FETHULLAH GÜLEN'İN MEKTUBU AHMET HAKAN'A NASIL,NEREDEN VE NİÇİN GELDİ?
"Star Haber'i Uğur Dündar'la birlikte kotaran Yılmaz Özdil bundan hazzedecek mi bakalım?"
Yılmaz Özdil bundan hazzedecek mi bakalım?
Uğur Dündar gerçek ve sorumlu bir aydınmış. Cesur ve demokratmış. Evrensel insan haklarının savunucusuymuş. Civanmert bir insanmış. Onun için "vefa" İstanbul'da bir semt adı değilmiş. Nesiller boyu örnek alınacak hasletlere sahipmiş.
Mutlaka öyledir.
De...
Ahmet Hakan kardeşime bütün bunlar nerden / nasıl / niçin malum olmuş?
Şappadak dercetmek gerekirse; bunları, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin vaktiyle Uğur Dündar'a yazdığı bir "mektuptan" çıkarmış.
Biraz enteresan bir çıkarsama yapmış tabii.
"Hava günlük güneşlik..." ifadesinden; "BİR: Hava, İKİ: Günlük, ÜÇ: Güneşlik..." sonucu çıkarırcasına "metne" yaklaşmış.
Çünkü anlatımı güçlü kılmak adına aynı cümle içinde ardı ardına belirtilen "hususiyetleri" ayrı maddeler halinde sunmanın başka bir izahı yok.
Uğur Dündar hakkında "ALTI" (rakamla 6) madde halinde topladığı özelliklerin "İKİ"nci maddesine, "Uğur Dündar cesur ve demokrattır", "ÜÇ"üncü maddesine "Uğur Dündar evrensel insan haklarının savunucusudur" ifadesini yerleştirmiş.
Tuhaf değil mi?
Evrensel insan haklarını savunmadan demokrat olunabilirmiş sanki!
Tuhaf ama itiraf edelim; isabet buyurmuş.
Çünkü burası Türkiye!
Bir insanı "demokrat" diye tanımlamanız kifayet etmez çoğu zaman.
Darbe karşıtı diye de hasseden ilave edilmeli.
En azından, "Hem demokrat, hem de darbe karşıtı" demek gerek.
Yoksa "demokrat" dediğiniz adamın altından zıpkın gibi bir Ergenekoncu veya "Her şey hukuktan ibaret değil" diyen darbesevici bir Ertuğrul Özkök çıkabilir!
İmdi, "Kardeşime bütün bunlar birdenbire nerden / nasıl / niçin malum olmuş?" sorumuzun "nasıl" kısmına gelebiliriz.
Zira "nerden" kısmını biraz önce dilimizin döndüğünce anlatmaya çalışmıştık.
Hulasa edecek olursak: Uğur Dündar'ın meziyetlerini 6 madde halinde köşesinde dillendirmişti.
Her normal insanda olması gereken özellikler işte.
Yanlış anlaşılmasın; "her normal insan..." ifadesi, ilk 5 maddeyi kapsıyor. Son maddede belirtilen, "Uğur Dündar nesiller boyu örnek alınacak hasletlere sahiptir" özelliğini kapsamaz.
Nesiller boyu örnek alınacak hasletlerinin neler olduğunu zaten bilemiyorum.
Karine yoluyla gidecek olursak; Konya'daki hasta bir çocuğun testis haberi veya gariban bir adamın intiharına neden olan "soruşturmacı gazeteciliği" örnek alınacak hasletleri arasında değildir mutlaka.
"Her normal insanda olması gereken özelliklerden" farklı olarak, "merdivenaltı üreticileri"nin korkulu rüyası kastedilmiş olabilir. Bilemiyorum!
Neyse artık, biz işin "nasıl" kısmına zıplayalım:
Ahmet Hakan mezkur mektubu nasıl elde etmiş?
Daha önce herhangi bir şekilde yayımlanmış bir mektup mu bu; yoksa dalağını teşrih masasına yatırdığı "Arena" programı vesilesiyle Uğur Dündar'dan bizzat mı edinmiş?
"Neden" ve "nasıl"dan sonra geldik mi işin "niçin" kısmına!
Lakin "niçin" kısmı biraz sevimsiz!
İşin içine "dalak" falan giriyor.
Şu dalak mevzuu da bana adi bir ispiyonculuktan başka bir şey çağrıştırmıyor!
Kimsenin iç organları bir hobi olarak bile merak etmediğim için böyle adi /şerefsiz bir tecessüsü anlamam mümkün değil.
Emin Çölaşan'ın "Sakıncalı Gazeteci" adlı kitabında, Ahmet Hakan'ın şarap yerine kola içtiğini faş etmesini anlayamadığım gibi.
"Şist, alooo! Beni kovup, kendisinden iki adam ürettiğiniz adamınız şarap içiyorum ayaklarına kola içiyor!..." yollu bir "jurnal" üretmek nasıl kasabalı bir tecessüstür arkadaş?!
"Niçin" sorusunun "dalaksız" yanına gelelim şimdi.
Uğur Dündar'ın meziyetlerini durduk yere sayıp dökme ihtiyacı niçin duyulmuş?
Hazrete çakmayı "dini spor" haline getirenlere haddini bildirmek için mi?
Bakın işte sizin "din" adına çaktığınız adamı, "dini bir kanaat önderi" yere göğe sığdıramıyor, mu demek istiyor?
İyi de, Star Haber'i Uğur Dündar'la birlikte kotaran Yılmaz Özdil bundan hazzedecek mi bakalım?
Salih Tuna/YENİ ŞAFAK
Uğur Dündar gerçek ve sorumlu bir aydınmış. Cesur ve demokratmış. Evrensel insan haklarının savunucusuymuş. Civanmert bir insanmış. Onun için "vefa" İstanbul'da bir semt adı değilmiş. Nesiller boyu örnek alınacak hasletlere sahipmiş.
Mutlaka öyledir.
De...
Ahmet Hakan kardeşime bütün bunlar nerden / nasıl / niçin malum olmuş?
Şappadak dercetmek gerekirse; bunları, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin vaktiyle Uğur Dündar'a yazdığı bir "mektuptan" çıkarmış.
Biraz enteresan bir çıkarsama yapmış tabii.
"Hava günlük güneşlik..." ifadesinden; "BİR: Hava, İKİ: Günlük, ÜÇ: Güneşlik..." sonucu çıkarırcasına "metne" yaklaşmış.
Çünkü anlatımı güçlü kılmak adına aynı cümle içinde ardı ardına belirtilen "hususiyetleri" ayrı maddeler halinde sunmanın başka bir izahı yok.
Uğur Dündar hakkında "ALTI" (rakamla 6) madde halinde topladığı özelliklerin "İKİ"nci maddesine, "Uğur Dündar cesur ve demokrattır", "ÜÇ"üncü maddesine "Uğur Dündar evrensel insan haklarının savunucusudur" ifadesini yerleştirmiş.
Tuhaf değil mi?
Evrensel insan haklarını savunmadan demokrat olunabilirmiş sanki!
Tuhaf ama itiraf edelim; isabet buyurmuş.
Çünkü burası Türkiye!
Bir insanı "demokrat" diye tanımlamanız kifayet etmez çoğu zaman.
Darbe karşıtı diye de hasseden ilave edilmeli.
En azından, "Hem demokrat, hem de darbe karşıtı" demek gerek.
Yoksa "demokrat" dediğiniz adamın altından zıpkın gibi bir Ergenekoncu veya "Her şey hukuktan ibaret değil" diyen darbesevici bir Ertuğrul Özkök çıkabilir!
İmdi, "Kardeşime bütün bunlar birdenbire nerden / nasıl / niçin malum olmuş?" sorumuzun "nasıl" kısmına gelebiliriz.
Zira "nerden" kısmını biraz önce dilimizin döndüğünce anlatmaya çalışmıştık.
Hulasa edecek olursak: Uğur Dündar'ın meziyetlerini 6 madde halinde köşesinde dillendirmişti.
Her normal insanda olması gereken özellikler işte.
Yanlış anlaşılmasın; "her normal insan..." ifadesi, ilk 5 maddeyi kapsıyor. Son maddede belirtilen, "Uğur Dündar nesiller boyu örnek alınacak hasletlere sahiptir" özelliğini kapsamaz.
Nesiller boyu örnek alınacak hasletlerinin neler olduğunu zaten bilemiyorum.
Karine yoluyla gidecek olursak; Konya'daki hasta bir çocuğun testis haberi veya gariban bir adamın intiharına neden olan "soruşturmacı gazeteciliği" örnek alınacak hasletleri arasında değildir mutlaka.
"Her normal insanda olması gereken özelliklerden" farklı olarak, "merdivenaltı üreticileri"nin korkulu rüyası kastedilmiş olabilir. Bilemiyorum!
Neyse artık, biz işin "nasıl" kısmına zıplayalım:
Ahmet Hakan mezkur mektubu nasıl elde etmiş?
Daha önce herhangi bir şekilde yayımlanmış bir mektup mu bu; yoksa dalağını teşrih masasına yatırdığı "Arena" programı vesilesiyle Uğur Dündar'dan bizzat mı edinmiş?
"Neden" ve "nasıl"dan sonra geldik mi işin "niçin" kısmına!
Lakin "niçin" kısmı biraz sevimsiz!
İşin içine "dalak" falan giriyor.
Şu dalak mevzuu da bana adi bir ispiyonculuktan başka bir şey çağrıştırmıyor!
Kimsenin iç organları bir hobi olarak bile merak etmediğim için böyle adi /şerefsiz bir tecessüsü anlamam mümkün değil.
Emin Çölaşan'ın "Sakıncalı Gazeteci" adlı kitabında, Ahmet Hakan'ın şarap yerine kola içtiğini faş etmesini anlayamadığım gibi.
"Şist, alooo! Beni kovup, kendisinden iki adam ürettiğiniz adamınız şarap içiyorum ayaklarına kola içiyor!..." yollu bir "jurnal" üretmek nasıl kasabalı bir tecessüstür arkadaş?!
"Niçin" sorusunun "dalaksız" yanına gelelim şimdi.
Uğur Dündar'ın meziyetlerini durduk yere sayıp dökme ihtiyacı niçin duyulmuş?
Hazrete çakmayı "dini spor" haline getirenlere haddini bildirmek için mi?
Bakın işte sizin "din" adına çaktığınız adamı, "dini bir kanaat önderi" yere göğe sığdıramıyor, mu demek istiyor?
İyi de, Star Haber'i Uğur Dündar'la birlikte kotaran Yılmaz Özdil bundan hazzedecek mi bakalım?
Salih Tuna/YENİ ŞAFAK