Fehmi Koru'dan çok konuşulacak Cemaat bombası!

Habertürk Gazetesi yazarı Fehmi Koru 17 Aralık'ta gündeme bomba gibi düşen 'kriptolu telefonların dinlenmesi' konusunda çok çarpıcı bir iddiayı ortaya attı.

17 Aralık 2013'te gündemi sarsan, 'devletin üst düzey yöneticileri için yapılmış kriptolu telefonların dinlenmesi' üzerine, Habertürk yazarı Fehmi Koru, çok konuşulacak bir iddia ortaya attı. Koru, bu dinlemeleri Cemaat'in değil, yerli ya da kuvvetle muhtemel bir 'yabancı birim'in yapmış olabileceğini, 'Dışişlerindeki dinleme' örneğini vererek ileri sürdü.

Koru, bugünkü yazısında 'Neredeyse 2 yıldır zihnimde taşıdığım kuşkular' diyerek nitelediği kriptolu telefonları kimin dinlediğine ilişkin kafasındaki sorulara nihayet bir cevap bulduğunu yazdı.

KORU, GÜNDEM SEÇİM İKEN NEDEN 'KRİPTOLU TELEFONLAR' A DÖNDÜ?

Seçime sayılı günler kala ana gündem maddesi seçimler iken neden 'kriptolu telefonlara ve gizli dinlemelere dönme ihtiyacı duyduğunu' açıklayan Fehmi Koru, 'bu yazıyı İsmet Berkan’a borçlusunuz. Cemaat yapılanmasından bir “terör örgütü” çıkaran Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianamede yer alan “kriptolu telefonlar” ile ilgili bölümleri Hürriyet’teki köşesinde irdeleyen o' diye not düştü.

KORU, GÜLEN'LE MEKTUPLAŞMIŞTI

Koru, 17 Aralık 2013'te internet sitelerine konan "kayıtlar" ile ilgili kopan gürültü üzerine, Pennsylvania’ya gittiğini ve Fethullah Gülen’in yazdığı bir mektupla döndüğünü ve 'mektup'la ilerleyen karşılıklı görüşmelerinde, Fethullah Gülen’in "Bizim bu kasetlerle bir ilişkimiz yoktur, olamaz Fehmi Bey..." sözünün hafızasında hep 'asılı kaldığını' ifade etti.

TÜBİTAK 'KAYITLAR' İÇİN MONTAJ DEMİŞTİ

17 Aralık süreciyle birlikte, polisler ve TÜBİTAK elemanlarıyla ilgili yargı operasyonları yaşanınca, o sözlerin havada kaldığını veya doğruları yansıtmadığını düşünür olduğunu da ifade eden Koru, İsmet Berkan'ın Hürriyet'te yer alan dünkü (28 Mayıs 2015) yazısında iddianame üzerinden iz sürmesinin bu noktada devreye girdiğini; TÜBİTAK'ın da son bilirkişi raporunun da 'montaj' olduğuna kanaat getirdiğini raporladığını hatırlattı.

"GİZLİ KAYITLAR BİR BAŞKA 'KULAK'IN İŞİ"

Koru, Berkan'ın yazısını okuyunca bir araştırma yaptığını ve şaşırtıcı bir bilgiye ulaştığını; 'Kriptolu telefonlarla yapılmış olanlar dahil yüzlerce, binlerce görüşmenin kaydına suçüstü yoluyla ulaşan, alelacele silinmeye çalışılmış kayıtları bile bulup çıkararak büyük bir telekulak rezaletini ortaya çıkaran yargının elinde, 17 Aralık günü internet sitelerinde yayına konulan o görüşmelerin kayıtları bulunmuyor... Teknik inceleme, bu yüzden, internet siteleri yayınları üzerinden yapılmış...
Devlet içerisinde yuvalanmış birilerinin dinledikleri ve bir kısmını tape haline getirdikleri görüşmelerin kayıtları var... Fakat “tarihi” sonuçlara yol açmış o görüşmenin kaydı yok... Ne demişti Fethullah Gülen bana: “Bizim bu kasetlerle bir ilişkimiz yoktur...” “Bu kasetlerle”, yani Pennsylvania’ya kadar gidip kendisiyle görüşme yapmamın sebebi olan 17 Aralık kasetleriyle... Aylar boyu zihnimi yakıp duran en önemli kuşkumun cevabını bulmuş gibiyim... “Cemaat” denilen yapının medyası 17 Aralık’ı bütün olarak himayesi altına aldığı için o kayıtlar da üzerlerinde kalmıştı; ancak anlaşılıyor ki, o gün internet sitelerinde yayınlanan gizli kayıtlar bir başka “kulak”ın işi...' diyerek bu dinlemelerin asıl sorumlusunun bir başkası/başkaları olduğunu iddia etti.

"İSTER MONTAJ İSTER DİNLEME YOLUYLA ELDE EDİLMİŞ OLSUN..."

Koru, "İster montaj ister dinleme yoluyla elde edilmiş olsun; 17 Aralık kayıtları gerçeği muhtemelen bu. Dışişleri Bakanlığı’nda yapılan üst düzey toplantının kaydını da hatırlayın derim. Hangi yerli veya daha muhtemel olarak “yabancı” kulak acaba?" diyerek, bu dinlemeleri yabancı bir birimin yapabilme ihtimaline değindi.