FLAŞ...FLAŞ...FLAŞ..MEHMET ALİ YILMAZ MEDYAYA DÖNÜYOR!!! ÜNLÜ İŞADAMI HANGİ GAZETEYİ SATIN ALDI?
1983-89 yılları arasında Güneş Gazetesi'nin sahibi olan ünlü işadamı Mehmet Ali Yılmaz, Sabah Gazetesi'nden Şebnem Akson'a "Nereden girdim bu işlere" diyerek ayrıldığı medyaya yeniden dönme kararı aldığını açıkladı.
Sabah Gazetesi'nin Cumartesi ekinde Şebnem Akson, Trabzonlu ünlü işadamı ve bir dönemin ünlü medya patronu Mehmet Ali Yılmaz ile bir röportaj gerçekleştirdi.Çocukken evinin üst katından betona kafa üstü çakıldığını anlatan Mehmet Ali Yılmaz'la futbol,medya ve Sibel Bilgiç'le olan beraberliği üzerine yapılan röportajda Yılmaz medyaya döneceğini şöyle açıkladı:
- Medya dünyasına küs müsünüz?
- Onları zorlayacak herhangi birini oraya sokmamak için karşılarına geçip, dost görünerek kuyunu kazarlar, bir güzel paketlerler seni. Hiç anlamazsın bile.
- Medya patronu olarak kendinizin nasıl bir portre çizdiğinize inanıyorsunuz?
- '80'li yıllarda bu mücadeleyi veren bendim. Gazetesi olan, bankası olan, inşaat şirketi olan, vergi rekortmeni, 30 yaşlarında, civa gibi adam... Mühendis, Haydarpaşalı ayrıca. Ben ortalığı karıştırırken, yavaş yavaş hepsi beni davetlerine çağırıp, hiç çaktırmadan ufak ufak beni öyle hırpaladılar ki, kendi kendime, 'ben bunlardan kurtulayım' dedim. 'Nereden girdim bu işlere?' dediğim oldu ve bunu açıkça söyleyemedim. Korkumu belli etmedim. Korksak bile Keşanlı Ali gibi içimizde kalmıştır. 80 sonrası öyle bir ortamdan geçtik. İhtilal sonrası gazetecilik çok iyi bir boyutta değildi. Ben o dönemde geldim. Babıâli çalışanlarının yüreklerine su serptim. O gazeteden bu gazeteye geçmenin transferlerin de olabileceğini gösterdim. Onların mesleki haysiyetini yücelttim gibi geliyor bana. Sonra Süleyman Bey'in gel siyaset yapalım teklifine evet dedim.
- Geri dönecek misiniz?
- Trabzon'da yerel bir gazete var, Karadeniz. Onu bana sattılar. Bir yer aldık, bina yaptık derken radyo, televizyon ve gazete oldu, tabii bölgesel olarak. Ben İstanbul'dayım, ama medyaya İstanbul'dan dönmeyeceğim. Trabzon'dan döneceğim. Ben biraz tembel adamım dedim ya, zamanı tam netleştiremiyorum daha.
- Medya dünyasına küs müsünüz?
- Onları zorlayacak herhangi birini oraya sokmamak için karşılarına geçip, dost görünerek kuyunu kazarlar, bir güzel paketlerler seni. Hiç anlamazsın bile.
- Medya patronu olarak kendinizin nasıl bir portre çizdiğinize inanıyorsunuz?
- '80'li yıllarda bu mücadeleyi veren bendim. Gazetesi olan, bankası olan, inşaat şirketi olan, vergi rekortmeni, 30 yaşlarında, civa gibi adam... Mühendis, Haydarpaşalı ayrıca. Ben ortalığı karıştırırken, yavaş yavaş hepsi beni davetlerine çağırıp, hiç çaktırmadan ufak ufak beni öyle hırpaladılar ki, kendi kendime, 'ben bunlardan kurtulayım' dedim. 'Nereden girdim bu işlere?' dediğim oldu ve bunu açıkça söyleyemedim. Korkumu belli etmedim. Korksak bile Keşanlı Ali gibi içimizde kalmıştır. 80 sonrası öyle bir ortamdan geçtik. İhtilal sonrası gazetecilik çok iyi bir boyutta değildi. Ben o dönemde geldim. Babıâli çalışanlarının yüreklerine su serptim. O gazeteden bu gazeteye geçmenin transferlerin de olabileceğini gösterdim. Onların mesleki haysiyetini yücelttim gibi geliyor bana. Sonra Süleyman Bey'in gel siyaset yapalım teklifine evet dedim.
- Geri dönecek misiniz?
- Trabzon'da yerel bir gazete var, Karadeniz. Onu bana sattılar. Bir yer aldık, bina yaptık derken radyo, televizyon ve gazete oldu, tabii bölgesel olarak. Ben İstanbul'dayım, ama medyaya İstanbul'dan dönmeyeceğim. Trabzon'dan döneceğim. Ben biraz tembel adamım dedim ya, zamanı tam netleştiremiyorum daha.