Fatih Altaylı'dan Muharrem İnce'ye tepki: Hâlâ taze kaşar kıvamındayım!
Muharrem İnce, Cumhurbaşkanı olduğu takdirde 'kaşar' gazetecilerle televizyona çıkmayacağını söylemişti.
Habertürk yazarı Fatih Altaylı, cumhurbaşkanı adayı ve Yalova Milletvekili Muharrem İnce'nin "Kaşar gazetecilerle televizyona çıkmayacağım" ifadesine tepki gösterdi. Meslekte 35 yılı geride bıraktığını ancak kendisini "kaşar" görmediğini belirten Altaylı, "Hâlâ taze kaşar kıvamındayım en fazla" diye yazdı.
Altaylı, "O kaşar, bu beyaz, bu teleme mi?" başlığıyla yayımlanan (7 Haziran 2018) yazısında, iktidarın medyaya yönelik tavrından, medyaya yönelik baskısından şikâyet etmekle yıllarını geçiren bir partinin cumhurbaşkanı adayından "kaşar gazeteciler" lafını duymanın hoşuna gitmediğini kaydetti.
Altaylı, sözlerine şöyle devam etti:
"Beni üzen, en fazla 'özgürlük ve adalet' vaadiyle beğeni toplayan bir cumhurbaşkanı adayının, daha dereyi görmeden meslektaşlarımızı 'sınıflandırmaya' başlaması. Böyle bir yaklaşım, çok kısa sürede bugünkü düzenden farksız, hatta beter bir ortam yaratır. O 'kaşar', bu 'taze kaşar', diğeri 'tulum', bu 'beyaz peynir', şu 'Van peyniri', öbürü 'köy peyniri' diyerek medyaya yeniden “iktidara” göre bir sınıflandırma, bir düzenleme getirme isteğinin işareti olarak görürüm ben bu sözleri. Oysa 'özgürlük ve adalet' vaat eden bir adayın medyayla ilgili söyleyeceği şey şu olmalıydı; ben cumhurbaşkanı olursam, tüm gazetecilerimizi iktidar yalakası olma yükünden kurtaracağım. Namuslu ve özgür gazeteciler olarak kalabilmelerini sağlayacağım. Bana yalakalık yapana değil, dürüst olana konuşacağım, namuslu olana yakın duracağım.' Ne dersiniz Sayın İnce, vaatlerinizle tutarlı olan bu olmaz mıydı? Haksız mıyım!"
Altaylı, "O kaşar, bu beyaz, bu teleme mi?" başlığıyla yayımlanan (7 Haziran 2018) yazısında, iktidarın medyaya yönelik tavrından, medyaya yönelik baskısından şikâyet etmekle yıllarını geçiren bir partinin cumhurbaşkanı adayından "kaşar gazeteciler" lafını duymanın hoşuna gitmediğini kaydetti.
Altaylı, sözlerine şöyle devam etti:
"Beni üzen, en fazla 'özgürlük ve adalet' vaadiyle beğeni toplayan bir cumhurbaşkanı adayının, daha dereyi görmeden meslektaşlarımızı 'sınıflandırmaya' başlaması. Böyle bir yaklaşım, çok kısa sürede bugünkü düzenden farksız, hatta beter bir ortam yaratır. O 'kaşar', bu 'taze kaşar', diğeri 'tulum', bu 'beyaz peynir', şu 'Van peyniri', öbürü 'köy peyniri' diyerek medyaya yeniden “iktidara” göre bir sınıflandırma, bir düzenleme getirme isteğinin işareti olarak görürüm ben bu sözleri. Oysa 'özgürlük ve adalet' vaat eden bir adayın medyayla ilgili söyleyeceği şey şu olmalıydı; ben cumhurbaşkanı olursam, tüm gazetecilerimizi iktidar yalakası olma yükünden kurtaracağım. Namuslu ve özgür gazeteciler olarak kalabilmelerini sağlayacağım. Bana yalakalık yapana değil, dürüst olana konuşacağım, namuslu olana yakın duracağım.' Ne dersiniz Sayın İnce, vaatlerinizle tutarlı olan bu olmaz mıydı? Haksız mıyım!"