FERİT ŞAHENK'TEN FACEBOOK İTİRAFI!
Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, Beklenen Yeni Medya Düzeni konferansında konuştu.
Yeni Medya Düzeni Konferansı başladı. Doğuş Yayın Grubu Genel Müdürü Cem Aydın, sunuş konuşması yaptı.
Kürsüye gelen Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, bir konuşma yaptı.
Ferit Şahenk, şunları söyledi:
"Teknoloji, iletişim, medya, hepimizin nereye gittiğini merak ettiğimiz alanlar. Ben bir ayıbımı söyleyeceğim, bundan ancak 5 gün evvel Facebook’a girdim. Senelerdir bir araya gelemediğim, senelerdir konuşamadığım görüşemediğim arkadaşlarımla son üç gündür bombardıman şeklinde bir araya geliyoruz. 10-15 yıl evvel Türkiye’de böyle bir konferansın yapılacağını söyleseler inanmazdım. Ne güzel ki böyle önemli insanlarla bir aradayız.
Yeni medya düzeni dediğimiz zaman, basit bir konudan bahsetmiyoruz. Küresel çapta bakmak gerekiyor. Milyonlara değil milyarlara hitap eden, sürekli gelişen, hızı artan, değişimi ile biraz da karmakarışık bir sistemi ele alıyoruz. Bu çerçevede ’Yeni medya olgusuna nasıl yaklaşmak gerekiyor?’ sorusunu hep kendime soruyorum.
Yeni medya düzeni üzerinde üç ana unsur var. Birincisi gelişme ve yayılma hızı artan bilgi-iletişim teknolojisi, hepimiz bunu yaşamaktayız. İkincisi hizmet alanlar, bizler, yani tüketiciler. Üçüncüsü hizmet sunanlar, bu konuda yine ben de varım veya hizmet sunmak isteyenler. Hizmet sunmak isteyenler diyorum, çünkü geldiğimiz noktada medya sektöründe hizmet sunmak bir taraftan her isteyenin kolayca başarılı bir şekilde yapabileceği bir iş olmaktan çıktı. Diğer taraftan da genç bir üniversite öğrencisi -şu an içimizde birçok öğrenci var- birkaç yıl içinde dolar milyarderi olabiliyor, bu sektörde.
Şimdi bu üç temel unsurun birbiriyle etkileşimini irdelemeden yeni medya düzenini anlamak çok zor. Hangisi diğerini ne derece ve ne kadar etkiliyor? Bilişim teknolojisi şüphesiz yeni medya düzeninin en kritik belirleyicisi konumunda. Genç ve parlak girişimcilerin sektöre girişini teşvik eden de bence o. Sektörde geleneksel bakış açılarını sürdürmek isteyenlere maalesef bu değişen dünya kapıyı gösteriyor. Teknoloji küresel anlamda medya sektörüne dinanizm, hareketlilik ve yenilenme ivmesi kazandırıyor. Bu bir vaka değil artık, bu bir veri olarak kabul etmemiz gereken günümüz dünyasında gerçek.
Peki teknoloji sadece arz tarafında mı belirleyici? Bence hayır. Bilakis ben talep tarafındaki etkisinin çok daha kapsamlı olduğunu düşünüyorum. Çünkü teknoloji tüketicinin farkındalığını önemli ölçüde artırıyor ve artırmıştır. Bilişim teknolojisi tüketici için doğal ve hızlandırılmış öğrenme süreci yaratmıştır. Tüketici artık çok daha donanımlı ve güçlüdür. Kısıtlı sayıda kanaldan verilenlerle yetinmiyor, yetinmiyoruz. Artık tercihlerini net bir şekilde ortaya koyabilen bir müşteri profilinden ve büyük bir kitleden söz ediyoruz. Bu durum sektörde faaliyet gösterenler için büyük bir fırsat ama aynı zamanda da büyük bir risk. Şu anda aramızda bulunan üniversite öğrencisi genç arkadaşlarımın önündeki fırsat burada.
Yeni tüketici yaratıcı girişimcilerin yanı sıra medya sektöründe mevcut faaliyet gösterenler arasından, yeniliklere açık olanlara, doğru ve dürüst hareket edenlere, özenli ve çok çalışanlara bence hakkını cömertçe veriyor. Fakat yeni tüketici hata affetmiyor, yanlışınızın bedelini çok ağır ödüyorsunuz.
Peki bu yeni tüketicinin başta medya sektörü olmak üzere teknolojik gelişmenin ve yeniliklerin hızlanmasında rolü yok mu? Bence gittikçe daha donanımlı ve güçlü olan tüketici, aynı zamanda teknolojik gelişmedeki sürekliliği de kendiliğinden sağlıyor. Dolayısıyla yeni medya düzeninin üç temel bileşeninin her birinin birbiriyle etkileşim halinde olduğu, gelişmeyi sürekli kılan, faydalı bir basit daireden söz ediyoruz.
Netice itibariyle bu temel unsurların üzerinde inşa edilen yeni medya düzeninden orta ve uzun vadede kârlı çıkan kimdir diye baktığımızda tereddütsüz bir şekilde hizmet alanların, yani tüketicilerin, yani bizlerin, yani küresel toplumun, yani hepimizin kazançlı çıktığını görüyoruz. Burada kastettiğim maddi ya da ticari bir kazanç değil, elbette genç arkadaşlarımızın önündeki bu potansiyel büyük ticari kazançlara da neden olacaktır.
Ama benim kastettiğim kazanç daha soyut, daha manevi anlamdadır. Bu yeni düzen herkese daha özgür, daha katılımcı, daha şeffaf bir dünya vaadediyor. Bu başlı başına son derece memnuniyet veren bir gerçek. Yeni medya düzeni sayesinde tarihin gerçekten de hızlandığı bir dönemde olduğumuzu görüyoruz. Özgürleşme, şeffaflaşma, daha fazla katılım bugünden yarına gerçekleşebilen şeyler değil şüphesiz. Ama burada hep mukayeseli bakmak gerekir diye düşünüyorum. Geldiğimiz noktayı, 10 yıl öncesiyle, 20 yıl öncesiyle kıyaslamak gerekiyor.
Benim yaşımdakiler 1990’lardan 2000’lere yaşanan ve algılanan değişimle, 2000’den 2010’a kadar olan değişimi kıyasladığında değişimin hızını kolayca görebilirler. Şimdiki genç üniversiteli arkadaşlarım aynı kıyaslamayı 2000 ile 2010 arasında yapabilirler. Son 10 yılda bile değişimin artan ivmesini hepimiz görüyoruz.
Nihai tahlilde, yeni medya düzeni evrensel değerler bakımından ülkeler arasındaki yakınsama sürecini de hızlandırmıştır. Bunun başlı başına çok önemli ve çok değerli bir gelişme olduğunu da düşünüyorum. Beni dinlediğiniz için hepinize teşekkür ediyorum."
Kürsüye gelen Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, bir konuşma yaptı.
Ferit Şahenk, şunları söyledi:
"Teknoloji, iletişim, medya, hepimizin nereye gittiğini merak ettiğimiz alanlar. Ben bir ayıbımı söyleyeceğim, bundan ancak 5 gün evvel Facebook’a girdim. Senelerdir bir araya gelemediğim, senelerdir konuşamadığım görüşemediğim arkadaşlarımla son üç gündür bombardıman şeklinde bir araya geliyoruz. 10-15 yıl evvel Türkiye’de böyle bir konferansın yapılacağını söyleseler inanmazdım. Ne güzel ki böyle önemli insanlarla bir aradayız.
Yeni medya düzeni dediğimiz zaman, basit bir konudan bahsetmiyoruz. Küresel çapta bakmak gerekiyor. Milyonlara değil milyarlara hitap eden, sürekli gelişen, hızı artan, değişimi ile biraz da karmakarışık bir sistemi ele alıyoruz. Bu çerçevede ’Yeni medya olgusuna nasıl yaklaşmak gerekiyor?’ sorusunu hep kendime soruyorum.
Yeni medya düzeni üzerinde üç ana unsur var. Birincisi gelişme ve yayılma hızı artan bilgi-iletişim teknolojisi, hepimiz bunu yaşamaktayız. İkincisi hizmet alanlar, bizler, yani tüketiciler. Üçüncüsü hizmet sunanlar, bu konuda yine ben de varım veya hizmet sunmak isteyenler. Hizmet sunmak isteyenler diyorum, çünkü geldiğimiz noktada medya sektöründe hizmet sunmak bir taraftan her isteyenin kolayca başarılı bir şekilde yapabileceği bir iş olmaktan çıktı. Diğer taraftan da genç bir üniversite öğrencisi -şu an içimizde birçok öğrenci var- birkaç yıl içinde dolar milyarderi olabiliyor, bu sektörde.
Şimdi bu üç temel unsurun birbiriyle etkileşimini irdelemeden yeni medya düzenini anlamak çok zor. Hangisi diğerini ne derece ve ne kadar etkiliyor? Bilişim teknolojisi şüphesiz yeni medya düzeninin en kritik belirleyicisi konumunda. Genç ve parlak girişimcilerin sektöre girişini teşvik eden de bence o. Sektörde geleneksel bakış açılarını sürdürmek isteyenlere maalesef bu değişen dünya kapıyı gösteriyor. Teknoloji küresel anlamda medya sektörüne dinanizm, hareketlilik ve yenilenme ivmesi kazandırıyor. Bu bir vaka değil artık, bu bir veri olarak kabul etmemiz gereken günümüz dünyasında gerçek.
Peki teknoloji sadece arz tarafında mı belirleyici? Bence hayır. Bilakis ben talep tarafındaki etkisinin çok daha kapsamlı olduğunu düşünüyorum. Çünkü teknoloji tüketicinin farkındalığını önemli ölçüde artırıyor ve artırmıştır. Bilişim teknolojisi tüketici için doğal ve hızlandırılmış öğrenme süreci yaratmıştır. Tüketici artık çok daha donanımlı ve güçlüdür. Kısıtlı sayıda kanaldan verilenlerle yetinmiyor, yetinmiyoruz. Artık tercihlerini net bir şekilde ortaya koyabilen bir müşteri profilinden ve büyük bir kitleden söz ediyoruz. Bu durum sektörde faaliyet gösterenler için büyük bir fırsat ama aynı zamanda da büyük bir risk. Şu anda aramızda bulunan üniversite öğrencisi genç arkadaşlarımın önündeki fırsat burada.
Yeni tüketici yaratıcı girişimcilerin yanı sıra medya sektöründe mevcut faaliyet gösterenler arasından, yeniliklere açık olanlara, doğru ve dürüst hareket edenlere, özenli ve çok çalışanlara bence hakkını cömertçe veriyor. Fakat yeni tüketici hata affetmiyor, yanlışınızın bedelini çok ağır ödüyorsunuz.
Peki bu yeni tüketicinin başta medya sektörü olmak üzere teknolojik gelişmenin ve yeniliklerin hızlanmasında rolü yok mu? Bence gittikçe daha donanımlı ve güçlü olan tüketici, aynı zamanda teknolojik gelişmedeki sürekliliği de kendiliğinden sağlıyor. Dolayısıyla yeni medya düzeninin üç temel bileşeninin her birinin birbiriyle etkileşim halinde olduğu, gelişmeyi sürekli kılan, faydalı bir basit daireden söz ediyoruz.
Netice itibariyle bu temel unsurların üzerinde inşa edilen yeni medya düzeninden orta ve uzun vadede kârlı çıkan kimdir diye baktığımızda tereddütsüz bir şekilde hizmet alanların, yani tüketicilerin, yani bizlerin, yani küresel toplumun, yani hepimizin kazançlı çıktığını görüyoruz. Burada kastettiğim maddi ya da ticari bir kazanç değil, elbette genç arkadaşlarımızın önündeki bu potansiyel büyük ticari kazançlara da neden olacaktır.
Ama benim kastettiğim kazanç daha soyut, daha manevi anlamdadır. Bu yeni düzen herkese daha özgür, daha katılımcı, daha şeffaf bir dünya vaadediyor. Bu başlı başına son derece memnuniyet veren bir gerçek. Yeni medya düzeni sayesinde tarihin gerçekten de hızlandığı bir dönemde olduğumuzu görüyoruz. Özgürleşme, şeffaflaşma, daha fazla katılım bugünden yarına gerçekleşebilen şeyler değil şüphesiz. Ama burada hep mukayeseli bakmak gerekir diye düşünüyorum. Geldiğimiz noktayı, 10 yıl öncesiyle, 20 yıl öncesiyle kıyaslamak gerekiyor.
Benim yaşımdakiler 1990’lardan 2000’lere yaşanan ve algılanan değişimle, 2000’den 2010’a kadar olan değişimi kıyasladığında değişimin hızını kolayca görebilirler. Şimdiki genç üniversiteli arkadaşlarım aynı kıyaslamayı 2000 ile 2010 arasında yapabilirler. Son 10 yılda bile değişimin artan ivmesini hepimiz görüyoruz.
Nihai tahlilde, yeni medya düzeni evrensel değerler bakımından ülkeler arasındaki yakınsama sürecini de hızlandırmıştır. Bunun başlı başına çok önemli ve çok değerli bir gelişme olduğunu da düşünüyorum. Beni dinlediğiniz için hepinize teşekkür ediyorum."