Fenerbahçe'de Yüksek Divan Kurulu adaylığını açıklayan Uğur Dündar'a şok tehdit!

Gazeteci-Yazar Uğur Dündar, Fenerbahçe’de Yüksek Divan Kurulu Başkanlığına aday oldu. Adaylığı üzerinden sosyal medyada bir takipçisinden tehdit içerikli mesaj alan Dündar, konuya kendi üslubu ile yanıt verdi.

Uğur Dündar’ın adaylığının ardından gelen tehditler dikkat çekti.

Uğur Dündar, sosyal medya hesabından kendisine gönderilen mesajı paylaşıp “İyice çirkinleşip tehdite başladılar. Bana bak çakma delikanlı! Git, bu tehditi yaptıran patronuna söyle; bu kadar zavallılaşmasın!.. Cevap verip o çukura düşmem! Ama şunu iyi bilin: Uğur Dündar'ı korkutacak bir yiğidi analar henüz doğurmadı!..” diye yazdı.

İşte o mesaj:

Uğur Dündar’ı dün de Fenerbahçe Divan Başkanı Vefa Küçük hedef almıştı.

Vefa Küçük, "Uğur Dündar beni iyi dinle, seni düelloya davet ediyorum. O dönem beni başkanlık için teşvik ettin. '1 milyon dolar hibe et' dedim. Emeğiyle, alın teriyle kazandığından bahsetti ki sıkışınca hep aynı şeyi söylüyor. Sonra ortadan kayboldun, öğrendim ki Aziz Yıldırım'ın listesine girmişsin." şeklinde konuştu.

UĞUR DÜNDAR'DAN YANIT

Uğur Dündar, Vefa Küçük'ün ifadelerine sosyal medya hesabından yanıt verdi.

Uğur Dündar şunları yazdı:

"Benim peşine düştüğüm kriminal isimlerden duymaya alıştığım tehditlerin benzerinin okul arkadaşım ve Fenerbahçe Divan Kurulu Başkanı Vefa Küçük'ten gelmesine çok üzüldüm.

Kulübümün kültüründe bu tür söylemlere yer yok.

Çok ağır cevap verebilirim ama onu üzmemek için yapmayacağım!"

ADAYLIK AÇIKLAMASI

Fenerbahçe'de nisan ayında gerçekleşecek olan Yüksek Divan Kurulu Başkanlık seçimleri için aday olduğunu açıklayan Uğur Dündar bir basın toplantısı düzenlemişti.

Uğur Dündar toplantıda şunları söylemişti:

Ben Uğur Dündar… Yarım asrı aşkın bir süredir huzurlarınızdayım.

Bu süre içinde hep sizlerin gerçeği öğrenme hakkınızın hizmetkarı oldum.

Sizin dışınızdaki hiçbir gücün önünde eğilip bükülmedim.

Ve ne mutlu bana ki, hizmetkarı olduğum sizler, tüm anketlerde beni hep en güvenilen kişi seçtiniz.

Peki neden Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Başkanlığı’na aday oldum?

"SARI LACİVERT RENKLERE GÖNÜL VERDİM"

Değerli Fenerbahçeliler, ben, 3 Mayıs’ta 115. Yaşını gururla kutlayacağımız kulübümüzün 78 yıllık, çok sıkı bir taraftarıyım. Bizim ailemizde Fenerbahçelilik, Kuvayı Milliye”den bu yana, babadan çocuklara geçen çok değerli bir mirastır.

Daha küçücük bir çocukken babamdan Kuvayı Milliye”ye saflarında yer alan Fenerbahçelilerin kahramanlık öykülerini, İngiliz işgal Kuvvetleri Komutanı General Harrington”un takımını eze eze yenerek kazandıkları 2-1” lik galibiyeti ve o gün yanan bağımsızlık ateşinin tüm yurdu nasıl kuşattığını dinleyerek sarı lacivert renklere gönül verdim.

Ve TRT'de televizyon haberciliği yapmaya başladığım günlerde röportaj için kapısını çaldığım ilk kişilerden biri, Harrington kupasını kazandıran maçta oynayan merhum diş hekimi Bedri Gürsoy Bey oldu. O gün yaşadığım heyecanı sözcüklerle anlatamam.

Benzer bir mutluluğu ve heyecanı yıllar önce Sayın Aziz Yıldırım”ın başkanlığında Fenerbahçe”mizin yönetim kurulu üyesi olarak kazandığımız şampiyonlukta yaşadım. Şu gördüğünüz fotoğrafta benim sözcüklerle anlatamadığım her şeyi ve tüm duygularımı bulacaksınız.

DOSTOYEVSKİ'DEN ÖRNEKLER

Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu, Fenerbahçe Spor Kulübü’nün en yüksek rütbeli, Fenerbahçe’yi en az 25 senedir çok yakından tanıyan, akil insanlarının oluşturduğu bir danışma organı.

Bir bakıma Fenerbahçe Cumhuriyeti”nin senatosu. Ancak bu çok önemli organın yeterince işlevsel ve etkin kullanıldığını söylemek ne yazık ki mümkün değil. Bu gerçek Yüksek Divan Kurulu”nun toplantılarında değerli üyelerce dile getiriliyor. Ama pek bir şey değişmiyor. Bunları söylerken Dostoyevski’nin “Zekice davranmak için zekadan daha fazlasına ihtiyaç var” deyişi aklıma geliyor.

Oysa Fenerbahçe Spor Kulübü şanlı ve destansı tarihiyle, pek çok branşta başarıdan başarıya koşan sporcularıyla, takımlarıyla, taraftarlarıyla, tesisleriyle, idari kadrolarıyla, başkanıyla, yönetim kuruluyla, hayal edebildiğimizin çok daha ötesinde bir potansiyele sahip. Öyle ki; Türkiye”nin en büyük ve en güçlü sivil toplum kuruluşu. FETÖ terör örgütü, devleti ve rejimi ele geçirmek üzere son hamlelerini yaparken onu alaşağı edip elden gitmek üzere olan memleketi kurtaran muhteşem bir güç Fenerbahçe….Daha ötesi var mı?

YAŞASIN FENERBAHÇE

Böylesine bir destanı başka bir sivil toplum kuruluşu yazabilir mi?

O nedenle huzurunuzda haykırıyorum:

Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti, yaşasın Fenerbahçe…

Ancak 3 Temmuz 2011’de yek vücut olup o menfur terör örgütüne karşı dimdik duran bu güç, bugün maalesef bambaşka bir portre çiziyor, dışarıya vermemiz gereken kavgayı içeride birbirimize karşı vermek durumunda kalıyoruz. Sevgili Fenerbahçeliler, bizler tekrar bir ve bütün olmalıyız, ayrışmayı değil bir arada olmayı desteklemeliyiz. Birbirimize omuz ve güç vermeliyiz. Başarının birimizin ancak zaferin hepimizin olduğunu unutmamalıyız.

Bu nedenle bir kez daha tüm gücümle haykırıyorum;

Yaşasın birlik ve bütünlük içindeki Fenerbahçe…

İşte ben, Fenerbahçe’mizin tüm mücadelelerinde ve geleceğinde Yüksek Divan Kurulu”nun yeterli işleve sahip olmasını sağlamak ve ayrışmayı sona erdirmek vaadiyle huzurlarınızdayım.

Tabii bütün bunları söylerken bazı konulara da, çok detaya girmeden açıklama getirmek arzusundayım. Adaylık kararım duyulduğu andan itibaren birçok üyemizden çok değerli destek mesajları aldım. Bunlar motivasyonumu bir kat daha arttırdı.

FENERBAHÇE'NİN ADAYIYIM

Bununla birlikte, bazı çekinceler ve kasıtlı yapıldığını düşündüğüm sosyal medya yorumlarıyla da karşılaştım.

Şunu çok açıkça belirtmeliyim ; Uğur Dündar, kişilerin değil Fenerbahçelilerin desteklediği bir adaydır,

Evet… Sadece ve sadece Fenerbahçe’nin ve Fenerbahçe değerlerinin adayıdır.

Kararımı verirken aile terbiyem ve etik değerlere saygım nedeniyle başta Sayın Başkanımız Ali Koç olmak üzere diğer başkanlarımızla, örneğin Sayın Ali Şen, Sayın Tahsin Kaya ve Sayın Aziz Yıldırımla görüşüp, düşüncelerimi paylaştım. Onların görüşlerini almaya çalıştım.

Ancak hemen belirteyim; Bağımsızlık benim yaşam biçimimdir ve tartışmaya kapalıdır. Çalıştığım medya kuruluşlarının hiçbirinde patronlar benim editoryal bağımsızlığıma asla müdahale etmemişlerdir.

Şunu bir not olarak duyurayım:

Hayatımda çalışma odamın kapısı hiç kapanmamıştır. Kazanırsam yine açık duracaktır ve dileyen tüm üyeler benimle rahatlıkla görüşeceklerdir.

Yüksek Divan Kurulu Başkanlık makamına aday olan diğer değerli arkadaşlarımıza da bu vesileyle başarılar diliyor, süreç sonunda ne olursa olsun, rozetini gururla taşıdığımız kıymetlimiz Fenerbahçe’nin galip geleceği, Fenerbahçe’nin büyüklüğüne yakışır, Fenerbahçe Divan Kurulu’nun ağırlığına uygun bir seçim olmasını temenni ediyorum.

Geleceğin daha büyük, daha güçlü Fenerbahçe”sinin inşası için elimizi taşın altına koyduğumuz bu yolda, şahsıma bugüne dek desteğini sunan tüm kongre üyelerimize, divan kurulu üyelerimize ve taraftarlarımıza şükranlarımı sizlerin vesilesiyle iletiyor, hepinizi bir kez daha sevgi ve saygıyla selamlıyorum.