Fatih Altaylı'dan Ahmet Hakan'a 'Barış Atay' tepkisi: Bir tweet bahanesiyle öç peşinde!
Oyuncu Barış Atay'ın sosyal medyadaki bir paylaşımı sonrası, köşesinden 'Haddini bildirin' çağrısı yapan Ahmet Hakan'a bir tepki daha geldi
Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan'ın, oyuncu Barış Atay'ın, Soma'da bir madenciyi tekmeleyen Yusuf Yerkel hakkındaki paylaşımını eleştirmesi ve 'Haddini bildirin' çağrısında bulunmasının ardından, Atay'ın gözaltına alınması kamuoyunda tartışmalara neden oldu.
Hakan'ın yazısına sosyal medyadan tepkiler yükselirken bir tepki de Habertürk gazetesi yazarı Fatih Altaylı'dan geldi.
Altaylı'nın "İntikam almak değil" başlıklı yazısı şöyle:
Bizler ne savcıyız, ne hâkim.
Dün sosyal medyada Ahmet Hakan’a yönelik çok büyük tepki vardı.
Tepkiler için haksız diyemem.
Çünkü Ahmet Hakan, son yıllarda medyaya musallat olan tetikçi taifesi gibi hoşuna gitmeyen bir şeyler söyleyen birine “had bildirilmesini” istemiş.
Bu tür talepler “yeni” dönemin modası.
Gazetecilik adı altında “İpini çekin, haddini bildirin, yok edin” çağrıları yapanlar türedi.
Bir tür “hâkim” gazetecilik.
Ahmet Hakan’ın had bildirilmesini istediği kişi, sosyal medyada bir şeyler yazmış.
Katılıp katılmamak önemli değil.
Bu kişinin yazıp söylediklerini doğru veya yanlış bulabilirsiniz ve bunu söyleyebilirsiniz de. Eleştirmek serbest.
Ama “Haddini bildirin” diye çağrı yapmak “gazetecilik” değil.
Bizler ne savcıyız, ne hâkim.
Böyle çağrılar yapıp sonra ortaya ağır sonuçlar çıkınca “Ben onu dememiştim, ben onu kastetmemiştim, benim suçum” yok diye ciyaklamak fayda etmiyor.
Ancak bilmenizi isterim ki, Ahmet Hakan bunu “sadece” o sosyal medya mesajı nedeniyle yapmıyor. Ahmet Hakan’ı kızdıran o kişinin yazdığı mesaj değil.
Asıl neden, eskiye dayanan bir “eleştiri” ve eleştiriden doğan husumet.
Hakan’ın haddinin bildirilmesini istediği kişi, geçmişte sosyal medyada Ahmet Hakan’a da sert ve ağır eleştiriler yöneltmiş biri.
Ahmet kardeşimiz de fırsattan istifade intikam alıyor.
Bir tweet bahanesiyle öç peşinde.
Ama unutmasın ki, bizim işimiz intikam almak veya aldırmak değil.
Biz bildiğimizi yazacağız.
Yazdıklarımızdan, yazmadıklarımızdan kaynaklanan eleştirilere de açık olacağız.
Bize söylenenleri ise sineye çekeceğiz.
Ya da ille intikam peşinde koşacaksak, bunu delikanlı gibi açıktan yapacağız.
Not: Bu yazı dün yayınlanmak üzere yazıldı ama sayfadaki yer sıkıntısı nedeniyle bugüne kaldı.
Hakan'ın yazısına sosyal medyadan tepkiler yükselirken bir tepki de Habertürk gazetesi yazarı Fatih Altaylı'dan geldi.
Altaylı'nın "İntikam almak değil" başlıklı yazısı şöyle:
Bizler ne savcıyız, ne hâkim.
Dün sosyal medyada Ahmet Hakan’a yönelik çok büyük tepki vardı.
Tepkiler için haksız diyemem.
Çünkü Ahmet Hakan, son yıllarda medyaya musallat olan tetikçi taifesi gibi hoşuna gitmeyen bir şeyler söyleyen birine “had bildirilmesini” istemiş.
Bu tür talepler “yeni” dönemin modası.
Gazetecilik adı altında “İpini çekin, haddini bildirin, yok edin” çağrıları yapanlar türedi.
Bir tür “hâkim” gazetecilik.
Ahmet Hakan’ın had bildirilmesini istediği kişi, sosyal medyada bir şeyler yazmış.
Katılıp katılmamak önemli değil.
Bu kişinin yazıp söylediklerini doğru veya yanlış bulabilirsiniz ve bunu söyleyebilirsiniz de. Eleştirmek serbest.
Ama “Haddini bildirin” diye çağrı yapmak “gazetecilik” değil.
Bizler ne savcıyız, ne hâkim.
Böyle çağrılar yapıp sonra ortaya ağır sonuçlar çıkınca “Ben onu dememiştim, ben onu kastetmemiştim, benim suçum” yok diye ciyaklamak fayda etmiyor.
Ancak bilmenizi isterim ki, Ahmet Hakan bunu “sadece” o sosyal medya mesajı nedeniyle yapmıyor. Ahmet Hakan’ı kızdıran o kişinin yazdığı mesaj değil.
Asıl neden, eskiye dayanan bir “eleştiri” ve eleştiriden doğan husumet.
Hakan’ın haddinin bildirilmesini istediği kişi, geçmişte sosyal medyada Ahmet Hakan’a da sert ve ağır eleştiriler yöneltmiş biri.
Ahmet kardeşimiz de fırsattan istifade intikam alıyor.
Bir tweet bahanesiyle öç peşinde.
Ama unutmasın ki, bizim işimiz intikam almak veya aldırmak değil.
Biz bildiğimizi yazacağız.
Yazdıklarımızdan, yazmadıklarımızdan kaynaklanan eleştirilere de açık olacağız.
Bize söylenenleri ise sineye çekeceğiz.
Ya da ille intikam peşinde koşacaksak, bunu delikanlı gibi açıktan yapacağız.
Not: Bu yazı dün yayınlanmak üzere yazıldı ama sayfadaki yer sıkıntısı nedeniyle bugüne kaldı.