Fatih Altaylı'dan Taylan Yıldız'a jet cevap: Mahkemede görüşmek üzere...
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşenir'in danışmanı Taylan Yıldız, Fatih Altaylı'ya 'açık mektup' başlığı ile yazdığı yazı ile tepki göstermişti. Altaylı'dan Yıldız'a cevap gecikmedi. Altaylı "Mahkemede görüşmek üzere" mesajını paylaştı.
Uzun yıllar Google'da çalıştıktan sonra İyi Parti'nin kuruluş aşamasında ABD'den Türkiye'ye dönerek bir süre İyi Parti'de Genel Başkan Yardımcılığı görevinde bulunan Taylan Yıldız'ı Fatih Altaylı'nın bugünkü Habertürk'te kaleme aldığı yazı kızdırdı.
Altaylı, "Siyasette kalite" başlıklı yazısında isim vermeden halen İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in danışmanlığı görevini sürdüren Yıldız'la ilgili şöyle yazdı:
....
Siyaset iyiden iyiye yamulmaya başladı.
CHP listelerinde faşistler, bir yandan FETÖ avı sürdüren iktidar listelerinde FETÖ’ye hiç de uzak olmayan isimler oluyor.
Milas Belediye Başkan adayı gibiler ise başka bir alem.
En güldüklerimden birisi ise ismi lazım değil, İYİ Parti’ye “büyük umutlarla” alınan bir vatandaş.
“Google’de üst düzey yönetici” diye büyük bir tanıtımla İYİ Parti’ye alınmış, rozeti takılmıştı.
“Bakan olacak adam. Çok değerli” diyerek.
Sonra Google’da pek de öyle üst düzey olmadığı anlaşılmıştı.
Pazarlama bölümünde çalışıyordu firmanın.
Ankara’ya yerleşti.
Bakan olacaktı ya, Ankara’da olması lazımdı.
Şimdi duydum ki, İstanbul Sarıyer’den “Belediye Meclisi” üyeliğine aday olmuş.
Güldüm.
Güldüm ama siyasette böylesine kalite düşüşlerinin olduğu dönemler memleket açısından hiç de hayırlı olmaz.
“Ne var canım” demeyin.
Böyle dönemlerde bile siyaset kalitesini koruyamayan ülkeler, asla iyiye gitmez.
YILDIZ'DAN FATİH ALTAYLI'YA AÇIK MEKTUP
Halen İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in danışmanlığı görevini sürdüren Taylan Yıldız, Altaylı'nın bu yazısına sert tepki gösterdi.
İşte o satırlar...
Gazeteci-yazar Fatih Altaylı bugünkü köşesinde benimle ilgili bir yazı yazmış. Bir deneyimli gazetecinin bu kadar az kelimeye bu kadar çok “cehalet” ve “önyargı” sıkıştırabilmesi büyük yetenek. Ama kendisi adına da çok üzücü. Kendisine açık mektubumdur.
Altaylı,
Birkaç şeye açıklık getirelim.
BİR, Google dediğiniz şirket geçen sene 132 milyar dolar kazandı. Bunun 116 milyar doları reklam gelirlerinden. Ben ve takımım bu reklamların optimizasyonunu big data analizleri ve yapay zeka kullanarak yaptık orada geçirdiğim 10 sene boyunca. Bunu yapabilmek için de dünyanın en iyi okullarının istatistik ya da ekonometri bölümlerinden doktoranız olması gerek. Dünya devi şirketlerde “pazarlamacılık” böyle bir şey artık. Patentlerimi de bilahare gönderirim; İngilizceniz ve matematik bilginiz yetiyorsa okursunuz.
İKİ, Genel Başkan yardımcısı olunca parti merkezindeki görevim gereği Ankara’ya taşındım. Bu basit nedenselliği anlamayacak kadar sığ olamazsınız. Onun için sözlerinizde art niyet arıyorum maalesef. “Bakan olacaktı ya ondan kendi kendine gelin güvey oldu”imaları çok seviyesiz.
ÜÇ, İstanbul Sarıyer’den Belediye Meclisi üyesi adayıyım evet. Bana ulaşıp da bunu neden yaptığımı sormak aklınıza gelmedi mi bir “araştırmacı” gazeteci olarak? Yoksa o “derin” içgörünüzle tanımadığınız birinin ideallerini bildiğinizi düşünecek kadar kibirli misiniz?
Büyük bir had bilmezlikle koltuk sevdalısı biri olduğum imasında bulunuyorsunuz. Ama biraz "araştırsaydınız" veya bana SORSAYDINIZ:
- Sayın Genel Başkan Meral Akşener’in çevresindeki çoğu insan milletvekilliği adayı olmuş ve kendi kampanyasında çalışırken bana gelen milletvekilliği teklifini daha faydalı olacağım Cumhurbaşkanlığı kampanyasında çalışabilmek için elimin tersiyle ittiğimi BİLİRDİNİZ.
- Genel başkan yardımcılığını arkamda bıraktığımda emeğimi mevkime endekslemediğimi, 25 il gezdiğimi, 65 üniversiteden gençlerle buluşup onlara Türkiye’mizin nasıl girişimcilik ve teknolojiyle kurtulacağını anlattığımı ve bunu hiç bir siyasi kampanyanın bir parçası olarak yapmadığımı BİLİRDİNİZ.
- Amacımın, 21. Yüzyıl değerlerini gençlerimize aşılayarak dünyaya layık bir Türkiye yaratmak ve halkımıza müreffeh bir ülke sunabilmek olduğunu ve bu tohumları Sarıyer’de atacağımızı, onun için Sarıyer’imizde çalışacağımı BİLİRDİNİZ.
SORMADINIZ...
Bugün meclis üye adaylığımı tiye almaya çalışıyorsunuz ama sizdeki ego bende yok, ben Türkiye ideallerimi hangi mevkide gerçekleştirebilirsem oradayım.
Gerekirse muhtar olurum, gerekirse hiçbir şey olmam yine de çalışmaya devam ederim.
Size milletvekilliği sunulduğunda bunu kabul etmemek, ülkenizin menfaatini en önde tutmayı, samimi bir vatan sevgisini, sadakati, ilkeli duruşu ve göz tokluğunu gerektirir.
Ama kalemini her devre göre eğip bükmekte beis görmeyenler, üstüne marka gömlek giymek için kalemini, ruhunu ve ilkelerini satılığa çıkaranlar beni ve benim gibi nice arkadaşımı anlayamazlar.
O yüzden sizler bizlere gülerken, bizler sizin için sadece üzülürüz.
Saygılarımla diye bitirilir genelde ama size saygı duymuyorum, duyan da çok fazla insan olduğunu sanmıyorum.
Gazetecilik ahlakınızın artması dileğiyle...
Fatih Altaylı'dan yanıt
Fatih Altaylı, Taylan Yıldız'ın Twitter paylaşımının altına "Bu yazdıklarınızı yargı karşısında da tekrarlayacağınızı umarım. Eleştiri karşısında aldığınız tavır zaten kalitenizi ortaya koyuyor. Haklılığımı kanıtladığınız için teşekkür ederim. Mahkemede görüşmek üzere" mesajını paylaştı.
'ALLAH BU ÜLKEYİ BÖYLE BİR SİYASET ANLAYIŞINDAN KORUSUN'
Fatih Altaylı, bugün "Tarım gözlem komitesi" başlığıyla yayımlanan yazısında da Taylan Yıldız'a tepki gösterdi.
"Dün bu köşedeki yazılardan birinde tüm siyasi partilerin anlayışını eleştirirken, İYİ Parti'nin Google'den 'Bakan olacak adam' diye getirdiği bir ismin bir ilçede belediye meclisi üyeliğine aday olmasına da ismini zikretmeden değindim" diyen Altaylı, "Bu zatı muhterem dün bir açıklama yapmış. Daha doğrusu bir 'hakaret metni' kaleme almış. Ne satılmışlığım kalmış, ne ahlaksızlığım. Dur be arkadaş, bismillah daha meclis üyesi olacaksınız. Bu ne hazımsızlık. Doğru düzgün kendinizi ifade edemiyor musunuz da hakaretten medet umuyorsunuz" diye yazdı.
Altaylı şöyle devam etti:
"Demek ki Allah korusun yarın biraz daha etkili bir mevkiye gelseniz neler yapacaksınız.
Belli ki, bugünü aratacaksın bize.
Ne oluyoruz!
Google'da sana böyle mi öğrettiler.
Adını vermeseler bile seni eleştirene hakaret et ki bir daha eleştiremesin" mi dediler.
Madem ilkeli olduğunuz iddiasındaydınız, keşke Türkiye'ye sizi "Google'ın üst düzey yöneticisi" diye tanıtırlarken, gerçek pozisyonunuzu söyleyebilme tevazuuna gösterebilseydiniz.
Ya da genel genel başkan yardımcılığı göreviniz üç aydan fazla sürebilseydi.
Bu ülkeye geçmiş zamanlarda da "Genel başkan prensleri" geldi.
Ama onlar hiç belediye meclisi üyeliğine yollanmadılar.
Beyefendi, hiç yapmadığım bir şey yapacağım ve sizi mahkemeye vereceğim.
Satılmışlığım, ahlaksızlığımın belgelerini orada ortaya koyarsınız umarım.
Ben de öğrenmiş olurum.
Ama siz zaten nasıl bir siyaset anlayışınıza sahip olacağınızı, bu hakaret mektubu ile belgelemiş oldunuz.
Allah bu ülkeyi böyle bir siyaset anlayışından korusun."