"FİKİR TARTIŞMASINA VARIM AMA KAHPELİĞE HAYIR!...." MÜCAHİT AHMET HAKAN VAKİT GAZETESİ'NE NASIL VERYANSIN ETTİ?..

Şevket Kazan ile yapılan söyleşide, Kazan'ın sözlerini çarpıttığı iddia edilen Vakit'in zamanında kendi sözlerini de çarpıttığını söyleyen Hakan bakın neler dedi:

Şevket Abi´ye de mi lolo


Hz. Muhammed, dost düşman herkes tarafından "Emin" diye bilinirdi...

Bunlar ise dost düşman herkes tarafından "Acaba bize bir yamuk gelir mi?" tedirginliğiyle anılıyorlar.

Hz. Muhammed, inananı da inanmayanı da karakterine meftun bırakırdı.

Bunlar ise dost düşman herkes tarafından derin bir tiksinti duygusuyla anılıyorlar...

Hz. Muhammed, "Güzel ahlákı tamamlamak" için gönderilmişti.

Bunlar ise Allah adına en galiz küfürleri etme yarışında hep birinci oluyorlar.

Hz. Muhammed, "Düşmana karşı bile adil olmayı" ölçü olarak almıştı...

Bunlar ise bırakın düşmanı, dosta karşı bile adil olmuyorlar.

Hz. Muhammed, "O dediyse doğrudur" cümlesinin kahramanıydı...

Bunlar ise "Yazdıysa yalandır" cümlesinin kahramanı...

Hz. Muhammed, "Nefret ettirmeyin/Sevdirin" diyordu...

Bunlar ise "Aman Sevdirmeyelim/Nefret ettirelim" diye tepiniyorlar...

İşin en hazin tarafı ise şu:

2008 yılında şu Türkiye denilen memlekette "Peygamber yolunun yolcusu" olmak bunlara kalmış!

* * *

Ben Kanal 7´deyken...

Yani ortada "döneklik", "eyyamcılık", "Nişantaşılılık", "Karşı tarafa yaranma" gibi hayal kırıklıklarının esamisi bile okunmazken...

Şu "Vakit" denilen gazete, bana, yani dönemin "Mücahit Ahmet Hakan´ı"na bile yamuk yapmaktan zerre kadar çekinmemişti...

Benimle yaptıkları röportajı, söylemediklerimi ekleyerek, söylediklerimi çıkararak yayınlamışlardı.

Yani...

Dönemin en mücahidine karşı bile cihat etmişlerdi...

O zamanlar şöyle demiştim:

"Ulan bunlar bana bile bunu yapıyorlarsa, kim bilir başkalarına neler yapmıyorlardır?"

O gün bugündür manşetten astıkları adam Bedri Baykam ya da Vural Savaş bile olsa acırım...

Çünkü benim açımdan ilke şudur: Bedri Baykam´la ya da Vural Savaş´la fikir mücadelesine evet... Ama kahpeliğe hayır!

* * *

Ve bugün görüyorum ki...

Bunlar kendilerini "İslam davasının yılmaz mücahidi" olarak gördükçe ve İslam davasının içinden bir tek kul çıkıp da "Gidin işinize... Bu dava size mi kaldı?" diyerek asasını kaldırmadıkça...

Bu adamlar adına cihat dedikleri, gerçekte ise "İslam karşıtı propaganda" olarak algılanan kirli faaliyetlerine devam edecekler.

İşte bakın:

Son kurban kim?

40 yılın Milli Görüşçüsü, ömrünü "dava"ya adamış, benim gibi "dönek" falan da olmamış Şevket Kazan...

Adamlar Şevket Kazan´a bile yamuk yapmaktan çekinmeyecek denli kuldan utanmaz, Allah´tan korkmaz olmuşlar...

Şevket Kazan, "Sözlerimi çarpıtmışlar/Ben öyle demedim" diyerek soluğu mahkeme kapılarında alıyor...

Peki Vakit denilen gazete ne yapıyor?

Ne yapacak? Şevket Kazan´ı itham ediyor...

Demek istiyorlar ki:

"Biz burada kafirlere karşı mücadele ediyoruz... Ne olmuş yani Şevket Abi´nin söylediklerini biraz çarpıttıysak... Allah rızası için savaşırken böyle şeyler olur... Ayrıca Şevket Abi´nin yaptığı da iş mi? Mırın kırın ederek karşı tarafa koz verilir mi?"

* * *

Söylemekten yoruldum... Ama bir kez daha söyleyeceğim:

Kabahat, bu muazzam arsızlık ve p