Fatih Altaylı'dan çok konuşulacak Emrah Serbes yazısı: "Dikkat or..puluğu içlerine işlemiş!"
Habertürk gazetesi yazarı Fatih Altaylı, ölümlü bir trafik kazasından sorumlu olan senarist Emrah Serbes'i bugünkü köşesine taşıdı.
Behzat Ç.'nin senaristi Emrah Serbes, İzmir-Aydın Otoyolu'nda bir baba ve kızının ölümüne neden olan kazada itirafçı olmuştu. Serbes'in ifadeleri ve açıklamaları günlerdir Türkiye'nin gündeminde. Emrah Serbes'i bugünkü köşesine taşıyan Habertürk gazetesi yazarı Fatih Altaylı ise en ağır ifadeleri yazanlardan oldu.
İşte Fatih Altaylı'nın 'Attention Whore' başlıklı bugünkü yazısı:
DİYECEKSİNİZ ki: “Bu başlık da ne?”
Hemen Türkçe’sini yazayım.
“Dikkat or..pusu” demek.
Çok yeni bir tanım değildir aslında.
Ama yeni medya çağında, çok daha önem kazandığını söylemek mümkün.
Özünde şu demek: Dikkat çekmek için her şeyi yapabilecek olan kişi.
Bu kişiler için önemli olan dikkat çekmek, konuşulmak, kendinden söz ettirmektir.
Bunun pozitif veya negatif olması önemli değildir.
Önemli olan gündemde kalmaktır.
Bir anlamda bir tür medya maymunluğudur.
Sanal medyanın, internetin ve sosyal medyanın gelişmesiyle birlikte geçmişte sadece çevremizde gözlemleyebildiğimiz bir “dikkat or..puları” ile çok daha yaygın bir biçimde karşılaşmaya başladık.
Mesele gündemde olmak.
Peki niye şimdi bunu yazıyorum.
Emrah Serbes olayı bana bunu hatırlattı da ondan.
Serbes de tam bu sınıfa girecek türden bir tavır içinde.
Ciddi bir suç işlemiş, üzerine bir de büyük ayıp eklemiş.
Sonunda yakalanacağını anlayınca itiraf edip gözaltına alınırken bile bağırıyor, çağırıyor, birtakım söylemlerde bulunuyor.
Utanıp sessizliğe gömülmek falan yok.
Hâlâ dikkat çekmeye, gündeme gelmeye, gündemde kalmaya çalışıyor.
Kendince büyük laflar ediyor.
Bunlardan çevremizde çok var.
Kimi sanatçı, kimi gazeteci, kimi siyasetçi, kimi başka mesleklerden insanlar.
Gazeteci olanlar mesela.
Oturup yazı yazıyor, ama içinden geleni, gerçekten düşündüğünü değil. Ölçüp biçip hesaplıyor. “Hangisi daha çok dikkat çeker. Ne yazarsam yarın sosyal medyada çok konuşulurum, Twitter’da TT olurum” diyor.
Bu uğurda gerekirse hiç inanmadığı, hiç düşünmediği bir şeyi dahi yazabiliyor.
Kimi sanatçı veya ünlü de aynı “or..puluktan” mustarip.
“Küfür mü yerim, mahkemelik mi olurum, terbiyesiz mi olurum” diye düşünmüyor. Düşünse bile umursamıyor. Abuk sabuk bir laf, saçma sapan bir hareket, olur olmaz bir hakaret ağzından veya klavyesinden dökülüveriyor.
Sosyal medya anında, konvansiyonel medya ertesi gün ondan bahsetsin yeter.
Bunların kimileri eğitimsiz, kimileri ise tam aksine gayet eğitimli.
Kimileri alt tabakadan, kimileri ise “krem dö la krem”.
Ama fark etmiyor.
“Dikkat or..puluğu” içlerine işlemiş bir kere.
Her halükârda dikkati çekmekten, konuşulmaktan başka dertleri yok.
Bakın çevrenize ve sayın bunları. Tanıması hiç zor değil.
Hatta bana isimlerini de mail yoluyla ulaştırın.
Bakalım benim göremediklerim de var mı aralarında.
İşte Fatih Altaylı'nın 'Attention Whore' başlıklı bugünkü yazısı:
DİYECEKSİNİZ ki: “Bu başlık da ne?”
Hemen Türkçe’sini yazayım.
“Dikkat or..pusu” demek.
Çok yeni bir tanım değildir aslında.
Ama yeni medya çağında, çok daha önem kazandığını söylemek mümkün.
Özünde şu demek: Dikkat çekmek için her şeyi yapabilecek olan kişi.
Bu kişiler için önemli olan dikkat çekmek, konuşulmak, kendinden söz ettirmektir.
Bunun pozitif veya negatif olması önemli değildir.
Önemli olan gündemde kalmaktır.
Bir anlamda bir tür medya maymunluğudur.
Sanal medyanın, internetin ve sosyal medyanın gelişmesiyle birlikte geçmişte sadece çevremizde gözlemleyebildiğimiz bir “dikkat or..puları” ile çok daha yaygın bir biçimde karşılaşmaya başladık.
Mesele gündemde olmak.
Peki niye şimdi bunu yazıyorum.
Emrah Serbes olayı bana bunu hatırlattı da ondan.
Serbes de tam bu sınıfa girecek türden bir tavır içinde.
Ciddi bir suç işlemiş, üzerine bir de büyük ayıp eklemiş.
Sonunda yakalanacağını anlayınca itiraf edip gözaltına alınırken bile bağırıyor, çağırıyor, birtakım söylemlerde bulunuyor.
Utanıp sessizliğe gömülmek falan yok.
Hâlâ dikkat çekmeye, gündeme gelmeye, gündemde kalmaya çalışıyor.
Kendince büyük laflar ediyor.
Bunlardan çevremizde çok var.
Kimi sanatçı, kimi gazeteci, kimi siyasetçi, kimi başka mesleklerden insanlar.
Gazeteci olanlar mesela.
Oturup yazı yazıyor, ama içinden geleni, gerçekten düşündüğünü değil. Ölçüp biçip hesaplıyor. “Hangisi daha çok dikkat çeker. Ne yazarsam yarın sosyal medyada çok konuşulurum, Twitter’da TT olurum” diyor.
Bu uğurda gerekirse hiç inanmadığı, hiç düşünmediği bir şeyi dahi yazabiliyor.
Kimi sanatçı veya ünlü de aynı “or..puluktan” mustarip.
“Küfür mü yerim, mahkemelik mi olurum, terbiyesiz mi olurum” diye düşünmüyor. Düşünse bile umursamıyor. Abuk sabuk bir laf, saçma sapan bir hareket, olur olmaz bir hakaret ağzından veya klavyesinden dökülüveriyor.
Sosyal medya anında, konvansiyonel medya ertesi gün ondan bahsetsin yeter.
Bunların kimileri eğitimsiz, kimileri ise tam aksine gayet eğitimli.
Kimileri alt tabakadan, kimileri ise “krem dö la krem”.
Ama fark etmiyor.
“Dikkat or..puluğu” içlerine işlemiş bir kere.
Her halükârda dikkati çekmekten, konuşulmaktan başka dertleri yok.
Bakın çevrenize ve sayın bunları. Tanıması hiç zor değil.
Hatta bana isimlerini de mail yoluyla ulaştırın.
Bakalım benim göremediklerim de var mı aralarında.