Galakside savaş devam ediyor, Star Wars hayranları sinemaya!

Bu hafta sinemalarda olay var! Geldiğini gümbür gümbür belli eden, tarihin en arsız PR hamlesiyle algımızı kendisine yönlendirmek için elinden geleni yapan Star Wars: Güç Uyanıyor gösterime girdi.

J. J. Abrams’ın yönettiği ve Harrison Ford, Mark Hamill, Carrie Fisher, Adam Driver, Daisy Ridley, John Boyega, Oscar Isaac, Lupita Nyongo, Andy Serkis, Domhnall Gleeson, Anthony Daniels, Peter Mayhew ile Max Von Sydow’un oynadığı Star Wars: Güç Uyanıyor (Star Wars: The Force Awakens), 17 Aralık 2015’de UIP Filmcilik dağıtımıyla UIP Filmcilik tarafından vizyona çıkarıldı.

J.J. Abrams kendisine emanet edilen miti temeline dinamit koyup patlatmadan, hatta Yıldız Savaşları evreninin yaratıcısı Lucas’ın bile beceremeyeceği kadar köklerine sadık bir şekilde renuve etmeyi başarmış. Oyalayıcı ve gösterişli bir film Star Wars: Güç Uyanıyor ama aynı zamanda kirli, yağlı ve paslı bir evreni yeniden inşa ediyor ki ben dahil tüm Star Wars hayranlarının görmeyi umduğu film de buydu.



Sinema yazarı dostum Kerem Akça dışında filmi beğenmeyen yok, demek ki Abrams doğru yolda... Bilim kurgu düşkünü yönetmen Star Trek’lerde olduğu gibi aksiyona vurmak için geri kalan her şeyi safra zannedip atmamış, bunda orijinal üçlemeyi yazan senaristlerden Lawrence Kasdan’ın ekipte olmasının da büyük katkısı var.

Haftanın iki yerli filmi var. Bunlardan ilki yazdığı korku filmi senaryolarıyla tanıdığımız Alper Kıvılcım’ın ilk yönetmenlik denemesi olan Gassal. Ayhan Eroğlu, Nilay Olcay, Alican Çokoğur ile Mustafa Çelik’in oynadığı Gassal, 18 Aralık 2015’de The Moments Entertainment dağıtımıyla Infomedya Yapım tarafından vizyona çıkarılıyor.

Filmin başkarakteri Abbas, ücra bir köyde tek başına yaşamaktadır. Evin en alt katını gasilhane olarak kullanan Abbas, burada köyün erkek ölülerini yıkar ve kefenler. Şehir hayatından bıkan Akay’ın yolu Abbas’ın yaşadığı köyden geçer. Akay’ın bir gece misafir olacağını sanan Abbas durumun gidişatından huzursuz olur Gelişmeler her şeyin açıklığa kavuşmasını sağlayacaktır. Kim masum ya da kim daha kötü, anlamanın tek yolu yüzleşmektir.



Bir ev, iki tuhaf karakter ve gömülmek için bekleyen bir sürü ceset. Gassal karanlık, stilize bir psikolojik gerilim... Gişeden çok festivallere yakışacak kadar biçim düşkünü ve minimalist bir film bile denebilir ama süresi, senaryosuna uzun gelmiş.

Çakal (2010) filminde ve Kurtlar Vadisi Pusu dizisinde mafyatik karakterleri canlandırırken izlediğimiz Ayhan Eroğlu, Gassal Abbas rolünde başarılı… Aktörün çoğu sahnede karşılıklı oynadığı Nilay Olcay da boy pos olarak filme yakışmış ancak replikler ağzından aynı başarıyla çıkmıyor. Diğer oyuncuları ise olumlu ya da olumsuz değerlendirecek kadar uzun süre izleyemiyoruz. Olan biten bu iki karakter arasında… Olan biten derken, cinli korku filmlerinin aşırı muhafazakâr dünyasından uzaklaşmak için elinden geleni yapan film, içerdiği cesur sekanslarda bir zamanların kışkırtıcı Avrupa seks ve korku sineması yapımlarına yakın düşüyor. Abbas ve Akay arasında tuhaf bir ilişki var, büyük bir itme ve çekme kuvveti bir arada… Tenleri birbirine yaklaştıkça salgılanan hormonlar ortamı tekinsizleştiriyor ve ölümü getiriyor. Finale yakın gerçekleşen sevişme sekansı ise sinemamızdaki en tuhaf orgazm sahnelerinden birini görselleştiriyor.

Alper Kıvılcım tür sinemasında gelecek vadeden bir isim, Türk korku sinemasını hepten üç harflilere teslim etmemek için de ilk filmdeki acemiliklerini biraz hoş görmek gerek. Bu filmi, yerli korku sinemasına meraklı ve yeni denemelere açık izleyicilere tavsiye ederim.

Gelelim Nadide Hayat’a… Açıkçası basın gösterimi yapılmayan ve galasına da sadece SİYAD üyelerine davet giden bu film hakkında hiçbir fikrim yok ama afişinden anladığım kadarıyla oldukça gişe garantili bir işe benziyor.



Filmin bülteninde yazdığına göre: Nadide, evlilik hayatını, iş yaşamına tercih ederek 50 yaşına gelmiştir. Eşini kaybettiğinde, kendisini haftada bir gün ziyarete gelen kızı ve torunu ile oğlunu beklerken bulur. Hiçbir aktivitede aradığı mutluluğu bulamaz. Ta ki, bir gün gazetede bir haber görene dek… Nadide bu haberin ardından kendini önce okul sıralarında, sonra da mavi sulara atladığı bir macerada bulur. Bir grup genç ve gizemli bir kaptan ile yeni bir başlangıca yelken açar.

Yukarıdaki satırlar ortalama bir gişe filminden fazlasını vadetmiyor ne yazık ki. Çağan Irmak’ın yaratıcı süreci sona ermiş gibi görünüyor. Böyle sevimli filmlerle bakalım nereye kadar?

Çağan Irmak’ın yönettiği ve Demet Akbağ, Yetkin Dikinciler, Sevil Akı ile Batuhan Begimgil’in oynadığı Nadide Hayat, 18 Aralık 2015′de Mars Dağıtım dağıtımıyla TAFF Pictures tarafından vizyona çıkarılıyor.

Dilerseniz, bu hafta gösterime girecek diğer filmlere de kısa bir bakış atalım. İşte kararınızı vermeniz için haftanın tüm filmleri, bir bakın sonra da hangisini severseniz ona bilet alın. İyi seyirler…

Kahin’in Kızı

Kenneth Kainz’in yönettiği ve Allan Hyde, Jakob Oftebro, Maria Bonnevie ile Roland Moller’in oynadığı Kahin’in Kızı (Skammerens – The Shamer’s Daughter), 18 Aralık 2015’de Özen Film dağıtımıyla Özen Film tarafından vizyona çıkarılıyor.



Doğaüstü güçlere sahip bir annenin kızı olan Dina, ailenin bu mirası devam ettiren tek üyesidir. O da annesi gibi baktığı insanın içinden geçenleri tahmin edebilir. Bir gün annesinin krallıkta yaşanan bir cinayete açığa çıkarmak için kullanılmak istemesi ve annesinin buna karşı yeteneğini kullanmayı reddetmesi hapse atılmasına neden olur. Dina annesini kurtarmak için çok tehlikeli bir yolculuğa çıkar.

Lolo

Julie Delpy’nin yönettiği ve Julie Delpy, Dany Boon, Vincent Lacoste ile Karin Viard’ın oynadığı Lolo, 18 Aralık 2015’de M3 Film dağıtımıyla Bir Film tarafından vizyona çıkarılıyor.



Violette, 40 yaşında, hayatını moda sektörüne adamış başarılı bir kadındır. Uzun soluklu bir ilişkisi olamayan Violette, bir bilgisayar dahisi olan Jean Rene ile tanıştığında en sonunda aradığını bulur. Jean Rene farklı biri olmasına rağmen, ikilinin arasında inkar edilemez bir kimya oluşur. Ancak ilişkilerinin ciddiye binmesiyle Violette’in oğlu Lolo problem olur. Lolo, Jean-Rene’yi bir türlü sevemez ve annesine layık bulmadığı bu adamı uzaklaştırmak için gizli bir harekat başlatır

Ma Ma

Julio Medem’nin yönettiği ve Penelope Cruz, Luis Tosar, Asier Etxeandia ile Teo Planell’in oynadığı Ma Ma, 18 Aralık 2015’de Bir Film dağıtımıyla Bir Film tarafından vizyona çıkarılıyor.



Bir ilkokul öğretmeni olan Magda, meme kanserine yakalandığını öğrenir. Daha önce de yakalanıp iyileştiği hastalığın bu kez epeyce ilerlediği ortaya çıkar. Magda yaşadığı bu zor günlerde en yakınlarının neşesine güvenmektedir: Bunlar, 10 yaşındaki futbol delisi oğlu, bir türlü şarkı söyleyemeyen jinekoloğu ile karısını ve kızını bir kazada kaybeden ve Magda’nın hayatına aniden giriveren bir adamdır. Kendisine 6 aylık ömür biçildiği gün hamile olduğunu öğrenir ve kaderini değiştirmeye karar verir.

Mutlu Yıllar

Jessie Nelson’un yönettiği ve Alan Arkın, John Goodman, Ed Helms ile Diane Keaton’un oynadığı Mutlu Yıllar (Love The Coopers), 18 Aralık 2015’de The Moments Entertainment dağıtımıyla The Moments Entertainment tarafından vizyona çıkarılıyor.



Charlotte Cooper’in çok arzuladığı tek bir noel dileği vardı. Sevgili ailesine kusursuz bir Noel hatırası yaşatmak... Ancak dört kuşaklık Cooper ailesinin bir çatı altında toplanması kusursuzdan başka her şeye benziyordu. Konfor ve neşeli olmak yakalaması kolay bir şey değildi. Çok fazla kar yağacak, yiyecekler havalanacak ve beklenmedik bir grup misafir onlara katılacaktır.

MURAT TOLGA ŞEN

CİNERADAR köşesi sinema/TV eleştirmeni Murat Tolga Şen tarafından hazırlanmaktadır. Filmlere ait künye bilgileri Sadibey.com sitesinden, üstat Sadi Çilingir'in izniyle alınmaktadır.