaman. Ben bunlara tek kelime söylemedim. Hatta dedim ki 15 Mayıs günü ben Viyana’dayım bir yere ayrılmayın. Bir yere ayrılıp da başıma bela olmasınlar dedim.
Silahın izinin kesin olarak çıktığı bir isim, o da eski bir nazi olan Horst Grillmayer.. Grillmayer’in Alman gizli servisine çalıştığı Başta Uğur Mumcu olmak üzere, bir çok kişi tarafından yazıldı… Siz Grillmayer’I tanıdınız mı ?
Ben parayı Vatikan Hükümeti’nden aldım. Vatikan Hükümeti’nden 40-50 bin dolar para aldım. 4-5 ayda. İtalya’dan verin bana silahı yok dediler. Git Belçika’dan al şuradan al buradan al. Ben de gittim Avusturya’dan aldım silahı. Ben kendim satın aldım silahı. Bir arkadaşımı aracı olarak kullandım o kadar.
27 Aralık 1983’te Papa, tutuklu bulunduğunuz Rebibbia Hapishane’sinde sizinle yaklaşık yarım saat süren, (22 dakika) baş başba bir görüşme yaptı, ne konuştunuz ?
Papa suikastına dair tek kelime konuşmadık. İnanılmaz bir şey ama bu konu hiç geçmedi gerçekten. Bazı dini konuları konuştuk. Dünyanın sonunu konuştuk. Adam korkunç acılar çekti ve geldi benimle kucaklaştı. Papa kendisine yapılan suikastın Vatikan Hükümeti tarafından yapıldığını kesinlikle biliyordu. Ama bu korkunç hakikati asla açıklayamazdı.
Peki Neden hiçbirşey yapmadı?
Tam olarak şunu bunu tespit edebilmiş değildi. O ayrı bir mesele. Ama şunu yaptı etrafına sadece Polonyalı adamları yerleştirdi. Sürekli şüphe içinde yaşadı. Çok izole bir hayat yaşadı. Polonyalılardan başka hiç kimse yoktu yakın çevresinde. Herhangi bir soruşturma yaptırdığını da zannetmiyorum. Beni affettikten sonra herhalde Vatikan’dakileri de affetmiştir.
O görüşmede affa yönelik ne söyledi size?
Ben senin için hergün dua ediyorum dedi. Gerçekten olağanüstü bir şey.
Suikast girişiminden kısa sure önce Vatikan’da P2 Mason locası krizi patladı, para ilşikisi teorisinde değindiğimiz Gelli’nin evinde 962 kişilik bir liste bulundu, devlet içinde devlet gibi bir listeydi bu, hemen ardından suikast girişiminin gelmesi bir tesadüf mü ?
Bu bir Amerikan operasyonudur. Mason çetesini kuran Amerika’dır. İtalya’daki komünist ilerlemeyi durdurmak için yaptılar. Komünist partinin iktidara gelmesini engellemek için faşist bir diktatörlük kurmak istiyorlardı. Siz diyorsunuz ki masonlar. Vatikan’ın içinde de masonlar var. Kardinal Cazeroli masonlardan bir tanesi.
Suikast girişiminin ardından Papa’nın masonluğun yasak olmasına rağmen gerek vatikan içinde örgütlenmiş olan Opus Dei’yi kutsaması ve bu P2 listesi krizini dondurmasını nasıl izah ediyorsunuz ?
Papa’nın Opus Dei’yi kutsaması zaten daha önce planlanmıştı. O muhafazakar Papa da muhafazalar. Onlar felaket antikomünist. Papa da anti komünistlerden.
CİA yok, KGB yok, Mason locası yok. Bunların hiçbirinin Papa suikastıyla ilgisi yok. Papa suikastının arkasında sadece Vatikan Hükümeti var. Vatikan Hükümeti’nin başında da Kardinal Cazeroli var.
1983’te 15 yaşında ikan kaçırılan ve bugün hala kayıp olan Emanuela Orlandi… Orlandi, Katolik Cenetin Kapıcısı diye bilinen vatikan görevlisinin kızı ve sizin hayatta kalmanızı sağlamak üzere kaçırıldığı söylendi hep, Orlandi’nin gerçekten neden kaçırıldığını ve kimlerin kaçırdığını biliyor musunuz ?
Neden kaçırıldı. Benim özgürlüğüm için kaçırıldı. Sadece Emanuela değil bir Mirella Gregory isimli bir kız çocuğu var. Emanuela Vatikan vatandaşı, Mirella İtalyan vatandaşı. İkisini de kaçırdılar benim özgürlüğüm için. İkisi de yaşıyor. Ben eminim. Bunu kaçıranlar asla öldürmezler. Bu bir ortak operasyon. Vatikan bir karar veriyor. Vatikan’ın içinde CİA var. Katolik kilise CİA’yı ele geçirmiştir. CİA’nın yönetiminin yüzde 90’ı Katoliktir.
Orlandi sizin özgür kalmanızı sağlamak için kaçırılmış ise demek ki bir ihtilaf vardı Vatikan içinde sizin özgür olmanız konusunda.
Çatışma şuradan kaynaklanıyordu. Papa’nın bir şartı vardı özgür kalmam için; Hristiyan olmam. Ben reddettim. 50 yıl da kalsam olmayacağım dedim. O iş orada bitti.
Şimdi Emanuela’yı serbest bırakamıyorlar, neden bırakamıyorlar ? Çocuk kaçırdı diyecekler var mı böyle bir şey. İtalyan devleti dünyaya rezil olur. Çocuk kaçırmak çok adi bir suç.
Peki nerde olduğunu biliyor musunuz?
Vatikan Hükümeti’nin elinde. Orta Avrupa’da bir manastırsa tutuluyor. Ailesi görüşüyor zaten. Ama mecburlar rol yapmaya. Eğer bırakılırsa Vatikan dünyaya rezil olur. Emanuela ömür boyu orada kalır.