Fatih Portakal’dan gözaltındaki meslektaşlarına dost kurşunu!

Barış Pehlivan, Seda Selek ve Serhan Asker sonuçta bir gazetecilik faaliyeti nedeniyle böyle bir muameleye maruz kaldı. İlk kurşunun, “muhalif bir kanaldaki muhalif bir gazeteciden gelmesi” gerçekten çok acı…

VAROL ERSOY varol.ersoy@medyaradar.com

Halk TV’nin iki programcısı Barış Pehlivan, Seda Selek ve Sorumlu Müdür Serhan Asker İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından gözaltına alındı. Kendilerine yöneltilen suçlama, “Bilirkişiyi etkilemeye teşebbüs” ve “kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması…”
Barış Pehlivan, Seda Selek’in programında Ekrem İmamoğlu’nun adını verdiği bilirkişiye cevap hakkı tanımıştı.
Suçlama bununla ilgili…
Aynı bilirkişi iktidara yakınlığıyla da bilinen Yeni Şafak’a da konuşmuş ama onlar hakkında en azından şimdilik böyle bir soruşturma açılmadı.
***
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın son iki haftadır siyasetçiler, sanatçılar ve gazeteciler hakkında başlattığı bu “soruşturma yağmuru”, bir sindirme operasyonuna dönüşmüş durumda.
Halk TV’ye yapılan operasyonu da bu kapsamda görüyorum.
Barış Pehlivan’ın yaptığı şey, bir gazetecilik faaliyeti…
Gazeteci kimliğini saklamadan bilirkişiye ulaşıyor ve yine gazeteci olduğunu defalarca belirterek İmamoğlu’nun iddiaları hakkında soru soruyor.
Kendisi en ufak bir suçlama eklemiyor.
Sadece kamuoyunu aydınlatmak için sorularına yanıt bekliyor.
Ama İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Halk TV’de yayınlanan bu telefon konuşmasından “suç” icat ediyor.

PORTAKAL’A YAKIŞMADI!

Beni en çok üzen şey ise Sözcü TV anchorman'ı Fatih Portakal’ın, Barış’ın bu habercilik çalışmasını eleştirmesi ve adeta “gözaltına alındığı için onu suçlaması…”

Portakal, Sözcü TV AnaHaber’de konuyla ilgili olarak aynen şunları söyledi:

“Barış Pehlivan’ın yaptığı doğru muydu? Hayır değildi! Barış çok iyi bir gazeteci olabilir ama o bilirkişiyle yapmış olduğu konuşmayı etrafındakilere dinletsin. Ve o kişinin ‘Ben Halk TV'ye çıkmak istemiyorum' demesi dahi, hatta alenen dinlendiği yerde, adresini sorması… Ve bunu daha sonra nasıl bir editöryal masaları var bilmiyorum ama bunu istemeyen bir kişinin bu söylemi üzerine bile eğer bunu yayınlıyorsanız bu bir hata, yanlış, yapmamanız gerekiyor. Sizin gibi tecrübeli bir gazetecinin ve Türkiye’de yaşayan ve Türkiye gibi bir ülkede gazetecilik yapan, Türkiye şartlarını bilen bir gazetecilik yapmanız gerekiyor. Her şeyden önce gazetecilik yönünden yapmamanız gerekiyor. Barış’ı bu yönde eleştirebilirim, eleştiri hakkına da sahip olduğumu düşünüyorum. Yapmaması gerekiyordu ve bugün X kanalında paylaşmıştı. Doğru mudur gözaltısı, bu şekilde gözaltına alınmaması gerekiyordu. Çağırırsınız gider ifadesini verir. Bu da bir şov mu evet, biraz şov yapıyor yani gördüğümüz kadarıyla Emniyet birimleri…”

DOST KURŞUNU!

Buna “dost kurşunu” denir…
Barış Pehlivan, Seda Selek ve Serhan Asker sonuçta bir gazetecilik faaliyeti nedeniyle böyle bir muameleye maruz kaldı.
İlk kurşunun, “muhalif bir kanaldaki muhalif bir gazeteciden gelmesi” gerçekten çok acı…
Fatih Portakal’a yönelik iktidar saldırılarının yoğunlaştığı günlerde hiçbir gerçek gazeteci onu böyle arkadan vurmamıştı.
Bu zamansız ve yersiz “mesleki ahkam”ı nedeniyle Fatih Portakal’ı kınıyor ve ayıplıyorum.

Tüm yazılarını göster