Feyzioğlu'ndan Danıştay krizi açıklaması: Başbakan başka cümle bulmalı!

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Ankara'daki Türkiye Barolar Birliği'nde bir basın toplantısı düzenledi.

Metin Feyzioğlu basın açıklamasında Danıştay Kuruluş Yıldönümü törenlerinde meydana gelen olaylara ilişkin görüşlerini açıkladı.

Metin Feyzioğlu'nun basın toplantısından satır başları şöyle:

"Bu şartlarla da olsa hoşgeldiniz demek istiyorum. Bugün gururla kutlamaya çalıştığımız toplantı için gittik. Türkiye ve dünya bir ilkle karşılaştı. Toplantıda sayın Başbakan samimiyetle söylüyorum anlaşılamayan kişsel bir tavırla edepsiz ve yalan gibi sözlerle itham etti.

Şahsıma değil yargının kurucu unsuru olan Barolar Birliği içinde bulunduğum için yargıya sarf etti. Üzüldük, şaşırdık. Hangi cümle, hangi paragraf Başbakan'ı söylediği sözleri duymayacak hale getirdi acaba dedik.

Yılda iki kez savunma konuşması yapıyoruz. İnsan ihlallerinden söz ediyoruz, yılda 2 kere izin veriliyor buna. 7 gün 365 gün televizyon düğmesini her çevirdiğimizde siyasiler, Başbakan çıkıyor ama biz öyle değiliz. Kuşkusuz bir kısım sözümüzün karşılığı da iktidar olacak ama yapıcı kelimelerle aktarıyoruz, açıklıyoruz. Bu kadar yapıcı usluba tahammülsüzlük gösterilmesi anlaşılamamaktadır. Kurumsal iş birliği gerek diyoruz. Gelin kutuplaşmadan kaynaklanan yaraları saralı diyoruz ve önce yapılanlar için iyi olduklarını düşündüklerimiz için teşekkür ediyoruz; buna rağmen sövüldük sayıldık. Cumhurbaşkanı'nın şu ana kadar sessizliğini de üzüntüyle karşıladığımı belirtmek isterim. Sövülen sayılan sözlerin desteklendiği anlamına mı geliyor yoksa bize mi ulaşılamadı bilmiyorum.


Pozitif ayrımcılıktan söz ettik. "Gereğini yapın" dedik, demeyecek miyiz? Bana şu sözleri hak ettiğimi söyleyin. Ben gerçekten birilerine 'edepsizlik yapıyor' demeyi kendimize yakıştırmayız. O yüzden konuşmanın başından sonuna dayandırdığımız, bizim sorunumuz iletişimsizlik sorunlarıdır dememiz ne kadar doğruymuş ortaya çıktı. Erdoğan ayağa kalktı. O sırada duyuyorum: Cumhurbaşkanı Gül, “Oturun zaten bitti” dedi. Erdoğan ardından kürsüye hamle yaptı, Cumhurbaşkanı kolundan tuttu ve o sırada hakaretler devam ediyordu.

"İKİ DUDAK ARASINDAKİ SÖZLE HAREKET ETMESİNLER DEDİK"
1 Mayıs yasağını hukuka aykırı olduğunu söylemeyecek miyim? Başbakan öyle görmeyebilir ama bu bizim düşüncemiz ve Anayasaya dayanıyor. 2011’de kutlamaları açmanın ne kadar doğru olduğunu kendi söylerken biz alkışlıyorduk. "Yasaklama polisle vatandaşın karşı karşıya gelmesini sağlıyor" dedik. Yasak sebebiyle bu iklim doğuyor dedik. Polislere özlük hakkı güvencesini verelim ki polisler hayır deme hakkını elde edebilsinler. 'İki dudak arasındaki sözle hareket etmesinler' dedik.

"BİZ DE Mİ SÖYLEMEYECEĞİZ"

Başbakan’ın hakaretlerle ayağa kalkması ve yürümesi ile Van deprem açıklamasının arasında 10 dakika var. O sıra ayağa kalkmadı. Yarın sabaha kadar 3-4 saat sürdüğü iddia edilen konuşma 50 dakika sürmüştür. Süre 45 dakikadır. Ne kadar az hukuksuzluk yapılırsa bizim de konuşma süremiz o kadar azalır. Seneye daha az hukuksuzluk yapsınlar biz de çıkalım günümüz kutlu olsun diyelim inelim. Danıştay Başkanı bazı hukuksuzlukları görmezden geldi veya söylemedi diye biz de söylemeyecek değiliz.

'Devlet yıkılan konutların yerine mal sahiplerine konut verdi' dedik. Sonra kalan konutların bir kısmını da kiracılara kurayla tahsis etti. Afyon konuşmasına baktım Sayın Başbakan da aynı şeyi söylemiş. Bakın buraya kadar yalan yok. Bu konuşmada devlet konutu yapmadın yok, elini uzatmadın yok. "70 kadar aile var" dedik, "Konut tahsis edilsin istiyorlar" dedik. "Biz de sizlere yapacağınızı inanıyoruz" dedik. Paralel devletle mücadele! El insaf. Devlet içerisinde gayrı meşru yapılanma var diyorsunuz. Biz ne gerekiyorsa destek verelim ama lütfen savunma refleksiyle hukuka aykırı düzenlemeler yapmayın. Çünkü bu düzenlemeler canavarlar yaratıyor. Bu bir uyarı hem de yapıcı bir uyarı kusura bakmayın bizim bunları söylemek görevimiz. Gezi’de ölenlerin acısını taşıyoruz diyemeyecek miyiz? Bunun acısını yaşarsın, söylediğimiz bu. 'Gelin çözelim' dedik."

Ben şunu bekliyorum şimdi. İnsanlar okumadan saldırıya geçtiler. Anlamımıza yardımcı olun. Hangi satırı edepsizliktir, hakarettir. Uludere’den söz etmemiz, takipsizlik kararını anlamadığımızı söylemek mi edepsizlik. Faili meçhuller bulunsun demek ki edepsizlik
Gelin çözüm bulalım derken kıyamet kopmuştur. Bana yalan ve hakaret içeren cümleyi bulun cevap vereceğim.

"DANIŞTAY İLE POLEMİĞE GİRMEM"
Danıştay ile polemiğe girmem. Neden bu zamana kadar cevap vermediği belirlendi. Objektif gözlükle okuması lazım. Danıştay’ın karar verirken objektif gözlüğü taktığına inanmak isteriz. Danıştay’ın görevi tarafsız kalabilmektir. Konuğuna edepsiz, yalancı diyen kişi Başbakan da olsa yanında olmak değildir. Danıştay’ın Başbakan'a “Neden bu cümleleri kurdunuz” demesini beklerim. 'Yalancı', 'edepsiz' kelimeleri Danıştay Başkanı'na göre hakaret değilse bir şey diyemem.

ERDOĞAN’IN “TİYATRO YAPTI” SÖZLERİ
Erdoğan da konuşmasını daha önceden hazırlıyor, biz ona tiyatro yapıyor demiyoruz. Evet konuşmam daha önceden hazırlanmıştı.

"BAŞBAKAN BAŞKA CÜMLE BULMALI ARTIK"

Hukuki her konuda Başbakan ney hoşuna gitmiyorsa “Cübbeni çıkar “diyor. Cübbemizi onurla taşırız. Bana bu konuşmada siyaset içeriğini bulsunlar, göstersinler. “Cübbeni çıkar” cübbesi miadını doldurmuştur. Başbakan artık başka bir cümle bulmalı. Ülkemin Başbakanı'na hiçbir şekilde kabul etmesek ve aynı seviyede cevap vermeyi ret etsek de bu konuda dava açmayı doğru bulmam. Bu olay milletin gözünün önünde cereyan etmiştir.
Millet kimin ne dediğini sanırım görmüştür, bize bu yeter."