FLAŞ...FLAŞ...FLAŞ...'HÜRRİYET'İN GÜLEN YÜZÜ'NÜ AĞLATTILAR!..32 YIL EMEK VERDİĞİ HÜRRİYET'TEN ÇIKARTILAN ÜNLÜ GAZETECİ DUYGULARINI HÜRWEB'E NASIL DÖKTÜ?..İŞTE O DUYGU YÜKLÜ VEDA MEKTUBU!..
50 yıllık meslek yaşamının 32 yılını Hürriyet Gazetesi'nde geçiren,Abdi İpekçi'leri,Çetin Emeç'leri yakından tanıyan,yarım yüzyıllık meslek yaşamı boyunca yüzlerce kitabı Türkçe'ye kazandıran gazeteci Azize Bergin Hürriyet'ten çıkartıldı...
50 yıllık meslek hayatını "Babıali'de Topuk Tıkırtıları" adlı kitapta toplayan usta gazeteci Azize Bergin Şubat 2004'te Milliyet Gazetesi'nden Elif Korap'la yaptığı röportajda "Seneye Hürriyet'te 30'uncu yılımı kutlayacağım. Tabii bu kitaptan sonra kovulmazsam!" demişti.O zaman kovulmadı,ancak 2 yıl sonra tensikatın kurbanı oldu.İşte Azize Bergin'in hürweb'de tüm Hürriyet çalışanlarına hitaben yazdığı duygu yüklü veda mektubu:
"Sevgili kızlarım, oğullarım, abilerim, kardeşlerim.
Hatırlarsanız, sizlere bu köşeden bir kez daha seslenmiştim. Hürriyet'te otuz yılımı doldrdum diye bana bir gümüş tabak, bir gazete ve de bir teşekkür belgesi verilmiş ve sizler de beni ne kadar çok sevdiğinizi, alkışlarınızla, sevgi gösterilerinizle belli etmiştiniz. O gece, kürsüde heyecandan ve şaşkınlıktan donup kalmıştım. Doğrusu sizlerin beni bu kadar çok sevdiğinizi bilmiyordum. Ve işte şimdi gene ekran başındayım. Bu kez amacım teşekkürden çok veda etmek. Elbette bunca yıl bana gösterdiğiniz ilgi ve sevgiye nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Ama ne yazık ki, sizlerden ayrılmam istendi.
Tabii insan kendini doğru dürüst teşhis edemiyor. Ben müesseseye yararlı omak için canla başla çalıştığımı düşünürken başkaları benim yararlı olmadığımı ve de tıpkı ölümü yaklaşan eskimo kadınlarının yaptıkları gibi bir köşeye çekilip ölümü beklememi istemişler. Demek ki, ben yanılmışım.Kimseye hiç bir şey söylemek istemiyorum. Duygularımı kızım dahil hiç kimseyle paylaşmayacağım. Benimle yapılan bir röportajda adını şu anda hatırlayamadığım bir meslektaşınız benim için 'Hürriyet'in gülen yüzü' demişti. Evet ,ben sizin belleklerinizde bir 'gülen yüz' olarak yaşamak istiyorum. Canlarım, bu veda mektubunu yazmak benim için hiç de kolay olmadı. Otuz iki yıllık hizmetimin bir dakika içinde silinebileceğini
düşünmemiştim, Yanılmışım. Şimdi hepinizi kucaklıyorum, hepinize sonsuz başarılar diliyorum. Nerede olursak olalım, birbirimizi hiç unutmayalım. Bir başka mekanda buluşmak üzere.
Azize Bergin
MEDYARADAR-ÖZEL
"Sevgili kızlarım, oğullarım, abilerim, kardeşlerim.
Hatırlarsanız, sizlere bu köşeden bir kez daha seslenmiştim. Hürriyet'te otuz yılımı doldrdum diye bana bir gümüş tabak, bir gazete ve de bir teşekkür belgesi verilmiş ve sizler de beni ne kadar çok sevdiğinizi, alkışlarınızla, sevgi gösterilerinizle belli etmiştiniz. O gece, kürsüde heyecandan ve şaşkınlıktan donup kalmıştım. Doğrusu sizlerin beni bu kadar çok sevdiğinizi bilmiyordum. Ve işte şimdi gene ekran başındayım. Bu kez amacım teşekkürden çok veda etmek. Elbette bunca yıl bana gösterdiğiniz ilgi ve sevgiye nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Ama ne yazık ki, sizlerden ayrılmam istendi.
Tabii insan kendini doğru dürüst teşhis edemiyor. Ben müesseseye yararlı omak için canla başla çalıştığımı düşünürken başkaları benim yararlı olmadığımı ve de tıpkı ölümü yaklaşan eskimo kadınlarının yaptıkları gibi bir köşeye çekilip ölümü beklememi istemişler. Demek ki, ben yanılmışım.Kimseye hiç bir şey söylemek istemiyorum. Duygularımı kızım dahil hiç kimseyle paylaşmayacağım. Benimle yapılan bir röportajda adını şu anda hatırlayamadığım bir meslektaşınız benim için 'Hürriyet'in gülen yüzü' demişti. Evet ,ben sizin belleklerinizde bir 'gülen yüz' olarak yaşamak istiyorum. Canlarım, bu veda mektubunu yazmak benim için hiç de kolay olmadı. Otuz iki yıllık hizmetimin bir dakika içinde silinebileceğini
düşünmemiştim, Yanılmışım. Şimdi hepinizi kucaklıyorum, hepinize sonsuz başarılar diliyorum. Nerede olursak olalım, birbirimizi hiç unutmayalım. Bir başka mekanda buluşmak üzere.
Azize Bergin
MEDYARADAR-ÖZEL