Fatih Altaylı'dan yeni parti kulisi: "Ali Babacan bu işten vaz mı geçti?"

Fatih Altaylı, Ali Babacan'ın Ocak 2020'de partisinin kuruluşunu gerçekleştireceğini ve Abdullah Gül'ün yeni partide yer almayacağını iddia etti.

Habertürk yazarı Fatih Altaylı, “Harekat bitti, hareketi yazalım” isimli köşe yazısında Babacan'ın "Karar gazetesine verdiği röportajdan bu yana oldukça sessiz" olduğunu kaydederek "Babacan cephesinden ne olup bittiğini öğrenmeye çalışıyordum.Çabalarım sonucunda epey bir bilgi topladım" diyerek okurlarıyla madde madde sıraladığı bilgileri paylaştı.

PARTİLEŞME NE ZAMAN OLACAK?

Altaylı "Öğrenebildiğim kadarı ile kadrolaşma Kasım ayı sonuna kadar tamamlanacak. Yani kurucu kadro ve fikir altyapısını oluşturacak kadro bu yıl sonundan önce ortaya çıkacak. Büyük ihtimalle 2020 yılının Ocak ayının ilk yarısında Babacan ve arkadaşları partinin kuruluşunu açıklayacaklar. Muhtemelen manifestoları daha önce ortaya çıkacak gibi. Sonrasında da düzenli olarak çözüm odaklı politika açıklamaları yapmayı planlıyorlar" dedi

"RANDEVULARA YETİŞEMİYOR"

Ali Babacan'a ilginin fazla olduğunu belirten Altaylı, randevulara yetişemediğini yazdı. Altaylı Babacan'ın mümkün olduğunca çok kişi ile doğrudan görüşmeye çalıştığını, yurt dışındaki önemli Türkiyeli akademisyenlerle yakın temaslar içinde olduğunu belirterek "Keza ekonomi çevreleri ile. İlgi iki türlü imiş. “Her türlü desteği veririz ama adımız çok öne çıkmasın” diyenler, “Taşın altına ben de elimi koyarım. Açık açık buradayım” diyenler." ifadelerine yer verdi.

"ABDULLAH GÜL RESMİ OLARAK YER ALMAYACAK"

Fatih Altaylı’nın iddiasına göre Abdullah Gül’ün pozisyonuna ilişkin "Tecrübeli bir aile büyüğü gibi, önerilerini yapıyormuş, soru sorulursa yanıt veriyormuş, bilgi paylaşıyor, olası sorunlara işaret ediyormuş. Bunun dışında parti içinde aktif olarak yer alması söz konusu değilmiş." ifadelerine yer verdi.

"DAVUTOĞLU İLE YOLLARI BİRLEŞİR Mİ?"

Altaylı "Bundan sonra Babacan ile Davutoğlu’nun yolları birleşir mi?" sorusuna ise yine oluşum içinden aldığı bilgilere dayanarak "Edindiğim izlenim asla böyle bir şeyin olmayacağı. Davutoğlu birkaç kez birleşme teklifinde bulunmuş. Hatta sonuncusunda “Ben çekileyim, benim ekibim size geçsin. Ben arkada durayım” diye gelmiş Babacan tarafına. Ancak Babacan ve arkadaşları buna yanaşmamışlar. " yanıtını veriyor.

Altaylı yazısının devamında şunları yazdı:

Anladığım kadarı ile parti manifestosu için istişareler başlamış bile. Peki partinin ağırlıklı olarak eğileceği meseleler neler olacak?

Partinin kurucu fikrinin özgürlük ve hukukun üstünlüğü olacakmış gibi algıladım. Avrupa’daki ekonomik sıkıntıların, Brexit’in Avrupa’nın dünyaya sunduğu evrensel değerler olan hukuk ve insan hakları ve demokrasiyi örselediğini, Avrupa’nın gerilediğini düşünüyorlar. Bu değerlerin yeniden yükselmesi gerektiği, bunun için de Avrupa ile beraber çalışmak gerektiği inancındalar. Partinin en önem vereceği üç şey: Adalete güveni tesis edip, hukuku siyasetin bir enstrümanı olmaktan çıkarmak, özgürlüklere saygılı bir tutum ve değişen dünyaya uygun bir eğitim.

Ama herkesin aklına Ali Babacan deyince ekonomi geliyor!

İlginç biçimde ekonomi meselesine kafayı takmış değiller. “Ekonomi çok hızlı toparlanır. Üç günde her şey değişir” düşüncesi hakim. Bugünkü ekonomik sıkıntıların temelinde hukukun ve güvenin yattığına inanmışlar. “Ali Babacan ekonomiyi yönetirken dünyada bir para bolluğu vardı. Bugün o bolluk yok” diyorum. Tam aksi bir fikir hakim Babacan’ın yol arkadaşlarında. “Hayır. Bugün de ortalıkta çok büyük miktarda para var. Avusturya daha yeni çok büyük borçlanma yaptı. Neredeyse sıfır maliyetle. Komşumuz Bulgaristan negatif faizle borçlandı. Türkiye bunlardan daha önemli bir ülke. Para gelir. Yeter ki, güven duysun. Para bulmak en kolay iş” diyorlar.