FATİH ALTAYLI TEKE TEK'E NEDEN ÇIKMADI? İŞTE ALTAYLI'YI KORKUTAN HASTALIK!
Fatih Altaylı Habertürk'teki Teke Tek programını son anda iptal etmişti. Programa son anda çıkmama nedenini Altaylı bugün katıldığı programda açıkladı.
Ceren Akdağ Şahin’in hazırlayıp sunduğu Hayatın İçinden programına katılan Altaylı Teke Tek’in iptal nedeninin yaşadığı sağlık sorunu olduğunu itiraf etti.
Ceren Akdağ Şahin’in "Sizin sağlığınız iyi mi? Teke Tek’de göremedik sizi..." şeklindeki sorusuna Altaylı şöyle yanıt verdi:
"Geçen perşembe akşamı aniden rahatsızlandım. Niye rahatsızlandım? Lodos beni çok etkiliyor. Lodoslu havalarda salak gibi oluyorum. Bir kaç haftanın da üstümde ağır bir yorgunluğu var. Bir gece önce de gazeteden çok geç çıktım, sabaha kadar da uyuyamamıştım. Hayli yorgundum. Bir de akşam lodos çıkınca ani bir tansiyon problemim oldu.
Teke Tek sırasında bir tansiyon problemim oldu. Ben de böyle şeyleri pek bilmediğim için, sağlık sıkıntım da pek olmadı. Bir anda panikledim. Tansiyonum yükseldi, düştü... Ben de ekran karşısında ölerek tarihe geçmek istemedim. Panikledim kendi kendime. Doktorlar tansiyonumda ani yükselmeler olduğunu söylediler. Doktor dinlenmemi önerdi.
Hakikatten bir kaç gün dinlendim ve şu an iyiyim. Gazeteci olarak ne kadar dinlenmek mümkün bilmiyorum ama şimdilik iyiyim."
"HINCAL’IN O YAZIYI YAZMASINDAKİ İKİ YÜZLÜLÜK BENİ KIZDIRDI"
Ceren Akdağ Şahin’in "Hıncal Uluç, yazısı ile Türkiye’nin en çok konuşulan yazarı oldu. Bu muydu amacı?" şeklindeki sorusuna ise Altaylı şöyle yanıt verdi:
"Hıncal Uluç’un söyledikleri toplumda bir kesimin kendi arasında konuştuğu şeyler. Sadece şunu söylüyorum. İnsanların bunu düşünmesi, sorgulanması mümkün. Ama bu yazı konusu değil. Bunu yazamayız. Herşeyi yazamayız. Bu bir aile meselesi ve kişinin kendi meselesi. Herkesin bilinmeyen ayrı hayatları var. Bir kişinin ünlü olması ve bilinmeyen, topluma yansıtmadığı hayatı hakkında abuk sabuk yazma hakkını kimseye vermez.
Uluç’un kızı acımasızca eleştirirken, belki de kızın ölümüne neden olan çocuk ile ilgili olarak "vah kerata vah" demesi çok yanlıştı. Ortada bir rezalet varsa ortak bir rezalet var. Benim kızdığım Uluç’un uyguladığı çifte standart. Aile dostu, yakını olan gence kereta, güçsüz olan kızın ardından o sözler. Herkes böyle düşünebilir ama bunu yazmanın hiç kimseye faydası yok."
Ceren Akdağ Şahin’in "Sizin sağlığınız iyi mi? Teke Tek’de göremedik sizi..." şeklindeki sorusuna Altaylı şöyle yanıt verdi:
"Geçen perşembe akşamı aniden rahatsızlandım. Niye rahatsızlandım? Lodos beni çok etkiliyor. Lodoslu havalarda salak gibi oluyorum. Bir kaç haftanın da üstümde ağır bir yorgunluğu var. Bir gece önce de gazeteden çok geç çıktım, sabaha kadar da uyuyamamıştım. Hayli yorgundum. Bir de akşam lodos çıkınca ani bir tansiyon problemim oldu.
Teke Tek sırasında bir tansiyon problemim oldu. Ben de böyle şeyleri pek bilmediğim için, sağlık sıkıntım da pek olmadı. Bir anda panikledim. Tansiyonum yükseldi, düştü... Ben de ekran karşısında ölerek tarihe geçmek istemedim. Panikledim kendi kendime. Doktorlar tansiyonumda ani yükselmeler olduğunu söylediler. Doktor dinlenmemi önerdi.
Hakikatten bir kaç gün dinlendim ve şu an iyiyim. Gazeteci olarak ne kadar dinlenmek mümkün bilmiyorum ama şimdilik iyiyim."
"HINCAL’IN O YAZIYI YAZMASINDAKİ İKİ YÜZLÜLÜK BENİ KIZDIRDI"
Ceren Akdağ Şahin’in "Hıncal Uluç, yazısı ile Türkiye’nin en çok konuşulan yazarı oldu. Bu muydu amacı?" şeklindeki sorusuna ise Altaylı şöyle yanıt verdi:
"Hıncal Uluç’un söyledikleri toplumda bir kesimin kendi arasında konuştuğu şeyler. Sadece şunu söylüyorum. İnsanların bunu düşünmesi, sorgulanması mümkün. Ama bu yazı konusu değil. Bunu yazamayız. Herşeyi yazamayız. Bu bir aile meselesi ve kişinin kendi meselesi. Herkesin bilinmeyen ayrı hayatları var. Bir kişinin ünlü olması ve bilinmeyen, topluma yansıtmadığı hayatı hakkında abuk sabuk yazma hakkını kimseye vermez.
Uluç’un kızı acımasızca eleştirirken, belki de kızın ölümüne neden olan çocuk ile ilgili olarak "vah kerata vah" demesi çok yanlıştı. Ortada bir rezalet varsa ortak bir rezalet var. Benim kızdığım Uluç’un uyguladığı çifte standart. Aile dostu, yakını olan gence kereta, güçsüz olan kızın ardından o sözler. Herkes böyle düşünebilir ama bunu yazmanın hiç kimseye faydası yok."