GAF BAKAN'INDAN HASİP KAPLAN'A ORTA PARMAK HAREKETİ!
Meclis'te Uludere ile ilgili konuşma yapan vekiller arasında ilginç anlar yaşandı. Bunlardan bir tanesi Kaplan ve Şahin arasındaydı.
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, TBMM’de, 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin birinci maddesi üzerindeki milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Şahin, şehitlerin ikinci derecede yakınlarına da iş imkanı sağlanmasına yönelik yasal çalışmayı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile yürüttüklerini belirterek, “Şehit yakınları ve gazilerimize ilişkin iyileştirmeler şu anda hükümet tasarısı haline gelmek üzere bakanlık taslağı çalışması sonlanmış vaziyette” dedi. Şahin, “Kürsüye çıkıp öldürmekten, inerken vurmaktan, cümlelerini kurarken kandan, ölümden bahsetmeden duramayan, hayatı kan ve ölüm üzerine, düşüncesi kin, kan ve bölme üzerine inşa edilmiş milletvekilleri var” diye konuştu. BDP’li Hasip Kaplan, ayağa kalkarak Şahin’in sözlerine itiraz etti. Şahin, Kaplan’ın itirazları üzerine şöyle konuştu:
“Sus konuşma... Hesap vermesi gereken sensin, senin gibiler. Bu Meclis sizin iğrenç iftiralarınızı dinledi, iğrenç hareketlerinize tahammül ediyor bu devlet, bu millet. Oradaki ölümü anlamak için burayı anlamak lazım. Oradaki ölümü anlamak için bölücü terör örgütünü iyi anlamak lazım. Oradaki ölümün bir adım ötesi bölücü terör örgütüdür. Oradaki ölümün bir adımın ötesi Kandil’dir. Kandil’de dili kanlı insanlar vardır. Kandil’i bilmek lazım.”
Şahin, BDP’lilerin “hesabını vereceksiniz”
itirazlarına, “Ben hesabı veriyorum. Benim mahkemem var. Senin gibi halk mahkemesi değil, uydurma mahkeme değil. Bana şunun hesabını verin. Cenazeleri istismar ederek, ölümün üzerinden istismar yaparak üzerine örttüğünüz o bez parçasının hesabını ver bakayım bana, o lanet işaretlerin” diye konuştu.
BDP’li Özdal Üçer, Şahin’e, “JİTEM’i mi getireceksin? İnfaz mı edeceksiniz, faili mechul mü yapacaksınız?” dedi. Kaplan, Şahin’in sözlerini geri almasını istedi. Şahin şöyle dedi: “Ben her bildiğimi anlatırsam siz, yoktur gerçi utanma arlanma duygunuz ama bu Meclis’te duramazsınız. Ben sizi tehdit etmem, tehdit korkakların işidir, siz yapıyorsunuz onu. Siz Gülyazı’da, Diyarbakır’da, Şırnak’ta insanları tehdit ediyorsunuz.”
Şahin, şehitlerin ikinci derecede yakınlarına da iş imkanı sağlanmasına yönelik yasal çalışmayı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile yürüttüklerini belirterek, “Şehit yakınları ve gazilerimize ilişkin iyileştirmeler şu anda hükümet tasarısı haline gelmek üzere bakanlık taslağı çalışması sonlanmış vaziyette” dedi. Şahin, “Kürsüye çıkıp öldürmekten, inerken vurmaktan, cümlelerini kurarken kandan, ölümden bahsetmeden duramayan, hayatı kan ve ölüm üzerine, düşüncesi kin, kan ve bölme üzerine inşa edilmiş milletvekilleri var” diye konuştu. BDP’li Hasip Kaplan, ayağa kalkarak Şahin’in sözlerine itiraz etti. Şahin, Kaplan’ın itirazları üzerine şöyle konuştu:
“Sus konuşma... Hesap vermesi gereken sensin, senin gibiler. Bu Meclis sizin iğrenç iftiralarınızı dinledi, iğrenç hareketlerinize tahammül ediyor bu devlet, bu millet. Oradaki ölümü anlamak için burayı anlamak lazım. Oradaki ölümü anlamak için bölücü terör örgütünü iyi anlamak lazım. Oradaki ölümün bir adım ötesi bölücü terör örgütüdür. Oradaki ölümün bir adımın ötesi Kandil’dir. Kandil’de dili kanlı insanlar vardır. Kandil’i bilmek lazım.”
Şahin, BDP’lilerin “hesabını vereceksiniz”
itirazlarına, “Ben hesabı veriyorum. Benim mahkemem var. Senin gibi halk mahkemesi değil, uydurma mahkeme değil. Bana şunun hesabını verin. Cenazeleri istismar ederek, ölümün üzerinden istismar yaparak üzerine örttüğünüz o bez parçasının hesabını ver bakayım bana, o lanet işaretlerin” diye konuştu.
BDP’li Özdal Üçer, Şahin’e, “JİTEM’i mi getireceksin? İnfaz mı edeceksiniz, faili mechul mü yapacaksınız?” dedi. Kaplan, Şahin’in sözlerini geri almasını istedi. Şahin şöyle dedi: “Ben her bildiğimi anlatırsam siz, yoktur gerçi utanma arlanma duygunuz ama bu Meclis’te duramazsınız. Ben sizi tehdit etmem, tehdit korkakların işidir, siz yapıyorsunuz onu. Siz Gülyazı’da, Diyarbakır’da, Şırnak’ta insanları tehdit ediyorsunuz.”