FETHULLAH GÜLEN'LE RANDEVUSUZ GÖRÜŞEN NURAY BAŞARAN'I HANGİ YAZAR KISKANDI?..
Efendim, yazar kızı ile tatil için New York´a gitmiş. Ama biz gazeteci milleti illetizdir, tatil matil dinlemeyiz. İçimizdeki kurtlar her yerde kıpırdanır.
Fethullah Gülen´le hangi gazeteci randevusuz görüştü?
Çarşamba günü Referans´ta Nuray Başaran´ın yazısını okuyunca aldı beni bir kıskançlık. Başaran uzun zamandır benim yapmak istediğim bir şeyi nasıl başardığını anlatıyordu.
Efendim, Referans Gazetesi yazarı kızı ile tatil için New York´a gitmiş. Ama biz gazeteci milleti illetizdir, tatil matil dinlemeyiz. İçimizdeki kurtlar her yerde kıpırdanır. Nuray Hanım´ın da kurtları onu rahat bırakmamış ve `hazır New York´a kadar gitmişken Fethullah Hoca´yı görmeye neden gitmiyorum?´ diye düşünmüş. Bir araba ayarlamış. Ver elini Pennsylvania, Hocaefendi´nin çiftliği.
Şehre vardığında (elinde kaba bir tarif varmış bir şekilde) sora sora bulmuş evi. Kapıyı çalmış ama randevusu yok. Kapıdaki `çocuklar´ beklendiği üzere "Hocaefendi çok yoğun, sağlık sorunları da var. Mümkün değil, görüşemezsiniz" deseler de karşılarında bir demirlady görünce teslim bayrağı çekmişler. Sonunda Fethullah Hoca´ya haber salınmış.
Türkiye´den gelen bir gazetecinin kapıda beklediğini duyan Hoca görüşme talebine olumlu yanıt vermiş. Nuray Hanım akşam yemeğinin ardından buyur edilmiş. Röportaj yapmamışlar ama 1 saat 15 dakika sohbet etmişler.
Bu yazıyı okur okumaz cemaate yakın birkaç tanıdığımı aradım. Söylediklerine göre Nuray Hanım bir süredir Hoca´dan randevu talep ediyormuş. Ama bir türlü alamıyormuş. Yani ABD´ye giderken elinde randevu olmasa da Hoca ile görüşme düşüncesi varmış aklında.
Çarşamba günü Referans´ta Nuray Başaran´ın yazısını okuyunca aldı beni bir kıskançlık. Başaran uzun zamandır benim yapmak istediğim bir şeyi nasıl başardığını anlatıyordu.
* * *
Efendim, Referans Gazetesi yazarı kızı ile tatil için New York´a gitmiş. Ama biz gazeteci milleti illetizdir, tatil matil dinlemeyiz. İçimizdeki kurtlar her yerde kıpırdanır. Nuray Hanım´ın da kurtları onu rahat bırakmamış ve `hazır New York´a kadar gitmişken Fethullah Hoca´yı görmeye neden gitmiyorum?´ diye düşünmüş. Bir araba ayarlamış. Ver elini Pennsylvania, Hocaefendi´nin çiftliği.
* * *
Şehre vardığında (elinde kaba bir tarif varmış bir şekilde) sora sora bulmuş evi. Kapıyı çalmış ama randevusu yok. Kapıdaki `çocuklar´ beklendiği üzere "Hocaefendi çok yoğun, sağlık sorunları da var. Mümkün değil, görüşemezsiniz" deseler de karşılarında bir demirlady görünce teslim bayrağı çekmişler. Sonunda Fethullah Hoca´ya haber salınmış.
* * *
Türkiye´den gelen bir gazetecinin kapıda beklediğini duyan Hoca görüşme talebine olumlu yanıt vermiş. Nuray Hanım akşam yemeğinin ardından buyur edilmiş. Röportaj yapmamışlar ama 1 saat 15 dakika sohbet etmişler.
* * *
Bu yazıyı okur okumaz cemaate yakın birkaç tanıdığımı aradım. Söylediklerine göre Nuray Hanım bir süredir Hoca´dan randevu talep ediyormuş. Ama bir türlü alamıyormuş. Yani ABD´ye giderken elinde randevu olmasa da Hoca ile görüşme düşüncesi varmış aklında.
* * *
Gerisi ise aynen Başaran´ın yazdığı gibi olmuş. Yani bekleyen değil harekete geçen derviş muradına ermiş. Bu yazıdan sonra Hoca Efendi´nin Türk basınından "tanrı misafirleri" artacak gibi görünüyor.
NAGEHAN ALÇI / AKŞAM