FEHMİ KORU RAHATSIZLIĞINI NASIL ANLATTI?
Fehmi Koru, Akil İnsanlar toplantısında geçirdiği rahatsızlığı bugün köşesinde anlattı.
Bir süredir Taha Kıvanç köşesini yazamamasının gerekçesini bu rahatsızlığa bağlayan Koru, Merak etmeyin, şu anda her şey büyük çapta yeniden normallere döndü. Nabız, tansiyon, hararet... Hepsi eski doğal değerlerinde... demeyi de ihmal etmedi.
Koru özetle şunları yazdı:
"Aradan geçen bir hafta içerisinde, sağlığın ne kadar kıymetli, insanoğlunun bir o kadar âciz, ülkemizdeki hastanelerin ve tıp profesyonellerinin övünülecek düzeyde olduğunu yakından gözledim.
Galiba bir şeyi daha öğrenme fırsatı buldum: ‘Dost’ bildiklerimin gerçekten ‘dost’ olduklarını, okurlarımın da nezâket ve vefasını...
Ateşimi ve tansiyonumu düşüren ilk müdahaleleri âciline koşturulduğum bir hastanede aldım, ama esas teşhis ve tedaviye Medipol Üniversitesi’nin hastanesinde kavuştum. Londra (İngiltere) ve Boston’da (ABD) hâlâ övgüyle anlatadurduğum hastane günlerim olmuştu; ancak Medipol’de geçirdiğim birkaç gün hepsinin üstünde.
Medipol’ün benim övgüme ihtiyacı yok; hemen her servisi en dolu şekliyle çalışıyor ve fiziki mekânlar sürekli genişletiliyor. İyi hizmet, doğru teşhis ve güvenilir tedavi insanları oraya çekiyor olmalı...
Peyami Safa’nın ‘yazar’ diye andığı roman kahramanı, o dönemin şartlarında, bacağı kesilerek sorunundan kurtulabileceği haberini alınca bayılır... Sonunda hastanede üç ay geçirir ve ameliyata gerek kalmadan sağlığına kavuşur...
Görüyorsunuz, benim hastalık serüvenim bir hafta bile sürmedi. “Kesin istirahat” diyerek hastaneden taburcu eden doktorlar, “Yazılara hemen başlamanızda sakınca yok” diyerek sizlerle buluşmamı çabuklaştırdılar.
“Nerede?” sorusunu arkamdan soran, ziyaretime gelen, arayan, mesaj gönderen herkese sevgiler..."
Koru özetle şunları yazdı:
"Aradan geçen bir hafta içerisinde, sağlığın ne kadar kıymetli, insanoğlunun bir o kadar âciz, ülkemizdeki hastanelerin ve tıp profesyonellerinin övünülecek düzeyde olduğunu yakından gözledim.
Galiba bir şeyi daha öğrenme fırsatı buldum: ‘Dost’ bildiklerimin gerçekten ‘dost’ olduklarını, okurlarımın da nezâket ve vefasını...
Ateşimi ve tansiyonumu düşüren ilk müdahaleleri âciline koşturulduğum bir hastanede aldım, ama esas teşhis ve tedaviye Medipol Üniversitesi’nin hastanesinde kavuştum. Londra (İngiltere) ve Boston’da (ABD) hâlâ övgüyle anlatadurduğum hastane günlerim olmuştu; ancak Medipol’de geçirdiğim birkaç gün hepsinin üstünde.
Medipol’ün benim övgüme ihtiyacı yok; hemen her servisi en dolu şekliyle çalışıyor ve fiziki mekânlar sürekli genişletiliyor. İyi hizmet, doğru teşhis ve güvenilir tedavi insanları oraya çekiyor olmalı...
Peyami Safa’nın ‘yazar’ diye andığı roman kahramanı, o dönemin şartlarında, bacağı kesilerek sorunundan kurtulabileceği haberini alınca bayılır... Sonunda hastanede üç ay geçirir ve ameliyata gerek kalmadan sağlığına kavuşur...
Görüyorsunuz, benim hastalık serüvenim bir hafta bile sürmedi. “Kesin istirahat” diyerek hastaneden taburcu eden doktorlar, “Yazılara hemen başlamanızda sakınca yok” diyerek sizlerle buluşmamı çabuklaştırdılar.
“Nerede?” sorusunu arkamdan soran, ziyaretime gelen, arayan, mesaj gönderen herkese sevgiler..."