FEHMİ KORU, VATAN-MİLLİYET KAVGASI KARŞISINDA ŞAŞIRDI KALDI!

Fehmi Koru gündemdeki Vatan-Milliyet krizini köşesine taşıdı. Koru, olan biten karşısında şaşkına döndü...

Star yazarı Fehmi Koru, Milliyet ve Vatan gazetelerinde yaşanan patronaj kaosunu yazdı. Gazete yazarlarının da kavgaya dahil olmasıyla eş görülmemiş bir krize kavuşan Milliyet ve Vatan cephesindeki son gelişmeler Fehmi Koru'yu da şaşkına çevirmiş.

Koru, süreci özetleyen kısa bir girişten sonra hem durumun garipliğine işaret etti hem de ilginç sorular yöneltti.

İşte Koru'nun yazısındaki ilgili bölüm:

Evet, evet, Hasan Cemal de, Güneri Cıvaoğlu da, Derya Sazak da, Okay Gönensin de... Hepsi sözleşerek ve hep bir ağızdan, “Karacanlar sizi istemiyoruz” diye yazdılar.

Haksızlar mı? Her hafta tiraj raporlarına göz atıp kaçan okuyucu sayısını gördükçe içim ürperdiği için gönül rahatlığı içerisinde “Haksızlar” diyemiyorum. Her yazarın, yöneticinin, gazetesinin gücünü yitirmesi veya batışa geçmesi karşısında sorumluluğu vardır.

Toplu çıkışlarını okur beğenmemiş; ertesi gün çıkan devam yazılarından bu anlaşılıyor. “Aranızdaki sorunu bizimle paylaşmanız şart mı?” diye sormuş okur... Oysa gazetelerin esas sahipleri okurlardır; her gün harçlıklarının bir bölümünü ayırarak gazeteyi onlar yaşatır. Yazarları ayıplayacak yerde, “Demek böyle bir sorununuz varmış, bizimle paylaştığınız için sağolun; yapabileceğimiz bir şey var mı?” diye sormalıydı okur..

Her iki gazete de Doğan Grubu bünyesindeydi. Küçülme kararının ilk vukuatı, Aydın Doğan’ın Milliyet ve Vatan’ı fazla yüksek olmayan bir fiyatla elden çıkarması olmuştu. Ben hem bu karara, hem de yeni patronların Milliyet’in eski sahipleri oluşuna sevinmiştim.

Sevincimi saklamam ben, Kulis’te dile de getirmiştim.

Yeni sahiplerden Erdoğan Demirören gazetenin Aydın Doğan’a geçmesinden (1979) önce önemli bir sermayeyle Milliyet’e ortak olmuştu. Ali ve Ömer Karacan ise Milliyet’i ilk çıkaran Ali Naci Karacan’ın torunları... Aydın Doğan, yakınlarına, “Gazeteyi kendisinden devralırken Ercüment Karacan’a, ‘Eğer elimden çıkartacak olursam, ilk sizin ailenin kapısını çalacağım’ sözünü vermiştim” diye anlattı Demirören-Karacan ortaklığını zorlama sebebini...

Ortaklıklar zaten zordur, hele bir de ortaklar küçüklü-büyüklü veya ‘paralı-parasız’ diye ayrılabiliyorsa olağanüstü zordur. Anlaşılan küçük ve parasız ortak taahhütlerini yerine getiremeyince ‘kayyum’ yönetimine yol açan gelişmeler yaşanmış, ilânihaye ‘kayyum’ yönetimi endişesi tarafları farklı yönlere savurmuş...

Yazarlar “Karacanlar çekilsin” kampanyası başlatırken, Karacanlar da ‘TV-8’ kanalının da sahibi MNG Holding’le işbirliği yoluna gitmiş... Yazarların köşelerinin konuya tahsis edildiği gün, Karacan-MNG cephesi işbirliği kararlarını açıklayıverdi.

İki tarafla da konuştum, iki taraf da “İktidar bu işin neresinde?” sorusuna cevap arıyor...

Yanlış bir soru bu. Doğru soru, “Ben bu gazetelerin sahibi olmayı hak ediyor muyum?” olmalı.

2012 yılına girilirken iki gazeteye sahip olmak için verilen bu mücadeleye, ne yalan söyleyeyim, biraz da şaşkınlıkla bakıyorum.