Funda Eryiğit'ten sansür açıklaması: Canım yanıyor!
Yeşim Ustaoğlu’nun "Tereddüt" filmine yönelik sansür sonrası konuşan filmin başrol oyuncusu Funda Eryiğit, "Filmin sansürlü halini izlemek istemiyorum, canım yanıyor" dedi.
Yeşim Ustaoğlu’nun "Tereddüt" filmine yönelik +18 kısıtlaması ve sonrasında gelen sansüre ilişkin konuşan filmin başrol oyuncusu Funda Eryiğit, filmin son halini izlemek istemediğini söyledi.
Gökçe Pekhamarat’ın Başına Buyruk programına konuk olan Eryiğit, "Filmin sansürlü halini izlemek istemiyorum, canım yanıyor" dedi.
Filmin yönetmeni Yeşim Ustaoğlu, yaşananlara ilişkin Milliyet gazetesine verdiği röportajda şu ifadeleri kullanmıştı:
‘Tereddüt’, gösterime girdiği günden beri ‘sansür’ ve ‘otosansür’ tartışmaları sürüyor. Nedir işin aslı?
Bu bizim öngördüğümüz bir süreçti. Buradaki kavramları çok iyi yerine oturtup tartışmak gerekiyor. Otosansür, daha yazarken, çekerken, kurgularken “Bunu yapmamam gerekir” diye kendi kendinize koyduğunuz kettir. Ben otosansürle yıllardır savaşan, hiçbir filminde otosansür uygulamayan bir yönetmenim, ‘Güneşe Yolculuk’tan beri bilirsiniz. Burada da aynı mekanizma benim için çok önemliydi. Film bildiğim, istediğim şekilde yazıldı, yönetildi, kurgulandı ve sonuçlandı. Sonraki süreç neydi? Filmin +18 alma gibi bir problemle karşılaşması... Ve bunu da aldık zaten.
Yani bu bir tahmine karşı alınmış tedbir değil, +18 aldı film.
Tabii ki. Festivallerde gösterilmesi için eser işletme belgesi gerekiyor ve Antalya’da +18’i alarak gösterildi. Peki sonra ne olacak? Önümüzde bir sözleşme ve yönetmelik maddesi var. Nedir bu madde, vizyona girmeden önce eser işletme belgesi alımı sırasında +18 yaş sınırı alan film, aynı zamanda Kültür Bakanlığı’ndan yapım desteği almışsa, destek olarak aldığı bütçeyi -ki çoktan filme harcanmış, geri ödenmesi imkânsız bir bütçeden bahsediyoruz- geri ödemekle yükümlü. Bunun üzerine bir kez daha başvuruda bulunduk ve ince bir kısaltma yaptık. Bunu çok dikkatli konuşmamız gerekir; bir sahne çıkarmak gibi bir davranışa asla gitmedik. Bir iki plan içinde çok incelikli kısaltmayla, içeriği koruyarak yaş klasifikasyonunu bir nebze aşağıya indirebilecek bir yol izledik.
Şimdi +15 olarak gösteriliyor değil mi?
Şu anda mevcut iki kopyamız var, biri +15, diğeri +18. Bu bir vaka tabii, bir emsal belki. Bu tür bir durumla baş edebilme hali ki, yaptırımlarla mücadele etmek lazım aslında. Bu yönetmelik maddeleri herkesi başından itibaren zaten kıskacı altına alıyor, otosansür uygulamaya itekliyor. Düşünceye daha yapım aşamasında ket vurmaya neden oluyor. ‘Tereddüt’ için böyle bir durum geçerli değil. Bir diğer önemli olgu belki de, böyle yönetmelikler söz konusu olduğunda başından bunu tartışmak, buna hep birlikte karşı durmak. Yaratım özgür bir şeydir. Bunu bir şekilde zapturapt altına almak yaratımı öldürür, sığlaştırır. Buradan bir kazanç elde edemeyiz.
Gökçe Pekhamarat’ın Başına Buyruk programına konuk olan Eryiğit, "Filmin sansürlü halini izlemek istemiyorum, canım yanıyor" dedi.
Filmin yönetmeni Yeşim Ustaoğlu, yaşananlara ilişkin Milliyet gazetesine verdiği röportajda şu ifadeleri kullanmıştı:
‘Tereddüt’, gösterime girdiği günden beri ‘sansür’ ve ‘otosansür’ tartışmaları sürüyor. Nedir işin aslı?
Bu bizim öngördüğümüz bir süreçti. Buradaki kavramları çok iyi yerine oturtup tartışmak gerekiyor. Otosansür, daha yazarken, çekerken, kurgularken “Bunu yapmamam gerekir” diye kendi kendinize koyduğunuz kettir. Ben otosansürle yıllardır savaşan, hiçbir filminde otosansür uygulamayan bir yönetmenim, ‘Güneşe Yolculuk’tan beri bilirsiniz. Burada da aynı mekanizma benim için çok önemliydi. Film bildiğim, istediğim şekilde yazıldı, yönetildi, kurgulandı ve sonuçlandı. Sonraki süreç neydi? Filmin +18 alma gibi bir problemle karşılaşması... Ve bunu da aldık zaten.
Yani bu bir tahmine karşı alınmış tedbir değil, +18 aldı film.
Tabii ki. Festivallerde gösterilmesi için eser işletme belgesi gerekiyor ve Antalya’da +18’i alarak gösterildi. Peki sonra ne olacak? Önümüzde bir sözleşme ve yönetmelik maddesi var. Nedir bu madde, vizyona girmeden önce eser işletme belgesi alımı sırasında +18 yaş sınırı alan film, aynı zamanda Kültür Bakanlığı’ndan yapım desteği almışsa, destek olarak aldığı bütçeyi -ki çoktan filme harcanmış, geri ödenmesi imkânsız bir bütçeden bahsediyoruz- geri ödemekle yükümlü. Bunun üzerine bir kez daha başvuruda bulunduk ve ince bir kısaltma yaptık. Bunu çok dikkatli konuşmamız gerekir; bir sahne çıkarmak gibi bir davranışa asla gitmedik. Bir iki plan içinde çok incelikli kısaltmayla, içeriği koruyarak yaş klasifikasyonunu bir nebze aşağıya indirebilecek bir yol izledik.
Şimdi +15 olarak gösteriliyor değil mi?
Şu anda mevcut iki kopyamız var, biri +15, diğeri +18. Bu bir vaka tabii, bir emsal belki. Bu tür bir durumla baş edebilme hali ki, yaptırımlarla mücadele etmek lazım aslında. Bu yönetmelik maddeleri herkesi başından itibaren zaten kıskacı altına alıyor, otosansür uygulamaya itekliyor. Düşünceye daha yapım aşamasında ket vurmaya neden oluyor. ‘Tereddüt’ için böyle bir durum geçerli değil. Bir diğer önemli olgu belki de, böyle yönetmelikler söz konusu olduğunda başından bunu tartışmak, buna hep birlikte karşı durmak. Yaratım özgür bir şeydir. Bunu bir şekilde zapturapt altına almak yaratımı öldürür, sığlaştırır. Buradan bir kazanç elde edemeyiz.