FEHMİ KORU'YU ASIL İŞTE BU ÇILDIRTIR! ORAY EĞİN KORU'YA ATILACAK "EN GÜZEL GOL"Ü AÇIKLADI!

Kolonya kokulunun gammazcılığı o günlerde de varmış... İbrahim Karagül'ün atılması için uğraşmış da uğraşmış!

Hem suçlu hem mağdur

Kolonya kokulunun gammazcılığı o günlerde de varmış... ABD Büyükelçisi, İbrahim Karagül’ün yazdıklarından rahatsız olunca aynı gazetede yazan bizimkini aramış, dert yanmış... O da bu şikayeti emir kabul edip harekete geçmiş, İbrahim Karagül’ün atılması için uğraşmış da uğraşmış...

Sonuç koca bir sıfır... İbrahim Karagül köşesinde yazmaya devam etmiş... Hala da ediyor...

Tıpkı kapağı Doğan Grubu’na atma operasyonu gibi kolonya kokulunun bu kelle alma girişimi de engellenmiş bir şekilde.

Yıllar sonra bu küçük çaplı skandal ortaya çıkıyor. Kolonya kokulunun bütün marifetleri anlaşılıyor.

Kendi köşesinden başka yazarları ihbar ettiğini, gammazladığını, hedef gösterdiğini biliyorduk...

Hatta odasında ’Bu isimler gözaltına alınacak’ diye önceden tahminlerde bulunduğunun da farkındaydık...

Daha da ileri gidip bazı insanların gözaltına alınma zamanlamalarının kendi köşesindeki ihbarlarla çakıştığını da görmüştük.

’Beni atın, ben sizin işlerinizi hallederim’ diye patronlara mesaj göndermesine bile şaşırmıyorduk.

Ama hakikaten kendi gazetesinden bir yazarın kellesi için uğraşacağını tahmin dahi etmezdim; hele bir ABD Büyükelçisi’ni memnun etmek adına...

Hani bu arkadaşlar aynı mahallenin adamlarıydı? İslam’da dayanışma, kardeşlik her şeyden önce gelirdi?

Kolonya kokulu inanç-mahalle demeden hemen adam satmaya razıymış meğerse...
Peki normal şartlarda bir insan bu yüz kızartıcı ayıbı ortaya çıkınca ne yapar? Utanır, bozulur, özür diler, gönül alır, günah çıkartır...

Hayır! Bizimki üste çıkıyor...
Gazeteyi kendince tehdit ediyor, yazılarını kesiyor, tavır almaya çalışıyor. Bu arada İbrahim Karagül’ün kellesini de istiyor hala. Şimdi Karagül’e kızan bir ABD Büyükelçisi yok... Ama bizimkinin inadı inat; Karagül bütün başına gelenleri doğruladı diye istemiyor onu.

Kolonya kokulu bu krizi bahane edip Aydın Doğan’a ’Hazırım ben’ mesajı da veriyor olabilir; ama ne yazık ki kapısını çalan, davet eden, ’Gel bizde yaz’ diyen de çıkmıyor... Mağduriyet edebiyatı da karşılığını bulmuyor?

E ne yapacak peki?
Ne yapsın işte... Biraz daha etrafı soluyacak, yüz bulamayınca hiçbir şey yokmuş gibi devam edecek bildiği yolda.
En güzel gol ne olur biliyor musunuz: İbrahim Karagül birden Doğan Grubu’na geçse...

Oray EĞİN / AKŞAM